Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı bizim uzun zamandır çok farklı çevrelerde methini duyduğumuz başarılı bir belediye başkanı. Fethiye halkının öylesine gönlünü kazanmış, öylesine halkla bütünleşmiş ki üç dönemdir başkan olmasına rağmen bugün anketlerde hala yüzde 65 oyu görünüyor.
Zeki bir insan Behçet Saatcı; düşünce evreninin Fethiye'yle sınırlı olmadığı anlaşılıyor. Bu memleketin en yakıcı sorununa dair belli ki fikirleri var. Bir Bayram öncesinde bu düşüncelerini bir Bayram kutlaması üzerinden halkıyla paylaşıyor.
Zekice düşünülmüş ve üstelik de milliyetçi tezin ana fikrini ortaya koyarak.
***
Fethiye'yi "Qurban bayramımız piroz be" yazan billboardlarla donatıyor MHP'li Belediye Başkanı Behçet Saatcı. Yaptığı şey, bu ülkenin birliğine, ortak iletişim dilinin zorunluluğuna ve bir ve bütün bir vatanda yaşama ihtiyacına güçlü, görsel bir vurgu yapmak.
Üstelik dediğim gibi zekice ve reklamcılık tekniği bakımından iyi tasarlanmış bir görsel malzeme bu. Şöyle: altta büyük harflerle "Tek Millet, Tek Vatan, Tek Dil, Tek Bayrak, Tek devlet", üstte ise "Ülke bitme bozulmaması ve hezkırına insana dı hme kuvvetlenmesi dilhaziya meye: Qurban bayramımız piroz be" yazıyor.
Yani kısaca, "çok dilli bir toplumda hiç kimse basit bir Bayram kutlamasını bile anlamaz" demek istiyor ve bunu gösteriyor Başkan Saatcı.
Fethiye Belediye Başkanının ne yaptığı hangi mesajı verdiği o kadar belli ki, onu infaz eden zihniyetin ya Türkiye'ye düşman olması ya da takıntılı olması gerekir. Milliyetçi görüşü yaratıcı bir reklam uygulaması ile toplumla paylaşan Fethiye Belediye Başkanı hakkındaki genel merkez görüşü: "İhraç edilecek."
Bu nokta artık sözün bittiği yerdir.
***
Ben milliyetçilik düşüncesine Türkiye'nin ihtiyacı olduğunu düşünen birisiyim. Bunun için her zaman MHP'nin Türkiye için bir "düzenleyici" rol oynadığına ve bunun da hayati önemi olduğuna inanırım. Üstelik de bir eski siyasi danışman olarak kendi enerjisini verimli ve doğru alanlara kanalize etmesi halinde kolayca iktidar alternatifi olabileceğini iddia ediyorum.
Ancak MHP'nin başında öyle bir yapı var ki sanki tarih öncesinden fırlamış gelmiş gibi. Okuduğu şeyi anlamayan bir yönetim düşünebiliyor musunuz?
Yönetimin tamamına yakınının kasetleri çıktığı vakit bu utanç verici durumun üzerinde durmadık ama şu Fethiye olayı üzerinde durulmayacak gibi değil.
Bu olayda komedi de var, trajedi de..
Benim merak ettiğim şu: Oktay Vural gibi, Celal Adan gibi, Tuğrul Türkeş gibi bu işlere doğru yerden bakan insanlar şu gelişmeler karşısında "yahu bir dakika, ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz" diyemiyorlar mı?
Diyemiyorlarsa, çok yazık!
Ege'nin mübarek kurban bayramını kutlarım.