• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
ŞEBNEM BURSALI

Sakın oyuna gelmeyelim

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Haziran 2012, 19:28
Büyük millet, büyük devlet olmak kolay değil. Büyüklüğümüz de işte böylesine acılı günlerde daha çok ortaya çıkıyor. Benim ağzımdan veya kalemimden argo söz duymazsınız, okumazsınız ama dün sabahtan beri içimden sürekli sövmek geliyor.
Aslan gibi 8 kardeşimiz şehit oldu. Aslan gibi kardeşlerim, aslanlar gibi şehit oldular. Kendilerine, ana-babalarına ve büyük Türk milletine yakışan bir şehadet onlarınki. Elbette içimiz yanıyor, hem de yüreğimiz yerinden sökülürcesine. Boşuna değildir biraz önce söylediğim; İçim yanarken, gözümden yaşlar akarken sövesimin gelmesi de bundandır zaten.
Ama...
Bu kahpelerin, bu alçakların, bu hainlerin ekmeğine yağ sürmeyeceğim, sürmeyeceğiz...
Biz; büyük Türk milletimiz için and içtik. Bu andımıza, Büyük Atamıza, kanımızın son nefesine kadar sadık kalacağız.
İşte bu yüzdendir ki; 30 yıldır dökülen kanın son bulması, artık anaların ağlamaması için hem Meclis'te temsil edilen siyasi partiler arasında (iktidarı muhalefetiyle) oluşan konsensüs hem kamuoyunun ekseriyesinde oluşan çözüme yönelik adımlara destek; dünden itibaren daha da artmalıdır.
Bu satırların yazarını, yıllardır yazdığı yazılardan tanırsınız. Kırmızı çizgilerinin başında; vatan gelir, millet gelir, Ata'sı gelir. İşte bu yüzdendir ki; 8 aslanımızın şehit olmasından duyduğumuz üzüntü ve duygusallığımız, düşmanımızın ekmeğine yağ sürmesin. O alçakların istediği bu zaten.
CHP çok olumlu bir yol açtı. AK Parti ve hükümet, bu uzatılan eli geri çevirmedi, tam tersine sıkı sıkı kavradı. Kürt politikasının önemli isimlerinden Leyla Zana'nın ve önemli Kürt aydınlarının açıklamaları ortada. Bu iş artık silahla değil, atılacak sivil adımlarla, siyasetle çözülecek. Hiç kimse, kimsenin vatanseverliğini tartmaya kalkmasın. Kimse, bu alçakların provakasyonuna, oyununa gelmesin.

Ne mutlu Türk'üm diyene...
Hafta sonunda İzmir polisinin muazzam operasyonuyla alt edilen canlı bomba eylemini dün sizlere tüm ayrıntılarıyla anlattık. Lütfen bir an olsun durup düşünün; Eğer İzmir'deki bu saldırı gerçekleşseydi, iki gündür batının en büyük kentindeki katliam konuşuluyor olacak ve ardından Dağlıca'daki bu hain saldırı ve şehitlerimiz konuşulacaktı. İzmir'de emellerine ulaşamayan hainler, dağda, Dağlıca'da "şimdilik" başardılar.
Uzun lafın kısası dostlar...
İçeriden ve dışarıdan büyük Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk milleti üzerinde büyük bir oyun sahnelenmek isteniyor. Yeterince düşmanımız var. Bu memleketi sevdiğinden zerre kadar şüphem olmayan bu büyük milletin her bir ferdi olarak bizim üstümüze düşen, birlik olmaktır, beraber olmaktır. Siyaseten oluşan barış zeminine köstek değil, destek olmaktır. Ve, ilk kez bu kadar yaklaşılan bu fırsatı kaçırmamak, kaçırtmamaktır.
Hem biz yıllarca ne için and içtik, ne dedik?..
"Varlığım Türk varlığına armağan olsun...
Ne mutlu Türk'üm diyene..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.