İzmir, büyük değerlerini birer birer kaybediyor. Haber geldi, "Şakir Sözügür öldü" dediler. Çoğu kimse, genç Göztepeliler bile tanımaz Şakir ağabeyi. Göztepe'nin şaşaalı devirlerinin efsane takımın Maliye Bakanı'ydı Şakir Sözügür. Tüm para işlerine o bakardı, bir kuruşun hesabını bile herkesten sorardı. Eğer kasa uygun değilse bazı yıldız futbolcuların sarı-kırmızılı kulübe transferini veto ederdi. Dile kolay, tam 20 yıl Göztepe'de yöneticilik yaptı. Şakir Sözügür, gençliğinde, yöneticiliğinin yanı sıra Türkiye çapında başarılara imza atmış bir sporcuydu. 1957 yılında yine Göztepe'nin efsane yöneticilerinden Zeki Çırpıcı ile birlikte yelkende Şarpi sınıfında Türkiye şampiyonu olmuşlardı. Şakir Sözügür, Kemeraltı Kuyumcular Çarşısı'nın da temel direkleri arasındaydı. Zeki Çırpıcı ve Turan Atav'la birlikte "Kuyumcular Çarşısı'nın Üç Silahşörleri" diye anılırlardı. Şakir Sözügür'ü biz hiç unutmayacağız, Göztepeliler de unutmamalı.
siyasetten
Rifat Sait'le ufuk turu
İzmir AK Parti milletvekillerinden Rifat Sait ile bir mini ufuk turuna ne dersiniz?
Rifat Sait'in ilk teşhisi şöyle:
"CHP, rakam veremediği için İzmir'de mağduriyeti oynuyor, Allah için yaptıkları bir şey varsa açıklasınlar."
Sait, ticaret ve hizmet sektöründe son üç ayda ciroların yüzde 5.6 oranında arttığını söylüyor ve ardından ekliyor:
"Bu sektörlerde istihdam da yüzde 2.9 artış var."
'Ufuk Turu'nun bu aşamasında, başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere tüm CHP yerel yönetimlerinin değerlendirmesi var.
Rifat Sait diyor ki:
"Bunlar hizmet yerine laf üretiyor, hizmet açıklarını kelime oyunları ve değişik şovlarla kapatmak istiyorlar. Yanlışları çok ama onları cin fikirleri ile tersine çevirip adeta mağduru oymayı adet haline getirmişler. Bunu da başarıyorlar, tek başardıkları da zaten bu."
Rifat Sait, İzmir halkının artık her şeyi gördüğünü, mağduriyet oyunlarının artık sökmediğini vurguluyor.
Rifat Sait'in İzmirlilerden bir de ricası var.
"İzmirli hemşerilerimden rica ediyorum, bulundukları yerlerin yıllardır bitmeyen belediye ile ilgili sorunlarını muhataplarına sorsunlar, cevap istesinler, eminim üç değişik alternatif cevap alacaklar: 1-İktidar bize yardım etmiyor. 2- Siz onları bırakın, biz en büyük ve tek Atatürkçü partiyiz, onlar gelirse laiklik elden gider, 3- Cevap bile vermeyecekler."
hayattan
Pislikle örtülen güzellik
Haluk Narbay, İzmir basın dünyasında iz bırakmış bir isim...
Uzun yıllar TRT kulvarında koştu, birçok başarılı haber ve röportaja imza attı.
Haluk Narbay geçtiğimiz hafta sonunu Karşıyaka'da geçirdi.
İzlenimlerini kısa bir notla bize şöyle aktardı:
"Bu pazar hava çok güzeldi ve insanlar akın akın Karşıyaka sahiline inmişlerdi. Biz de oralardaydık. Şehitler Anıtı arkasında kalan tersane bölgesinde Su Ürünleri Kooperatifi'ne ait salaş bir çayevine oturduk, çaylarımızı yudumladık.
Ben ilk defa bu kesimi geziyorum, çayımı içerken etrafı gözledim ve fevkalade üzüntüye kapıldım.
O güzelim sahil, inanılmaz pislik içerisinde.
Düzensizlik, trafik karmaşası, kullanımı mümkün olmayan hurda tekneler de dahil birçok malzemenin çöp yığınları halinde bırakıldığı bir görünüm içerisinde...
Büyükşehir ve Karşıyaka belediyeleri buraya bir el atmalı.
Bir güzellik ortaya çıkarılmalı ve de insanların, zevkle gezebilecekleri, oturup, dinlenebilecekleri bir mekan hizmete sunulmalı.
Hatta İzmir'e gelen turistleri bu cazibe merkezine taşıyıp, Körfez'in muhteşem güzelliklerini sergilemeli."
laflama
* Hayatta hiçbir zaman "Önce can sonra canan" demedim. Benim parolam "Varsa yoksa Canan"dır hani !
* Bir masala da şöyle başlanılamaz mı? "Bir varmış, bir yokmuş. O dönemlerde henüz sanat seviciler yokmuş."
* Aslında o şarkı şöyle başlamalıydı. Hayat bazen tatlıdır. Sevenler inatçıdır!
* Bir çocuğunun adı Kadir, diğer çocuğunun adı Kıymet. Çocukları kadir kıymet bilemedi yine de!
İbrahim Ormancı'dan
