Türkiye'de laiklik Ak Parti iktidarıyla birlikte tabanını genişletti ve daha da güçlendi. Bu tespit sadece bana ait değil; sosyologların araştırmaları, anketler bunu söylüyor.
Toplumun diplerinde yaşayan ve devletle, devlete ait her kavramla sorunu olan insanların laiklik dediğiniz zaman tüyleri diken diken olurken, bugün bu kavramla barıştığını görüyoruz.
Basit bir nedeni var bunun:
Devlet demokratlaştıkça, devlet baskısı ve denetimi azaldıkça, özgürlük alanları genişledikçe insanlar kötü olanın laik devlet yapısı değil, devlet uygulamaları olduğunu anladı.
Bir önemli sebep daha var:
Recep Tayyip Erdoğan'a duyulan güven.
Başbakan Erdoğan dindar bir insan. Dini eğitim görmüş ve geçmişte sert laiklik uygulamalarına şiddetle karşı çıkmış. Dün laiklikle sorunu olan insanlar Başbakan Erdoğan'ın devletin laiklik anlayışını doğru yönde değiştirdiğini gördüler ve onun laiklikle barışık olduğunu gözlemlediler.
Bu tecrübe insanları toplumun diplerinden merkeze taşıdı.
Gördüler ki Türkiye'nin yeni merkezi insanları inancından dolayı horlamıyor, cezalandırmıyor; burada herkes kendisi için uygun inanç ve yaşam alanı bulabiliyor.
Elbette bugün kusursuz laik bir devlet yok karşımızda. Mesela Alevi vatandaşlarımızın şehirlerde büyük inanç sorunları var ve o sorunlar çözülene kadar devletin laiklik vasfı kusurlu olmaya devam edecek.
Ama her vicdanlı insanın kabul etmesi gereken bir şey var ki cumhurbaşkanı adayı Başbakan Erdoğan Türk laikliğinin kurumlaşmasını sağlayan, o devlet vasfına içerik kazandıran insan olarak tarihe geçmiştir.
VİZYON BELGESİNDE LAİKLİK
Aşağıdaki sözler Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı vizyon belgesinden:
"Nasıl devlet, din üzerinde tahakküm kuramazsa, dini topluluklar da devlet ve diğer dini gruplar üzerinde tahakküm kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin devlet içinde yapılanmasına, paralel devlet yapıları kurmasına, devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmasına elbette izin verilemez. Demokratik devlet bunun güvencesidir. Devletin görevi, dinlerin ve inançların kurduğu yaşattığı kurumların sivil toplum örgütlerinin serbestiyetini güvence altına almaktır. Dolayısıyla devlet-din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi dini yaşamını, kendi yorumunu kendisi gerçekleştirmelidir."
Bu sözlere ve din devlet ilişkilerine dair bu ufka hangi samimi ve aklı başında laik itiraz edebilir?
Ya da şöyle soralım: laikliğe sıcak bakmayan, geçmişte laiklikle sorunu olmuş olan hangi samimi dindar Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı türden laiklik ilkesine karşı olabilir?
Başbakanın 12 yıllık iktidar sürecinde insanlarımız en netameli konularda aslında bir birine yaklaşıyor.
Kutuplaşma iddialarının ne kadar yapay olduğunu varın siz buradan anlayın.
Ben sırf bu sağlam laiklik tanımından dolayı cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan'ın desteği hak ettiğine inanıyorum.
Aslında iki sene önce Mısır'da Müslüman Kardeşlere laiklik önerdiği zaman bu desteğe hak kazanmıştı Erdoğan.