Giriş Tarihi: 15 Nisan 2012, 18:01
Benim çok sevdiğim oyunculardan biri Özge Özberk. Biz onu "Çemberimde Gül Oya" dizisiyle sevdik ama daha önce de dizilerde oynamıştı. Hatta geçenlerde, "Bizimkiler" dizisinin sonlarına doğru Ali'nin sevgilisi olarak oynadığını görendim. Oyuncu yani. İşiyle gündeme gelenlerden.
Özel hayatıyla ilgili bugüne kadar basına haber olmadı. Evlendi, çocuk sahibi oldu. Geçenlerde öğrendik ki boşanıyormuş ve boşanma davasını açan kocasıymış ve Özge Özberk hakkında hoş olmayan ifadeler kullanmış. Bunun üzerine öğrendik ki aslında koca çalışmıyor, bütün gün evde oturuyor ve hiçbir şeyle ilgilenmiyormuş. Yani evin geçimi, bakımı, çocuğun bakımı vs gibi işler hep Özge'nin üzerindeymiş. Öyle veya böyle bilemeyiz. Nitekim Özge Özberk de, bu konuları konuşmak zorunda kalmaktan hiç hoşlanmadığını söyleyerek konunun daha fazla dallanıp budaklanmasına izin vermedi ve konuyu kapattı. Ben de bu konudan yola çıkarak "erkeğin evde oturması"nı ele alayım istedim. Çünkü son zamanlarda birçok evli kadının yakındığı konuların başında erkeğin çalışmayıp evde oturması ve para kazanmaması geliyor.
SORUMLULUK KİMDE?
Önemli bir konu: Çünkü nasıl ki kadınların evde oturup ev işi yapması benimsenmiş, içselleştirilmiş ve genlerimize kazınmışsa, erkeklerin de çalışıp, para kazanmasına alışmışız. Böyle olması gerektiğini düşünüyoruz.
Genellikle de böyle oluyor. Erkekler mutlaka bir iş sahibi oluyorlar. Ya babalarının işlerinin başına geçiyorlar ya kendi istedikleri işte çalışıyorlar. Eve para getirme yükümlülükleri var.
Günümüzde kadın-erkek bu yükümlülüğü birlikte paylaşıyor, kadın da çalışıp para kazanıyor ve evin geçimine birlikte katkı yapıyorlar. Yani erkekler para kazanma yükünü eşleriyle birlikte paylaşıyorlar ama kadının ev işi ve çocuk bakımı yükünü pek üstlenmiyorlar.
Bazı evliliklerde ise ev işi ve çocuk bakımının yanı sıra para kazanma işi de kadınların üstüne kalıyor. Olabilir, günümüzde iş bulmak, para kazanmak kolay değil. Birçok vasıflı erkek işsiz kalabiliyor, işinden ayrılabiliyor, istediği gibi iş bulamıyor, iflas edebiliyor vs.. İstenmeyen bir durum söz konusu. Erkeğin de bu durumdan memnun olduğu söylenemez. Geçici bir durum denilip geçilebilir ama bu durumda hiç olmazsa erkeğin iş buluncaya kadar ev işlerini paylaşması gerekir. En azından karısının üzerindeki iş yükümlülüğünü alması, ev işlerini yapması, çocukla ilgilenmesi.
ÇALIŞMAMA HAKKI
Gelgelelim çoğu erkek bunu yapmıyor. Yapmadığı gibi surat asıp, sorun yaratıp kadının işini zorlaştırıyor. Biraz üzerine gidildiğinde tepki gösterip, çekip gitmekle tehdit edebiliyor kadını. Ya da üzerine çok fazla gelindiğini söyleyerek kaçmayı tercih ediyor.
O kadar çok kadın var ki, "Onu gayeti iyi anlıyorum, elimden geldiğince yardımcı olmaya, onu üzmemeye çalışıyorum, çünkü biliyorum ki o da bu durumdan memnun değil ama bütün gün evde oturup, bilgisayar başında oyun oynuyor, hiç olmazsa çocukla ilgilense, onu okula götürüp getirse veya akşam eve geldiğimde önüme bir kap yemek koysa!" diyen. Ama yok. Olmadığı gibi üzerine de gidilemiyor, "Aman alınmasın, aman gururu incinmesin!" diye.
Hele ki kadın iyi para kazanıyor ve maddi olarak bir sorun yaşanmıyorsa, erkek rahata iyice alışıyor ve evin hiç iş yapmayan efendisi oluveriyor ve başlıyor hayata, kendisine olan öfkesini kadından çıkarmaya. "Niye geç geldin, niye çocukla ilgilenmiyorsun, niye bu kadar öfkelisin!" demeye.
Elbette, erkeklerin de "çalışmama" hakkı var, onların da "evde oturup, kendilerini dinleme hakkı" var ama bu durumda ev işlerinden birini veya birkaçını yapması gerekiyor. Nasıl ki evde oturan kadından, eve para getiren erkeğe hizmet bekliyorsak, evde oturan erkekten de kadının hizmet beklemesi kadar normal bir şey olamaz.
İsteyerek veya istemeyerek evde oturan erkeklerin de bunu sorgulaması gerekmez mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.