Ve, Yaşar Ailesi'nde beklenen dönüş...
Bu ayrılık, Yaşar Bank'ın İstanbul'a taşınması ile başlamış ve bugünlere kadar gelmişti.
Yaşar Bank'ın İstanbul'a taşınmasına karşı çıkan Yaşar Holding mensuplarının başında, "Kurum'un veliaht"ı olarak bilinen Selim Yaşar vardı.
Selim Yaşar, yurtdışında eğitim görmüş heyecanlı bir gençti.
Bazı "kaşarlanmış bankacıların" varlığına itiraz ediyordu.
Ve, sonunda yollar ayrıldı.
Selim Yaşar, bu süre içinde evlendi.
Kendi düzenini kurdu.
Ne var ki, "Yaşar Ailesi"nin bir düzeni vardı. Bu tür ayrılıklar, babaerkil bir aile yapısına ters düşüyordu.
İşte bu hava içinde kırılamayacak aile dostları devreye girdi ve Selim Yaşar geçtiğimiz günlerde Selçuk ve Zuhal Yaşar çiftini, yani anne ve babasını ziyarete gitti.
Eller öpüldü.
Torunlar kucaklandı.
Bu mutlu hava kısa süre içinde tüm Karşıyaka'da yankılandı.
Ve ardından bu bahar havası içinde bir haber de geldi:
"Selim Yaşar Holding'e dönüyor..."
Yaşar Holding, 1945'te kuruldu
Yaşar Holding, 1945 yılında kurucusu Selçuk Yaşar'ın boya sektöründe yatırımları ile faaliyete başladı. 1954 yılında Durmuş Yaşar, oğlu Selçuk Yaşar'ın öncülüğü ve gayretiyle ilk boya üretim tesisini İzmir Bornova'da kurdu ve Dyo markası da bu yılda doğdu. 70'li yıllara kadar büyümesini derinlemesine boya sektöründe devam ettiren Topluluğa, zamanla gıda, içecek, medya sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler katıldı.
Ödünç kitaplar
Ahmet Vefik Paşa'nın zengin bir kütüphanesi vardı. Dostlarından biri, bu kütüphaneye girince, çoktandır arayıp bulamadığı kitabı gördü:
"Paşam, bu kitabı bir gece için ihsan buyurunuz, okuyup da sabahleyin geri vereyim" dedi.
Paşa, adamın elindeki kitabı hemen geri aldı ve şu açıklamayı yaptı:
"Ben bu kütüphaneyi, bir gece için şundan bundan aldığım kitaplarla meydana getirdim."
küpe
Kadınların hepsi, öfkelerini gizleme sanatını bilirler, hele iyice öfkelenmişlerse.
Rousseau
fıkra
Kazanın nedeni
Hakim, sarhoş bir halde kaza yapan şoföre şöyle dedi:
"Anlaşıldı. Kazanın sebebi alkol..."
Temel: Sağ ol hakim bey. Herkes kazanın benim yüzümden olduğunu zannedecekti."
laflama
* Gülme komşuna... Ama gülümse komşu kızına!
* Şarkılı köyün kavalcısı ataması henüz yapılmayan öğretmenlerimizden biriymiş meğer!
* Ağaç yaş iken eğilir diye, gül yüzlü çocuklarımızın başını öne eğdirmeyin... Her zaman dik dursunlar! Allah'ım bari Sırat Köprüsü'nde uyanık çakallar kaynak yapıp öne geçmesin!
* Öğrenmenin yaşı yoktur ama öğrendim diye caka satmanın ukalalığı çoktur abilerim, ablalarım!
İbrahim Ormancı'dan
