• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • USD 38,1238
    EUR 43,5183
    GBP 50,8904
    CHF 47,0152
    JPY 26,8743
  • VavTv Canlı Yayın
Trump ekonomisi rasyonel mi? ZEKİ HOZER

Trump ekonomisi rasyonel mi?

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13 Nisan 2025

Luis Oganes, JP Morgan'ın global makro araştırma biriminin başındaki bir insan ve ona göre, küresel ekonomik büyümenin önündeki en büyük zorluk " Trump'lı ABD'de neler olabileceğinin öngörülememesi!" Çünkü ABD, 25.5 trilyon doları aşan GSMH ile dünyanın en büyük ekonomisi, üstelik tüm ülkeler için rezerv para birimi de ulusal paraları dolar! Trump iktidara gelmeden önce de dünya ekonomisi önemli sorunlarla başbaşa idi. Pandemi sürecinin ve Ukrayna Savaşı'nın defisitleri henüz arkada bırakılamadı. ABD'de ve Euro Bölgesinde gerçekleşen 2.7 ve 2.2'lik enflasyon oranları, halen son yılların rekor rakamları. Düşen ekonomik büyüme oranları ve artan işsizlik verileri de işin vehametini arttırmıştı!

Bu ortamda, Trump'ın ABD'nin en büyük ticari ortakları olan Çin, Kanada ve Meksika'ya karşı peşi sıra dile getirdiği ve uyguladığı gümrük vergisini arttırma politikaları Lois Oganes'in sözleri ile "fazlası ile izolasyonist ve korumacı ekonomik politikalar." ABD'nin Çin, Kanada ve Meksika'dan yaptığı toplam ithalat miktarı geçen yıl 1 trilyon 357 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Önceki yıla göre %5'lik bir artış bu. Peterson Enstitüsü uzmanlarından eski IMF başekonomisti Maurice Obstfelt de, arttırılan gümrük vergileri yüzünden bu ülkelerin çok ciddi etkilenebileceğini ancak nihai olarak ABD'nin de zarar göreceğinin altını çiziyor. Obstfelt, bu düşüncelerini şu örnekle açıyor: "Örneğin Amerikan otomobil sektörü için bu üç ülkeye yayılmış bir tedarik zinciri var, bu denklemi bozarsanız bu sektörde başedilemez sorunlar yumağı ile karşı karşıya kalırsınız! Yakın zamanda gördük ki, bu kararlar sadece ekonomik etkiler olarak karşımıza çıkmıyor, son dönemde dünyaca popüler bir lider olan Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun politik yaşamının sonlanmasında da başat bir faktör oldu!

SİYASİ DÜZEN
Amerika, 2. Dünya Savaşı sonrası küresel bir siyasi, ekonomik ve askeri lider pozisyonuna geçti dolayısı ile de özellikle batı dünyası ekonomisinin lokomotifi olarak günümüze kadar ulaştı. BM ve NATO gibi kuruluşlar sayesinde de siyasi düzeni istediği gibi kurguladı. Ama Yale Üniversitesinin ve Fernand Braudel Merkezinin efsanevi öğretim üyesi Immanuel Wallerstein gibi müelliflere göre, ABD'nin bu konumu çoktan aşınmaya başlamış durumda. Onlara göre her güçlü ülke ekonomisi ile büyür, ardından askeri güçle genişler, sonrasında da bu hal sürdürülemez olur ve bir ekonomik krizle düşüşe geçer. Elbette bu sadece teorik bir yaklaşım değil, elde somut veriler de var: Dünya Bankası raporları, ABD'nin ulusal borcu için dile getirdiği rakamları 35 trilyon dolarların üzerinde deklare ediyor. Ayrıca artık küresel ticarette Çin'in gerisinde dolayısı ile liderliğini kaybetmiş durumda. Bunlara ek olarak IMF ve Council on Foreign Relation gibi kuruluşların araştırmaları, doların küresel rezerv para statüsüne alternatif çalışmaların her zamankinden daha fazla yoğunlaştığını gösteriyor.

'EN İYİSİ'NDEN UZAK
Görünen o ki, ABD'nin, dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi güçü olmaktan uzaklaştığı zamanlar yaşıyoruz. Ve iktidara gelen ister Trump olsun isterse Kamala Harris, ortak hedef olarak ABD'nin bu çöküşünü durdurmak mümkün değilse yavaşlatmak için politikalar uygulamak zorunda idiler.
Ama yapılacak bir şey de yok gibi çünkü bu çöküş, yapısal ve sistemik sorunlar nedeni ile varolduğu için bu politikaların durumlarını kurtaracak bir etkisi de olamayacaktır. Elbette bu bir süreç, bir tırın ani freni ile belirli bir mesafede durması gibi hegemonik güçlerin gerilemesi de onlarca yıllar içinde gerçekleşir. Bugün, halihazırda ABD'de varolan ve FED Başkanı Powel'ın da paylaştığı dört temel sorun bağlamında gümrük vergileri, göçmen politikası, kamu maliyesi ve düzenlemeler, ekonomik sürdürülebilirliği kuşkulu hale getiriyor. Gerçi potansiyel yeni ekonomik güç olacak Çin de sorunsuz değil! Şimdilik dünyanın ikinci büyük ekonomisi halindeki 1.5 milyarlık bir dev olan Çin, yavaş büyüme, yüksek genç işsizlik ve emlak sektöründeki kriz ile başı dertte... Sonuçta, başlığa dönersek, Trump'ın rasyonel bir ekonomi politiği var! Önümüzdeki 50 yıl içinde ABD'nin küresel liderliğini korumaya çalışıyor. Potansiyel lider adaylarından Avrupa Birliğini Brexit ile ekarte etti, Rusya'yı Ukrayna Savaşı ile güçsüzleştirdi, sadece Çin kaldı odağında. ABD Başkanı kim olursa olsun, yapısal sorunları nedeni ile önümüzdeki on yıllar boyunca, ABD kronik bir hapşırığa mahkum olacağından, dünyanın geri kalanı da elbette nezle olmaya devam edecek!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.