Bir Azeri Türk'ü gibi söyleyeyim; hiç unutabilmirem Haydar Aliyev'in o yaptığını.
Bir gün içinde Azerbaycan Anayasası'ndan "Azerbaycan'ın dili Türkçedir" ibaresini buharlaştırdı, onu yerine "Azerbaycan'ın dili Azericedir" ibaresini yerleştirdi.
Aynı kişi Türkiye'ye geldiği vakit Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Türkiye ile Azerbaycan'ın nasıl kanı bir, dili bir, dini bir "gardaşlar" olduğunu" söyledi durdu.
Ne var ki bütün bu laflar edilirken bir tane Türk devlet adamı çıkıp da "İyi ama Haydar Bey, bu nasıl gardaşlık böyle, anayasanızda kendi öz dilinizin adına bile tahammül göstermiyorsunuz?" demedi.
Veya bir köşe yazarı çıkıp, "Be adam nasıl gardaşlık bu, bir ailenin çocukları farklı farklı diller mi konuşur?" diyemedi.
Bütün bunlar söylenemediği için, Haydar Aliyev, Azerbaycan oğuzlarıyla Türkiyeli Oğuz kardeşleri arasındaki maddi ve manevi bağları sistematik olarak zayıflatma siyaseti izledi.
***
Haydar Aliyev Hanedanlığı'nın mevcut devamcısı oğul İlham Aliyev, babasından devraldığı mirası daha kötücül bir zihniyetle devam ettiriyor. Önce, Bursa'da birkaç karanlık elin Azerbaycan bayrağını yerlere atmasını fırsat bilip Azerbaycan semalarında bir kardeşlik nişanesi gibi dalgalanan ay-yıldızlı al bayrağı gönderden indirtti. O ay yıldızlı albayrak ki, ona rengini veren kanda Azerbaycan toprağı için şehit olan Türk askerlerinin kanı da var. Sonra karşımıza Wikileaks belgeleri çıktı. Kardeş Azerbaycan'ın devlet başkanının Türkiye'yi Amerikalılara nasıl sattığını öğrendik o belgelerden. Ve şimdi de televizyonlarda yabancı dizilerin yasaklandığını öğreniyoruz.
"Ay ne güzel, ne kadar milletçi bir siyaset" dememizi bekliyorsunuz değil mi? Keşke bunu diyebilsek! Ama herkes biliyor ki yabancı dizilerden murat Türk dizileridir. İki kardeş ülkenin bir biriyle iletişimini istemiyor Azerbaycan'daki yönetim. Çünkü güçlü bir Türklük istenmiyor besbelli.
Türk dizileri seyretmek Azerbaycan halkına nasıl bir kötülük getirir ki?
Ya da soruyu şöyle soralım: Türklerin kronik düşmanı Yunanistan bu dizilerden rahatsız olmazken kardeş bir ülke niye rahatsız olur?
Ben diyeyim, Aliyev Hanedanı'nı niye rahatsız eder Türk dizileri:
Türk dizileri seyreden bir halk bir süre sonra demokrasi talep edecektir çünkü. Türk dizileri seyreden bir halk yolsuzlukların bir ülkeyi nasıl çürüttüğünü öğrenecektir. Türk dizileri seyreden bir halk hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir ülkede yaşamanın ne kadar keyifli olduğunu anlayacaktır. Türk dizileri seyreden bir halk topraklarının yüzde 20'sinin işgal altında olmasına izin vermeyecektir. Türk dizileri seyreden bir halk Azerbaycan'ın zenginliğinin neden halka yeterince aktarılmadığını soracaktır. Türk dizleri seyreden bir halk Resul Guliyev'in neden başka diyarlardan öz vatanına gelemediğini...
Ferhat Aliyev'in neden zindanlarda çürütüldüğünü merak edecektir.
Ahmet Cevat'ın neden unutturulmaya çalışıldığını anlayacaktır.
Onun için tehlikelidir Türk dizleri...
Onun için tehlikelidir Türkçe...
Ve onun içindir kendi öz milletinin müşterek adından bu kadar korkmak.
***
Ama ben bu yönetimlere bir kabahat bulmam.
Onlar cibilliyetlerinin gereğini yapıyorlar.
Ya soylu Azerbaycan halkına ne diyeceğiz?
Benim asıl isyanım Azerbaycan halkınadır.
Kendi öz diline... Gaşdaşlığına... Özüne sahip çıkmayan Azerbaycan halkına!.. Biliyorum ne söylesem boş. En iyisi Ahmet Cevat'a iltica etmek ve onun dilinden konuşmak:
"..Mene 'dinmsus!' deyirsen,
ne vaxtacan susacam?
Böhranların, hicranların
mehbesinde qalacam?!
Niye susum, danışmayım,
insanlıqda payım var,
Menim ana Vetenimdir
talan olan bu diyar?!
Niysusum, danışmayım,
Türk yurdudur bu torpaq?!
Oğuzların, Elxanların
Veteninde kimdir bax!
(...)
Süd vererken doğma anam
bela demişdir mene:
Seni qurban besl
Türk yurduna- V
Bu dünyada azadlığı
şan-şöhretden üstün tut,
Alçaqlığı, yaltaqlığı,
rezilliyi sen unut!
Senin sevgin Vatan olsun,
millet olsun, men olum,
Südüm sene haram olsun
xeyanet etsoğlum!.."