Önümüzde yerel seçimler var. İl, ilçe ve beldelerde oturanlar il genel meclisi, belediye başkanlığı, belediye meclisi üyelikleri için sandık başına gideceğiz. Önce son genel seçim sonuçlarına bakalım.
2009 seçimlerinde16 büyükşehir belediye başkanı, 65 il belediye başkanı, 892 ilçe belediye başkanı, 1974 belde belediye başkanı ile 52 bin 765 mahalle ve köy muhtarı seçildi.
İl genel meclisi için 3 bin 284, belediye meclisi için (ilçe ve belde) 33 bin 868 üye belirlendi.
Adaylar olmasına rağmen, 16 büyükşehir belediye başkanlığının tamamı erkek. 65 il belediye başkanlığından ikisini kadınlar kazandı; Aydın ve Tunceli.
892 ilçe belediye başkanlığından kadınlara sadece 17 ilçe düştü. 1974 belde belediye başkanlığını kazanan kadın sayısı 7.
İl genel meclisine giren kadın sayısı 115, belediye meclis üye kadın sayısı ise 1471.
KADIN BAŞKAN
Gördüğünüz gibi oranlar çok düşük. Diyebilirsiniz ki adayların çoğu erkek, dolayısıyla bu sonuç normal. Evet, bunun tartışması her seçim öncesi ve sonrası yapılıyor ve neden kadınların aday olmadığı, siyasete uzak durdukları veya durduruldukları tartışılıyor. O yüzen KA.DER gibi dernekler kuruldu ve bu dernekler kadınların siyasete girmelerini teşvik etmek ve oralarda başarılı ve kalıcı olabilmeleri için çalışmalar yapıyor.
Yaygın düşünce bu alanların erkeklere ait olduğu. Kadınların siyasetten, yönetimden, başkanlıktan anlamadığı varsayılarak bu görevin erkeklerin tekelinde olduğuna inanılıyor. Ve bir kadın bu koltuğa oturduğunda önyargılı yaklaşılıyor. Daha baştan onun bu işten anlamayacağı düşünülüyor.
Tıpkı bir süredir gösterimde olan Demet Akbağ'ın başrolünü oynadığı "Hükümet Kadın" filminde olduğu gibi.
RAHT MI, HİZMET Mİ?
Filmin yönetmeni, senaristi ve oyuncusu Sermiyan Midyat'ın babaannesinin hikayesinden yola çıkarak yaptığı filmde okuma-yazma bilmeyen, 8 çocuklu bir kadının, belediye başkanı olan kocasının ölümüyle başkan olmasını ve başkanlık döneminde yaşananları izleriz.
Xate, ev kadınıdır, o güne kadar bırakın başkan olmayı, çocuklarına ve kocasına hizmet etmekten başka bir şey düşünmemiştir. Ama bu iyi bir başkan olmayacağı anlamına gelmez. Hatta o güne kadar başkanlık yapan erkeklerden daha iyi bir başkan olur. Köye su getirir. Hem de erkeklerin işi bilerek, isteyerek veya farkında olmayarak, daha doğrusu hizmeti önemsemedikleri için yapmadıkları hizmetleri yapar. Belediye başkanlığı denince bizim insanımızın aklına rant gelir. Arsa kapmak, ihale almak, iş yaparak gibi görünerek para kazanmak. Gerçek belediye hizmetlerinin peşine pek düşülmez. Belki de bu hizmetlerin çoğunun kadınları ilgilendirmesi yüzünden. Köyde suyun olmamasının ne demek olduğunu kadınlar bilir. O yüzden belediye başkanının da, yardımcısının da, meclis üyelerinin de kadınlardan oluşması gerekir. Ama dediğim gibi rant öylesine hizmetlerin önüne geçmiş ki, erkekler böylesine 'önemli' bir alanı kadınlara kaptırmak istemiyorlar.