MHP'nin ülke sorunlarına dönük yaklaşımları demokratik siyasetin temel ilkelerine uygun mudur?
Tek kelimeyle, hayır! Uygun değildir.
Çünkü demokratik siyasette bu kadar gürültü tahammül edilir bir şey değil.
Asmak kesmek, ölmek öldürmek laf düzeyinde kalsa dahi siyasetin doğasına uymayan şeylerdir.
Nitekim MHP gibi kırk yıldır demokratik siyasetin bir parçası olmuş bir partiye de hiç yakışmıyor bu tip söylemler.
Devlet Bahçeli gibi bir genel başkana yakışıyor mu?
Hayır, o zarif ve sağduyulu insana da hiç uygun düşmüyor.
Bunları konuşabiliriz ve bu gerekçelerle MHP'yi eleştirebiliriz.
Hatta eleştiri sınırlarını zorlayıp MHP gibi bir camiayı tahkir dahi edebiliriz.
MHP camiası bu tip salvolara karşı şerbetlidir.
Ancak, acaba böyle bir ağır eleştiriyi yaparken mutlak doğru cinsinden bir pozisyonumuz mu olur?
Ona da "hayır" demek zorundayım, hatta MHP'ye haksızlık bile yapmış oluruz.
***
Çünkü...
MHP ve Devlet Bahçeli hangi akıl ve siyaset dışı ifadeyi kullanırsa kullansın bir kere bilelim ki demokrasiye zarar verecek hiçbir eylemin içinde olmaz. Bu onun insan ve siyasetçi karakteriyle uzlaşır bir husus değildir.
Onu eleştirenlerin PKK liderine kendi tabanını ikna ve idare etme opsiyonu tanırken ve Öcalan'ın ölçüsüz konuşmalarını bu gerekçeyle mazur görmeye çaba gösterirken Bahçeli'nin ve MHP yönetiminin siyasi zorluklarını görmezden gelmeleri manidardır.
Sonuçta MHP ve Devlet Bahçeli de Türkiye için siyaset yapıyorlar ve siyasi dizaynımızda MHP'nin de bir yeri ve rolü var. Diğer taraftan MHP'nin son derece duyarlı büyük bir kitlenin temsilcisi olduğunu unutmamamız lazım.
Evet "Öl de ölelim, vur de vuralım" sözü de, ona karşı cevaben söylenmiş olan "Onun da zamanı gelecek" sözü de insanı rahatsız eden söylemler.
21 Mart'ta Diyarbakır meydanında pankartlarda yazan "Başkan, savaşa da hazırız, barışa da" sözü kadar rahatsız edici.
***
Ama ben bu konuya farklı bir açıdan bakıyorum:
MHP'nin ve Devlet Bahçeli'nin söylemlerini bütün rahatsız ediciliğine rağmen zamanın ruhu bakımından yararlı buluyorum.
Şöyle düşünüyorum:
MHP mesela bütün varlığıyla barış sürecini destekliyor ve AK Parti hükümetine destek veriyor olsa ne olur?
Sorunun çözümüne bir katkı mı sağlar yoksa sorunun çözüm ortamını daha mı zorlaştırır?
Bunu bir düşünün.
Şu anda MHP bu sert söylemleriyle herkese "Neyin olmayacağını, neyin imkansız olduğunu" göstermiyor mu?
Diğer bir ifadeyle, MHP ve Devlet Bahçeli aslında süreci yöneten ve bunun için büyük siyasi risk alan Başbakan Erdoğan'ın elini güçlendirmiyor mu?
Sözgelişi yarın sürecin bir yerinde PKK'lılar aşırı taleplerde bulunursa bu talepleri anlamsız kılmanın yolu MHP'yi işaret etmekten geçmez mi?
Amacım MHP ile PKK'yı eşleştirmek değil tabii ki, ancak MHP varlığıyla bu tarz bir sorunun çözümünde Türkiye için bir güvenlik sipobu işlevi görüyor ki, MHP'ye kızmak ve eleştirmek yerine sanırım kıymetini bilmek gerekir.
Bazen hiçbir şey göründüğü gibi değildir.