Can sıkıcı şeyler, güzel şeyler

Can sıkıcı günler ve olaylar yaşadık. Başbakan Erdoğan'ın hastalığı, ne kadar şeytani tip varsa gizlendikleri yerden başlarını çıkarmalarına neden oldu. Başbakan'ın 20 günlük nekahet evresinde ekonomik krizler beklentileri oluşturdular, AK Parti'yi parçalayıp un ufak ettiler. Sadece içeridekiler değil, dışarıdakiler de harekete geçti. Bir yandan Sarkisyan, bir yandan Sarkozy, bir yandan Maliki, bir yandan İran, Türkiye'yi rahatsız eden demeçler patlattılar. İşte kaç gündür Sarkozy soytarısının yaptığı aptalca işle uğraşıyor Türkiye. Bu arada içerdeki hareketlenmeler çok ilginçti. Türkiye demokratikleştikçe, söz gelişi asker, sivil otoritenin emrine tabi oldukça, komünistlikten ve darbecilikten dönme sözde liberaller saldırıya geçtiler. Gün geçmiyor ki hükümeti, Başbakan Erdoğan'ı eleştiri sağanağına tutmasınlar. Bu tatsız gelişmelerin bir iyi yanı, bu sözde liberallerin demokrasinin gelişmesiyle filan hiçbir ilgilerinin olmadığının anlaşılmış olmasıdır. Onlar geçmişten gelen devlet düşmanlığını sivil siyasetin gündemi haline getirmek istiyorlar. Oysa bu ülkenin, bu milletin böyle bir beklentisi yok. Tam aksine, AK Parti'yi iktidara getiren millet, bu ülkede devletle hükümetin uyum içerisinde çalışmasını arzu ediyor. Sonuç olarak yarasalar radarlarıyla etrafı tarıyorlar. Millete karşı sorumluluk üstlenenlerin dikkat etmeleri gereken bir döneme girildiği aşikar.
***
Sadede can sıkıcı şeyler olmuyor ülkemizde. Bütün provokatif davranışlara karşı bu ülke adım adım demokrasi yolunda ilerliyor. Ordumuza saldırı oluyor, artık Genelkurmay bozuk Türkçe'yle abuk sabuk tehditler savurmuyor, ülkenin başbakanı çıkıyor, o saldırıları yapanları yerin dibine sokuyor. Hem demokrasi işliyor hem de ordumuz sahipsiz olmadığını ve sivillerin kendilerini daha etkili savunduğunu görüyor. Bunlar 60 yıldır hasretini çektiğimiz sahneler. Buna mukabil, demokratik görüntümüzü bozan uygulamalar bir bir tasfiye ediliyor. İşte dün Başbakan grup toplantısında açıkladı: Artık okullarda milli güvenlik dersleri verilmeyecek. Subaylar öğretmenlik yapmayacak. Herkes kendi işini yapacak. Bu karara bir tek itiraz yok. Aslında marifet bütün bu ilerlemeleri fitneye meydan vermeden yapmak. Türkiye esasen bunu başarabiliyor.
***
Bir güzel haber de dışardan geldi.Twitte MŞu paragrafı dikkatle okuyalım: Kahire Amerikan Ünivers"Başbakan Tayyip Erdoğan Erdoğan bize laikliği sevdirdi. Biz, Erdoğan sayesinde demokratik ve Müslüman bir ülke olabileceğine inandık. Şimdi rol modelimiz Erdoğan ve Türkiye'yi yerinde incelemeye geldik". Bu sözler SETA Vakfı'nca Türkiye'de konuk edilen Mısır Kahire Amerikan Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü yüksek lisans öğrencileri tarafından dile getirildi. İnsan bu sözleri yabancılardan duymaktan büyük keyif alıyor. Bir de bu sözler bize tarihin içinde ne derece ironi barındırdığını gösteriyor. 10 yıl öncesinin irtica odağı Tayip Erdoğan bugün İslam dünyasına laikliği, demokrasiyi öğretiyor. Hayatları bu ülkenin temiz insanlarını mürteci diye suçlayarak geçirmiş olanların gazete sayfalarını dolduran şu haberlerden dolayı bir mahcubiyet duyup duymadıklarını merak ediyorum doğrusu.