Vildan Çolak ile aylar önce tanıştım. Kökcanlandırma sunumu yaptığını söyledi onu tanıyan arkadaşlar. Kökcanlandırmak, köklerimizdeki tıkanıklıkları ortaya çıkaran, çözümleyip şifalandıran bir çalışma.
Kökler de atalarımız oluyor. Vildan Çolak'a göre, atalarımızdan fiziksel özelliklerinin, mal-mülk miraslarının yanında ahlarını, beddualarını, lanetlerini, büyülerini, veballerini de miras olarak alıyoruz.
Şöyle anlatıyor konuyu Vildan: "Zaman zaman içsel gücümüzü yeterince hissetmeyebiliriz. Bazen elimizin kolumuzun bağlı olduğunu, tuhaf bir şekilde engellendiğimizi, bir sürü aksilikler yaşadığımızı hissedebiliriz. Bu tür olayları sürekli olarak yaşayabilir ve neden yaşadığımızı bir türlü anlamlandıramayabiliriz."
KÖKCANLANDIRMA
Ve bunların nedeni de atalarımızdan bize kalan miras!
"Sorunların çoğu genetik soydan geliyor" diyor. "Köklerimizi tıkayan nedenler çok farklı olabiliyor. Atalarımızın yaşadığı ve yaşattığı cinayetler, acılar, tecavüzler, haksızlıklar, ahlar, lanetler ve duygusal travmalar bu tıkanıkların nedenlerinden bazıları" diye devam ediyor.
Konuyu daha iyi anlamak için yaptığı bir sunuma katıldım. Birbirini tanımayan kişiler bir odada toplanıyor. Vildan birinin hikayesini ele alıyor, biz bilmiyoruz, kimin olduğunu. Sanki tiyatro oynanır gibi kişinin hikayesi diğerleri tarafından sahneye konuyor. Kimse önceden bilmiyor ne söyleyeceğini, ne yapacağını, o anda oluyor her şey.
Şamanik enerjiyle bunları yaptığını söylüyor Vildan Çolak. Bu enerji sayesinde kişinin gücünü çeken negatif alan içine girip, kişiyi o alanın dışına çıkartabiliyor. Şamanik çalışmaların yanında NLP bilgilerini kullandığını ve meleklerle çalıştığını söylüyor. İlginç bir deneyim. Gözünüzün önünde başkası olan insanlar. İsterseniz siz de katılıyorsunuz.
ÖLEN ANNELER
"Bir kişi vefat ettiğinde onun bedeninin hiçbir şeyi algılamadığını sanıyoruz. Öyle değil aslında. Örneğin anneler doğum sırasında vefat ettilerse, enerjilerinin, duygularının bir tarafı bebeklerinde kalıyor. Sunumlarımda doğum sırasında öldüğü söylenen annelerin ruhlarını ancak kucaklarına bebeklerini verdiğimizde rahatlatabiliyoruz. Çünkü her kadının doğum yaparken tek düşündüğü bebeğini kucağına almaktır. Doktorlarımızın bu koınuda hasas olmnasını diliyorum. Annenin kucağına bebek yatırılmalı ve annenin kollarıyla onu sarması sağlanmalıdır" diyor.
Bu konulara ilgiliyseniz Vildan'ın yeni bir kitabı çıktı, "Ataların Gölgesinden Aydınlığa" diye. Hermes Yayınları'ndan çıkan kitabı bütün kitapçılarda bulabilirsiniz. Konuyla ilgili daha geniş bilgiyi de www.kokcanlandirma.com'dan öğrenebilirsiniz.