• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
HÜSEYİN KOCABIYIK

ÇERKEZ ETHEM'E AF OLAYI

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 11 Kasım 2014, 21:10
Bakmayın siz yazımın başlığını Çerkez Ethem koyduğuma; bu isimlendirme devlet içindeki İnönü fraksiyonunun yerleştirdiği bir isimlendirmedir ve biraz ırkçılık kokar. Zira Ethem Bey ve arkadaşları asla "Çerkezcilik" yapmamışlardır. O nedenle ben yazımda Ethem Bey diyeceğim.
Ethem Bey meselesi Cumhuriyet tarihinin vicdanları rahatsız eden bir olayıdır. Bu olayla ilgili biri inceleme, ikisi anı kitabı olmak üzere üç kitap okudum. Bende oluşan kanaat çok açıktır: Ethem Bey bırakın hain olmayı, belki de vatanın kurtuluş ve Cumhuriyetin kuruluş yolunu açan kahraman bir memleket evladıdır. Cepheden cepheye koşmuş bir kahramandır. Ölünceye kadar ciğerine saplanmış mitralyöz parçasıyla yaşamıştır.
Osmanlı özel harpçisidir.
Kurtuluş Savaşı esnasında bütün isyanları bastıran, milli ordunun oluşması için zaman kazandıran o ve onun Kuvvayi Seyyare'sidir.
Kendi hataları da pek çoktur ama İsmet Paşa'nın kurnazlığının kurbanı olmuştur. Oysa Salihli önlerinde Yunan'ı durdurmasaydı kim bilir Türk'ün akıbeti nice olurdu.
Ethem Bey'in hikayesi çok boyutlu bir hikayedir ama ben daha çok Bülent Arınç Bey'in dile getirdiği husus üzerinde durmak istiyorum.

BÜLENT ARINÇ'IN VİCDANI
Ülkemizin kıdemli siyaset ve devlet adamlarından Bülent Arınç'ın haksızlık karşısında kontrol edilemeyen bir vicdanı vardır. Bu vicdan zaman zaman harekete geçer ve oradan neşet eden mesaj üzerine de ne muarızından ne de muvafığından çok fazla bir itiraz gelir. Çünkü onun vicdan ölçüleri sağlamdır.
İşte yine böyle bir durum var: Ethem Bey'in "hain" bir insan olmadığını, tam aksine bir "vatansever" olduğunu söyleyen Arınç "itibarının iadesi için bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması gerektiğini" belirtti.
Şu sözler ona ait: "Aklıma şu geldi, madem 36'da bir yasa ya da karar çıkmış da o kararları ortadan kaldırmış, buna rağmen o yargılanıp aklanmayı ve milletin vicdanında tertemiz olmayı arzu etmiş ve bu bugüne kadar gerçekleşmemiş, bence bu parlamentoda bulunup da Çerkes olduğunu iddia eden milletvekilleri için büyük bir ayıptır. Bir kanun teklifine gerek olmayabilir ama bir meclis araştırma komisyonu kurulması çok isabetli olur. Yani önümüzde çok az bir zaman kaldı."
Siyasi jübilesini yapmaya çok az bir zaman kala, kendi tarihsel kimliğine çok yakışan, vicdan ölçülerine çok uygun, çok değerli bir girişimde bulundu Bülent Arınç.
Şimdi sıra TBMM'nde...

ETHEM BEY'İN CENAZESİ HAKKINDA BİR HATIRAM VAR...

Yıl 1997. Refah-Yol koalisyon Hükümeti iktidarda. Tansu Çiller'le çalışıyoruz. Kendisinin Ürdün'e bir ziyaret programı var. Bu programı öğrenince "Tamam işte, şimdi tam zamanı; bunu yapsa yapsa ancak Tansu Hanım gibi cesur bir Başbakan yapar" dedim ve soluğu Başbakan Yardımcısı ve Dış İşleri Bakanı Tansu Hanım'ın yanında aldım. Ethem Bey'in nasıl bir kahraman insan olduğunu, ona hain demenin nasıl büyük bir haksızlık ve adaletsizlik olduğunu anlattım. Mezarının Ürdün'de olduğunu, onun na'şını Türkiye'ye getirmemiz halinde 28 Şubatçılara ve resmi ideolojiye iyi bir tokat atabileceğimizi söyledim. Eşi Özer Çiller de Çerkez kökenli olduğu için beni destekledi. Tansu Çiller bu projeyi hemen benimsedi. "Tamam, hazırlıkları yapın" dedi. Ürdün'de önce Ethem Bey'in mezarını ziyaret edecek ve orada güzel bir konuşma yapacaktı. O konuşmada mezarın Türkiye'ye naklinin yapılacağını bunun için kanuni işlemlerin TBMM'nde yerine getirileceğini açıklayacaktı.
Nitekim Ürdün'e gitti, ben yanına da rahmetli Şükrü Karaca'yı koydum ki, bir kaza olmasın.
Sonra ne oldu Ürdün'de biliyor musunuz?
Tansu Çiller Büyükelçilik yetkililerine "Beni Çerkez Ethem'in mezarına götürün" diyor. Diplomatların eli ayağı titriyor ve Çiller'i "Bakalım efendim" diye oyalıyorlar. Tansu Hanım görevlileri sıkıştırınca devreye askeri ataşe giriyor ve "Kesinlikle böyle bir mezar yok burada" diyor. Çiller inanmak zorunda kalıyor bu yalana. Yalan diyorum, çünkü resmen yalan. Ethem Bey Ürdün'ün başkenti Amman'da, Kabartay mezarlığında yatmaktaydı.
Sonradan öğrendik ki olay şöyle olmuş: Çiller'in ısrarlı mezar ziyareti talebi diplomatları korkutuyor ve devreye askeri ataşeyi sokuyorlar. Ataşe Ankara'ya Genel Kurmaya soruyor. O günlerde Genel Kurmayda mevzilenmiş 28 Şubatçı darbeci takımı "sakın ha, bu kadının ne yapacağı belli olmaz, öyle bir şey yapmasına izin vermeyin" diyorlar. Ne yapsın Çiller, nerden bilsin ülkesinin bir kurmay subayının kendisine yalan söylediğini. İnanıyor. Ürdün'den döner dönmez de benden hesap sordu "hani mezar ordaydı" diye.
Ben pes edecek değildim elbet ama elden ne gelirdi ki...
Ethem'in, namı diğer Çerkez Ethem Bey'in mezarının Ürdün'ün başkenti Amman'da, Kabartay mezarlığında, tam da benim dediğim gibi, medfun bulunduğunu Hürriyet Yazarı Faruk Bildirici'nin "Maskeli Leydi" adlı Çiller karşıtı kitabından öğrendi Türkiye, iyi mi?
O nedenle, Bülent Arınç Bey'e mesajımdır; madem böyle hayırlı bir işi başlattınız, o vakit siz siz olun, bizim düştüğümüz tezgaha düşmeyin!


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.