Ekranda en çok izlenen kadın programlarından biri atv'de yayınlanan "Zahide ile Yetiş Hayata". Daha önce "Doktorum" programını sunuyordu beyaz önlüğü ile. Bu nedenle onu gerçekten doktor zanneden pek çok izleyici olmuş. Şimdi önlüksüz çıkıyor ekrana. Ona çok yakışan dar ve diz üstü boylarda elbiseyi tercih ediyor çoğunlukla.
Her konudan söz ediyor programında. Geçtiğimiz yaz piyasaya çıkan kitabında olduğu gibi. "Dinle! Hayat Sana Fısıldıyor" adlı ilk kitabında kadın-erkek ilişkileri, aldatma, aldatılma, parçalanmış ailelerin çocukları, boşanma, üvey anne/üvey baba ve tabi ailenin başlangıcı evlilik üzerine hem kendi hayatından örnekler hem de çevresindeki insanların birbirinden ilginç deneyimleri ve de uzmanların görüşleri yer alıyor. Programının kitabı diyebiliriz. Ya da kitabının programını yapıyor.
AŞK ÇOCUĞU
Annesi ile babası çok genç yaşta birbirlerine aşık evlenmiş ve kısa bir süre sonra boşanmışlar. "Gurbet ve deneyimsizlik ayırmış bizimkileri" diye yorumluyor bu ayrılığı. Ayırmış ama aralarındaki sıkı dostluk ve saygı hiç kaybolmamış. Üç yaşındaki Zahide babaannesinin güvenli ve şefkatli kollarına teslim edilmiş.
Aslında evlilikler gibi boşanmalar da normal karşılanmalı. Birbirini çok seven iki insan anlaşamayabilir ve boşanabilir. Bu boşanma çocukları ve aileleri etkilememeli. Zahide'nin ailesinde etkilememiş. Babaannesi annesini kızı olarak görmeye devam etmiş, anneannesi de babasını oğlu gibi görmeye.
Zahide de büyüdüğü zaman fark etmiş ki anne ve babası kendi dünyalarında çok mutlular. "Ne kavga gördüm, ne şiddeti hissettim. Babaannemin yanı başında, onun sıcaklığıyla büyüdüm."
ÜVEY BABA
Kısa bir süre sonra annesi hayatının aşkıyla tanışmış ve Zahide de üvey babasıyla. Ama kitapta hep ondan "babam" diye söz ediyor. "Beni kendi evladı gibi sevdi" diyor. Şöyle de bir yorumu var: "Üvey babalar anneyi sevince, hele kız çocuğuysa daha kolay kabul ediyor." Zahide de sevmiş babasını. "Kız çocuğu annesinin mutlu olduğunu görüyorsa, kendisi de güvenli bir alandaysa yeni gelen adamı benimseyebiliyor. Bizim ilişkimizde de böyle oldu ve bir sorun çıkmadı" diye anlatıyor babasıyla olan ilişkisini. Sorun çıkmamasının bir nedenini de babaannesinin tutumuna bağlıyor: "Bak oğlum" demiş babaanne gelinin yeni kocasına, "Eşin benim kızımdır. Farz et ki ben sana kızımı gelin olarak veriyorum. Sen de benim evladımsın. Zahide'nin her zaman sana ve sevgine çok ihtiyacı olacak. O artık senin evladın oldu. Çocuklarınızın ablası olacak. Hem kızıma hem de torunuma iyi bak. Benim emanetimdir sana onlar."
Evlilik programlarında çocuklu diye daha önce evlenmiş kadınları kendilerine gelin olarak almak istemeyen erkeklere ve ailelere duyurulur.
