Mevlevi dergahlarına "Mevlevihane" denir. Mevleviliğin merkezi Konya'dır. Bugün müze olarak kullanılan mekan ilk mevlevihanedir. Dünya üzerinde birçok Mevlevihane vardır.
Bunlardan daha büyük olan ve içerisinde bin bir günlük mevlevi çilesi çıkarılabilenlere "Asitane" denir. Manisa Mevlevihanesi bir asitanedir. Mevlevi asitaneleri, mekan ve personel olarak daha geniş bir yapıya sahiptiler. Öteki asitaneler Konya, Afyonkarahisar, Bursa, Gelibolu, Halep, Kahire, Kastamonu, Kütahya, Yenişehir (Teselya) ve İstanbul'daki Galata, Yenikapı, Beşiktaş, Bahariye, ve Kasımpaşa Mevlevihaneleri'dir.
Osmanlı döneminde Manisa Mevlevihanesi daha bir önem kazandı. Padişah olacak Osmanlı şehzadeleri önce Manisa sancağında tecrübe kazanırdı. Buradan hareketle, Konya'da görev yapacak Mevlevi şeyhleri de Manisa Mevlevihanesi'nde hizmet verir ardından Konya'ya tayin edilirdi. Yani Mevlevi protokolünde Manisa'nın üstün bir yeri vardı.
SULTAN YAYLASI'NDA
Manisa Mevlevihanesi bugünkü şehir merkezinin biraz dışındadır. Spil Dağı'na çıkarken Sultan yaylası eteğinde, Milli Park içinde bulunmaktadır. Evliya Çelebi'nin ifadesine göre Mevlevihane yüksekte, hoş bir mesire yerindedir.
Manisa Mevlevihanesi 650 sene öncesinden kalmadır. Saruhan Bey'in torunu İshak Çelebi tarafından 1369'da yaptırıldı. Vakfiyesinde belirtildiği üzere geniş bir görevli kadrosu vardı. Şeyh, imam, müezzin, nazır, kayyim, katip, mesnevihan, ayin okuyacak güzel sesli iki hanende, yemek işi için vekilharç ve aşçı bulunurdu.
Manisa Mevlevihanesi'nin giderleri İshak Çelebi Vakfı tarafından karşılanırdı. Yolculara, muhtaçlara ve misafirlere her ikindi vakti yemek verilirdi. Mevlevi ayini icra edildiği gecelerde ise 'lokma' tabir edilen pirinç, et, soğan, nohut, kişnişten yaplan pilav ikram edilirdi.
KÜLTÜR VE SANAT YERİ
Bu mekanlarda yüzyıllar boyu Mesnevi okundu, başta ney olmak üzere diğer musiki aletleri eşliğinde sema eğitimi verildi. Perşembe akşamları "Mevlevi Ayini" icra edildi. Mevlevi dervişlerine kabiliyetlerine göre güzel sanat dallarından biri öğretildi. Böylece Mevlevihaneler asırlarca bir fikir sanat ocağı işlevi gördü. Mevlevi atmosferinde yetişenler, Türk kültür ve medeniyetinin incelip olgunlaşmasında büyük katkı sağladılar. Şeyh Galip, Dede Efendi, Itri ve Rakım Elkutlu gibi büyük şair ve bestekarlarımız Mevlevi dergahlarında yetişmişlerdir.
Manisa Mevlevihanesi 1870'li yıllara kadar hizmet verdi. Şehrin nüfus yoğunluğu bugünkü düz arazide toplanınca, yeni bir Mevlevihane yapıldı. Eski ve asıl Mevlevihane yıkılmaya yüz tuttu.
Mevlevihane 1995 yılında Celal Bayar Üniversitesi'ne (CBÜ) verildi. Restorasyonu tamamlanarak son şeklini aldı. Halen CBÜ Manisa Yöresi Türk Tarih ve Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi bünyesinde, Mevlevi kültürünün tanıtıldığı bir etnografya müzesidir. Ayrıca Rektörlüğün desteğiyle, bilimsel ve kültürel faaliyetlerin yapıldığı bir mekan olarak hizmet vermektedir.