1950 seçimlerinde Demokrat Parti, CHP'yi sandıklarda perişan etmiş ve iktidara gelmişti. Ordudaki cuntacı subaylar İsmet Paşa'ya koşup "bunları yıkalım" dediler. İsmet Paşa "yürüyün" dese belki de çok partili demokrasi başladığı gün bitecekti. CHP'li elitler halkın iktidarını bir türlü hazmedemediler. "Ne yani, bizi bu Hasolar Memolar mı yönetecek?" sözü o dönem CHP'sinin ruh halini ortaya koyması bakımından çok semboliktir. Türkiye'yi "Hasolar Memolar" yönetti ve biz bugün uygarlık adına neye sahipsek onların eseridir. Aslında bu CHP'li zihniyet Atatürk'e sağlığında az zulmetmedi. CHP'nin şerrinden halkı korumak için yakın arkadaşı Fethi Okyar'a Serbest Fırka'yı kurdurdu Atatürk. Ama Serbest Fırka'ya İzmirlilerin gösterdiği ilgi CHP'yi korkuttu ve gittiler Atatürk'ü tehdit ettiler. Devlet işlerinden dışlanmış biri olarak, çaresiz arkadaşından partiyi kapatmasını istedi. Atatürk öldükten sonra yapılan ilk işin devlet dairelerinden ve paranın üzerinden resimlerinin kaldırılması olduğunu kimse unutmasın. DP ve Menderes iktidara geldi de cenazesi izbede perişan olmaktan kurtuldu, Anıtkabir'e defnedildi.
***
1960'da halkın iktidarını bir grup eli silahlı üniformalı eşkıyaya yıktırdılar. İşin arkasındaki odak İsmet Paşa ve CHP idi. Bunu bugün tartışmak bile abestir, Orhan Birgit'in ve damat Metin Toker'in yazdıklarını okuyun, bunun böyle olduğunu görürsünüz.
Tekrar CHP'nin iktidar olması için ne kadar fırıldak varsa çevrildi. Ama halk 1965'de İslam Köylü Çoban Sülü'yü başbakan yaptı. CHP halkı yine anlamadı, "Türkiye'yi cahil kalabalıklar mı yönetecek?" lafı o gününün CHP'li elitlerine ait bir sözdü. Kendi meşreplerine yakın olan Demirel'e bile tahammül edemedi bu zihniyet. 1971 muhtırasından sonra Demirel'in yeniden başbakan olma ihtimali sorulduğu zaman "Güldürmeyin beni" demişti aynı zihniyetten birisi. Demirel iki kez daha başbakan oldu o sözden sonra.
***
O günden bugüne değişen hiçbir şey yok. CHP'nin cibilliyeti de, zihniyeti de aynı duruyor. Bu gerçekten bir gen ve zihniyet meselesi. En demokrat ve değişimci diye taktim edilen, bizim de öyle gördüğümüz Kemal Kılıçdaroğlu da bile aynı zihniyet tezahür ediyor. AK Parti'ye oy veren yüzde 50'nin Stockholm Sendromu yaşadığını söylüyor. İşkencesine aşık olan ve oy veren bir halk tarifi yapıyor Kılıçdaroğlu. Bunu Türk halkına yapılmış bir hakaret olarak filan görmeye hiç gerek yok. CHP zihniyeti budur ve CHP kafası böyle çalışır. Unutulmasın ki, Kurtuluş Savaşı'nda genç zabitlere "unutmayın, sizin asıl düşmanınız millettir" diyen İsmet Paşa'nın partisidir CHP.
Ve yine unutmayın ki 2007 seçimlerinde AK Parti'nin yüzde 47 oy aldığı anlaşılınca "bu sonuç irrasyonel bir sonuçtur" diyen Onur Öymen'nin partisidir.
İnönü, Öymen, Kılıçdaroğlu... Hepsi "aynı dağın yelidir" ve belli ki bu hiç değişmeyecek.