• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • 27°C
  • Namaz Vakitleri
  • USD 36,6769
    EUR 39,9383
    GBP 47,5113
    CHF 41,5389
    JPY 24,7101
    BIST 10.840,5900
  • VavTv Canlı Yayın
Yapay zeka ve ludditler ZEKİ HOZER

Yapay zeka ve ludditler

zeki.hozer@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15 Mart 2025, 18:57

"Kıyamet çok yakında ya da birisi kıyameti tetikleyecek siparişi şimdiden vermiş olabilir." Bu sözler öncü yapay zeka platformlarından, DeepMind'ı bir grup arkadaşı ile 2010 yılında kuran Mustafa Süleyman'a ait. O ve arkadaşları bundan on beş yıl önce insan türünü eşsiz kılan şey olan "zeka'nın" bir kopyasını yaratmak için yola çıkmışlar. Kafalarında, insan gibi düşünen, planlayan, hayal kuran, sempati ve empati geliştirebilen, tüm zihinsel becerileri taklit edebilen ve tabii ki de tüm bu yetenekleri geride bırakan bir sistemi geliştirmek vardı. O zamanlar bir fantezi sayılabilirdi ama artık ete kemiğe büründü bu proje. Artık yapay zeka yüzleri tanıyabiliyor, her dilden tercüme yapabiliyor, otomobil kullanabiliyor, harika besteler yapabiliyor ve roman kaleme alabiliyor. Üstelik gerekli donanımlar eklendiğinde, yazdıkları romanı senaryolaştırıp artırılmış gerçeklik ortamlarında dizi ya da sinema filmi haline getirebiliyor!
İşin buralara gelebileceği zaten öngörülüyordu. Ancak daha çok, yapay zekanın insanlığa kazandıracağı faydalar üzerinde duruluyordu. Yapay zeka küresel iklim değişiklikleri ile başedilebilir ya da yaşlanan dünya nüfusu için işgüçüne olağanüstü katkılar sağlayabilirdi!
Ama hiç kuşkusuz, bu konuda çalışanların en büyük motivasyonu, tüm insanların ve şirketlerin kullanımı ile kendi kişisel servetlerine milyarlarca doların akma ihtimali idi.

BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ
Ancak gelinen nokta halihazırda, yapay zekanın bilişsel yetenekler referansında insanı ne zaman geride bırakabileceğine odaklanmış görünüyor.
Kaçınılmaz olarak, herkes birbirine bağlı süper ya da hiper bilgisayar sistemleri kontrol edebilecek yapay zekanın, katalize bir algoritmle giderek büyüyen kaotik süreçler sonrasında insan uygarlığını alt üst edebilecek ya da yok edecek bir doğaya evrilebilir mi diye kaygılanmaya başladı.
Yapay zeka ekosisteminde çalışmalar yapan bir çok düşünür, bu tür tehlikeleri bertaraf edecek önlemler konusunda, başta etik olmak üzere bir çok disiplin sarmalında teoriler ve perspektifler geliştirmekte idiler. Ancak şu an için yapay zekanın tam bir olgunluğa ulaştığını varsaymak mümkün olmasa da yakın bir zamanda bunun gerçekleşeceğine kimsenin şüphesi yok. Işık hızı ile yaygınlaşıp herkes için erişilebilir ucuzlukta toplumun her kesimine nüfuz edeceğine, tüm olası riskleri ile cep telefonlarımız ve tüm hayatımıza arzı endam edeceğini tahmin edebiliyoruz.
Üstelik insan uygarlığına yönelik tek risk yapay zeka da değil. Sentetik biyoloji, sipernetik, nanoteknoloji ve DNA Rekombinant teknolojisi gibi başlıklar var. Artık ısmarlama DNA dizileri üretebilen DNA sentezleyicilerini internetten almak mümkün! Bu cihaz ile doğada şimdiye kadar hiç var olmamış ya da var olmuş olsa bile olanlardan daha potansiyel veya daha ölümcül olacak yapay patojenleri meydana getirebilirsiniz! Üstelik biyoloji doktorası yapmanıza gerek bile yok, prospektüsü okumanız yeterli! Biliyorsunuz, son pandeminin etkeni olan SARSCoV- 2 virüsünün Çinlilerce bir laboratuarda geliştirildiği söylentileri uzun yıllar dillendirilmilşti.
Eskiden beri, her yeni teknolojik sıçramanın, insanlık için bir felakete dönüşebilme endişesi hep varolagelmiştir. Ama bu sefer farklı bir boyut söz konusu. Olacak sadece bazı kol gücüne dayalı meslek gruplarının yok olması değil. Yapay zeka entellektüel ırgatlığı hayatımıza katıyor: Tekno doktor, yaşamınız için karar verecek ve organ yetmezlikleri durumunda hastayı destek tedavisi için yoğun bakıma değil morga transfer edecek! Yani yapay zeka ile toplum,radikal bir değişikliğe uğrayacak. Teknoloji güvenliği ve yapay zeka etiği bağlamında, psikolojik, sosyolojik, hukuki ve siyasi uygarlık şemamız yeniden şekillenecek.
1811 yılında, İngiltere'nin Nottingham kentinde, ilk ilkel tekstil makinelerinin üretim bandında yer alması sonrası işsiz kalan bir kısım işçi, Ned Ludd önderliğinde isyan çıkarmış ve ellerindeki balta ve çekiçlerle bu makinelerin bir kısmını kırıp dökmüştü. Kendi işlerine,ekonomik çıkarlarına ve saygınlıklarına bir saldırı apareyi olarak gördükleri makinelere başkaldırı hareketleri bir yıl kadar sürmüş,10 bin polis onlarla mücadele etmek zorunda kalmıştı.

TEKNOLOJİ KARŞITLARI
O zamandan beri, teknoloji karşıtı eylemler Luddism diye anılıyor. Yapay zekaya karşı, günümüz Luddistleri çaresiz görünüyor! Gelinen noktada insan uygarlığı, tıpkı ateşin keşfedilmesi ya da sanayi devrimine yol açan buhar makinelerinin icadı gibi bir eşik noktasına geldi ve bunu domine eden iki gelişme yapay zeka ve biyoteknoloji. Bunlarla, hayal bile edilemeyen, örneğin evrenin sırlarına vakıf olmak ya da tüm hastalıkların tedavisine ulaşmak mümkün olacak ya da potansiyel tehlikeleri kontrol edilemeyeceği için insan uygarlığı yapay zekanın insafına kalacak!
Not: Konu ile ilgilenen okuyucularımıza Mustafa Süleyman ʼın, geçen sene çıkan "Yaklaşan dalga, teknoloji, güç ve 21. yüzyılın en büyük ikilemi" kitabını öneririm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.