• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
SEDA KAYA GÜLER

İyi ki doğdun Duygu Asena

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21 Nisan 2013, 19:05
Nisan'ın 19'u sevgili Duygu Asena'nın doğum günüdür. Yakınları ve onu sevenler, aramızdan bedenen ayrılmış olsa da her 19 Nisan'da onun doğum gününü eğlenerek kutlarlar. Çünkü o eğlenmeyi, gülmeyi, paylaşmayı seven biriydi. Dileği de, "hep neşeyle anılmak"tı. Kardeşi İnci Asena da onu hep gülerek, eğlenerek anmak istiyor.
Sonsuz yaşının doğum günlerinden biri bu yıl Bodrum, Yalıkavak'ta kutlandı. Cafe Minör'de onun çok sevdiği caz müziği eşliğinde geçen gecede Duygu Asena'nın Bodrum'daki sevenlerinin yanı sıra İstanbul'dan gelen dostları da vardı. Hastayken ona moral veren dostlarından Nazım Alpman, Nebil Özgentürk, iş arkadaşları ve tabii geceyi düzenleyen kardeşi İnci Asena ve yeğeni Berfu Çapın.
Cafe Minör'ün saksafon, klavye, solo gitar, bas gitar, perkisyon ve solist Kıvanç Someren'den oluşan orkestra eşliğinde keyifle süren gecede konuklar biraz da dansı ve cazı çok seven Duygu için dans ettiler, eğlendiler.

DOĞUM GÜNÜ KUTLAMASI

Cafe Minör'ün sahibi Anıl Şahin'in derlediği görsel gösteriyle, Duygu Asena da ekrandan katıldı doğum gününe. Nebil Özgentürk, anlattığı anılarla herkesi neşelendirdi. Onu anlatan "Bir Yudum İnsan" belgeselinden yapılan alıntılarla, Ahmet Altan ve Sezen Aksu da geceye ekrandan katıldı ve izleyenlere yoğun "Duygu"sal anlar sunuldu...
Zeynep Oral gönderdiği sevgi mesajında, "Onun ayrıcalığı, her genç kadının aklından geçen ama söylemeye cesaret edemediklerini sesli söyleyebilmesiydi. Sessizlerin sesi, dilsizlerin dili oldu! Duygu'yu, Duygu Asena yapan bir özelliği de her zaman mazlumdan, hakkı yenenden, sömürülenden yana olmasıydı. Canım Duygu'm, Canım arkadaşım. Seni çok özlüyorum" diyerek duygularını dile getirdi.
Onu en güzel özetleyen kelime "cesur" olmalı. İz TV'de yayınlanan ve Nazım Alpman'ın hazırladığı "Türkiye'deki kadın hareketini" anlatan belgeselde onu anlatırken, bu konunun altını özellikle çizmeye çalıştım.

ÖZEL BİR KADIN

O çok özel bir kadındı gerçekten. Düşündüğü neyse, onu söylemekten çekinmedi. Yazdıklarını yaşadı, yaşadıklarını yazdı. Erkek olmanın herhangi bir ayrıcalığı olmadığını, erkeklere tanınan hakların, kadınlara da tanınması, erkeklerin yaptığı her şeyi hoşgörüyle karşılayanların, aynı hoşgörüyü kadına da göstermesi, evlenmeden önce cinsellik erkeğin hakkıysa, kadının da olması, cinselliğini yaşadığı için bir kadın dışlanmaması gerektiğini yazdı.
Ve kadınlara kendi arzularına sahip çıkmalarını, inandıkları gibi yaşamalarını, bu yüzden suçluluk duymamalarını, başları dik dolaşmalarını ve dürüst olmaları gerektiğini söyledi. Şiddete karşı çıktı, dayağı dergi kapaklarına taşıdı, kadınların tek tokatta bile sevdikleri erkekleri hemen terk etmeleri gerektiğini söyledi. Bu yüzden şimşekleri üstüne çekti zaten.
Ama o yılmadan inandıklarını söylemeye, söylediği gibi yaşamaya devam etti. Bugün onu daha iyi anlıyor ve seviyoruz. Hayatta olsa bugünle ilgili neler söylerdi kim bilir?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.