Ama bu sezon bir mucizedir gidiyor, futbolcuların mucizevi şekilde iyi çıkıp birbirleriyle kaynaşmasından, uzun yıllar Karşıyaka'ya hizmet eden ve yüreği KSK için çarpan Hüseyin Hamamcı'nın futbolculara baba gibi davranıp toparlamasından, yine Karşıyaka çocuğu Cihat Arslan'ın takımın başına hoca olarak gelmesinden Kaf-Kaf şampiyon adayları arasında yolunda yürüyor ama kör-topal, geleceği göremeyecek biçimde el yordamıyla.
* * *
Karşıyaka zirve mücadelesini sürdürüyor da, futbolcular aç-bilaç götürüyor olayı. Sezon başı peşinatlarını alamamış durumdalar. Çoğu federasyona başvurdu serbest kalmak için. Onları nasıl suçlayabiliriz ki? Çocuk çabalıyor, çırpınıyor, formasını terletiyor. Karşılığı ne: Nasihat... Çaresiz icra yoluna gidiyorlar alacaklarını tahsil için, bir de yöneticilerce suçlanıyorlar. Ne yapsınlar yani, siz evinize aş götüremezseniz, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamazsanız ne yaparsınız ki? Ben yine de Karşıyakalı futbolcuları kultuyor, alkışlıyorum. Maça çıkacaksınız, stada gidecek otobüse bineceksiniz, tesislerde icra memurları kol geziyor, tartışmalar, birbirlerinin üzerine yürümeler. Moral mı kalır futbolcuda. Demez mi, "Bunlar şimdi bu işleri çözemiyor, ilerde ne yaparlar? Benim bu kulüpte geleceğim sallantıda. Ocak transferinde bir başka takıma gideyim de kendimi kurtarayım..."
* * *
Şeref Tribünü'nde ahkam kesen ama "Destek ver" dendiğinde çark edenlere artık "Pamuk eller cebe" diyelim. |
* * *
Oturdum, düşündüm. 'Zaman Tüneli'ne girerek 1958'lere 55 yıl öncesine gittim. O yıl Selçuk Yaşar'ın başkan olduğu ilk yılın yönetimindeydim. Paraya sıkıştık, ekipler halinde çarşıyı dolaştık, düze çıktık. Şimdi size o devirde Kaf-Kaf'ın imece usulüyle nasıl düze çıktığının hikayesini anlatayım, sonra da "Kongrelerde boy gösterenler, Selçuk Yaşar'ın yanında oturmak, aynı fotoğraf karesine girmek için çabaladıkları halde ceplerinde akrep olanlar. Karşıyaka'nın maçlarında Şeref Tribünü'ne yer bulup ahkam kesen ama "Destek ver" dendiğinde çark edenleri artık sevgili kulüplerine katkı yapmak görevine davet ederek, "Pamuk eller cebe" diyeyim.