Gelişmekte olan ülkelerde, kredilerde görülen hareketler büyük önem taşımaktadır. Türkiye de gelişmekte olan ülkeler sınıfına girdiği için, kredilerdeki gelişmeler ekonomik konjonktürü doğrudan etkilemektedir.
Türkiye'de talebin en büyük bölümünü işçi, memur, çiftçi, esnaf ve sanatkar gibi kesimler oluşturmaktadır. Geniş halk kitlelerini oluşturan bu kesimlerin reel gelirlerinde ise uzun süredir önemli bir artış yaşanmamıştır.
Bu arada küreselleşme sürecinin yanında, iletişim teknolojileri ve medya alanındaki gelişmeler de, halkın gelişmiş ülkelerin tüketim kalıplarını görebilmesini sağlamıştır.
İnsanların gördükleri bu standartları yakalama isteği de, reel gelirlerde önemli artış olmadığı için, kredi taleplerinin artma eğilimine girmesine yol açmıştır. Bu durum iç talep artışı açısından kredi genişlemesini kritik hale getirmektedir.
DIŞ TİCARET AÇIĞI
Ülkemizdeki üretim deseni ile genel talep arasındaki uyumsuzluk nedeniyle, iç talepte ortaya çıkan artış, dış ticaret açığı ile cari açığını doğurmaktadır. Böylesine bir ekonomik yapıda, faizlerde görülen düşüş kredi genişlemesine yol açmaktadır. Bunun yanında, kullanılan kredilerin daha çok otomobil, cep telefonu, bilgisayar, medya araçları gibi ya ithal ya da ithal girdi payı yüksek ürünlere yöneldiği görülmektedir.
Küresel sermaye hareketlerinden oldukça büyük bir miktarın Türkiye'ye yönelmesi, ülkede döviz bolluğu yaşanmasına, kurların düşmesine ve zincirin son halkasında ithal ürünlerin ucuzlamasına neden olmuştur.
Bu çerçevede kredi genişlemesinin sadece büyümeyi değil, dış açıkları da etkilediği görülmektedir. Bu nedenle de Merkez Bankası cari açığı azaltmak için kredi artışını sınırlamak zorunda kalmıştır.
ARTIŞ ORANLARI
2012 yılında kredi kullanımının 2011 yılına göre yaklaşık yüzde 16 oranında arttığı görülmektedir. Alt gruplar açısından bir değerlendirme yapıldığında, 2012 yılında tüketici kredilerinde yüzde 15, ticari kredilerde yüzde 14, kredi kartlarında yüzde 28, mali kuruluş kredilerinde de yüzde 19 oranında büyüme yaşandığı görülmektedir.
Tüketici kredileri ve kredi kartı yoluyla kullanılan kredi miktarı toplamı 2004 yılında 26.4 milyar lira iken 2012 yılı sonunda yaklaşık 10 kat artarak 264 milyar liraya ulaşmıştır.
Bu dönemde en fazla artış gösteren kredi türü ise konut olmuştur.
Nitekim 2004-2012 döneminde konut kredileri yaklaşık 32 kat artarak 2.6 milyar liradan 85.9 milyar liraya yükselmiştir.
Taşıt alım kredileri ise 2005 yılından itibaren artış trendine girmiş ve kullanılan kredi miktarı 2006 yılında rekor düzeye ulaşmıştır. 2007-09 döneminde gerileyen otomobil kredisi kullanımında 2010 yılında yeniden artış trendine girilmiş ve 2012 yılında 8 milyar lira ile yeni bir rekora ulaşılmıştır.
Bu veriler, halkın gelir düzeyi ile tüketim beklentileri arasındaki uçurumun, insanları ciddi oranda borçlanmaya ittiğini göstermektedir.
ESNAFIN PAYI AZALDI
Diğer taraftan, doğrudan ve dolaylı olarak milyonlarca insanın geçimini sağlayan esnaf sanatkarlarımız, yeterli ve ucuz krediye ulaşamamanın sıkıntısını yaşamaktadır.
2012 yılında da bu sorunun çözümü konusunda gereken mesafeler alınamamıştır.
Nitekim, 2012 yılında ticari krediler yüzde 14, toplam krediler yüzde 16 oranında artış gösterirken esnaf ve sanatkarlara kullandırılan kredi miktarında sadece yüzde 4 oranında artış kaydedilmiştir.
Esnaf sanatkarlara kullandırılan kredilerin toplam kredi miktarı içindeki payı 2011 yılı sonunda yüzde 1.7 iken, 2012 yılı sonunda yüzde 1.5'e gerilemiştir. Dolayısıyla kredi pastasından esnaf ve sanatkarlara ayrılan pay daha da azalmıştır.
Öte yandan 2012 yılında esnaf ve sanatkarların kullandığı TL cinsinden kredilerin miktarı yüzde 5 oranında artarken, yabancı para cinsinden kullanılan kredilerin miktarı da yüzde 2.4 oranında artmıştır. Türk Lirası kredilerindeki artışın daha yüksek düzeyde seyretmesi, kurlarda belirsizliğin oldukça yoğun yaşanabileceği bir yıla girildiği dikkate alındığında olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilecektir.
Sonuç olarak esnaf ve sanatkarlarımızın krediye ulaşmadaki sıkıntıları artarak devam etmektedir. Devletin sadece üyelerimiz açısından değil, işsizlikle mücadele ve sosyal barış açısından da önem taşıyan esnaf ve sanatkar kredileri konusunda artık yeni bir vizyon geliştirmesi gerekmektedir.