Son yazımızda 5. İktisat Kongresi'nde dile getirdiğim görüşlerin bir kısmını, "İzmir'in marka kent olmasında esnaf sanatkarların rolü" konusundaki düşüncelerimi aktarmıştım. Bugün de İzmir'in çağdaş bir dünya kenti olması yönünde Birliğimizin geliştirdiği bütüncül önerilere değinmek istiyorum.
Türkiye'nin öncelikle reel sektör öncelikli yeni bir büyüme stratejisine ihtiyacı bulunmaktadır. Yaşanan tecrübeler, Türkiye'nin bu düzeyde dış girdi ve kaynak bağımlılığı ile yüksek cari açıklarını sürdürmesinin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır.
Türkiye artık cari açığı düşürmek için büyümeyi yavaşlatan, büyümeyi hızlandırdığında ise sürdürülemez cari açık ile karşılaşan bir ülke konumunda olmamalıdır. Türkiye bu çıkmazdan ancak yerli üreticileri koruyan maliye, para ve kur politikalarını uygulayarak çıkılabilecektir. Kuşkusuz bunların yanında eğitim sistemi yeniden yapılandırılmalı, mesleki eğitime ve inovatif beyinleri keşfetmeye daha fazla önem verilmelidir.
Reel sektör bazlı yeni bir büyüme stratejisi ve buna uygun politika dizaynı yapıldıktan sonra, tarım, sanayi ve hizmetler sektörleri ile alt sektörlerini referans alan bir sektörel gelişme stratejisi de belirlenmelidir. Bu süreçte de Türkiye'nin dışa bağımlılığını rekabetçi üretim ile azaltmaya imkan verecek alanlara yönelik özel teşvik stratejileri devreye sokulmalıdır.
Türkiye'nin öncelikli sektörlerinde yapılacak yatırımlar; tecrübe, birikim, ulaşım ağlarının ve topografyanın uygunluğu gibi kriterler dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu aşamada Kalkınma Bakanlığı'nın koordinatörlüğünde Kalkınma Ajansları arasında etkin bir işbirliği ve işbölümü yapılmalıdır. Böylesi bir işbirliği kalkınma ajanslarının işlevlerini de etkinleştirecektir.
İESOB'NİN ÖNERİLERİ
Bölgesel politikaların bir uzantısı olarak İzmir için uygulanacak stratejilerin de belirlenmesi gerekmektedir. Her şeyden önce şu iktisadi gerçek unutulmamalıdır; Esnaf sanatkarı marka nitelikli ürün ve hizmet sunmayan bir ilin marka değerinin yeterince yükselmesi mümkün olmayacaktır.
Bu bağlamdaki önerilerimiz şöyledir;
1-Öncelikle teşvik paketlerinde bugüne kadar gözardı edilen ve kendilerine yönelik bütüncül bir teşvik paketi hazırlanmayan tek kesim esnaf sanatkarlardır. Bu nedenle ilgili Bakanlıklar tarafından, kentlerimizin en geniş sosyo-ekonomik kesimi olan esnaf sanatkarlara yönelik "Özel Bütüncül Teşvik Sistemi" hazırlanmalıdır. Bu teşvik paketinin hazırlanmasında TESK ve illerdeki Birliklerle yoğun işbirliği yapılması uygun olacaktır.
Önerilen paket; enerji teşviki, işyeri edindirme kredisi, kredi teşviki, mesleki eğitim, kentleşme planlarında esnaf sanatkarların öncelikli gruplar arasında yer alması ve kentlerdeki bazı bölgelerin üyelerimize tahsis edilmesi gibi önlemleri içermelidir.
Bu pakette ayrıca organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerini dikey kümelenmeye itecek düzenlemelere de yer verilmelidir. Böylece yerel dinamiklerin gelişmeye daha fazla katkı vermesinin önü açılabilecektir.
2- Bir marka kentin olmazsa olmazlarının başında nitelikli işgücü potansiyeli gelmektedir. Bu nedenle mesleki eğitim konusuna özel önem verilmeli, tüm meslek gruplarının iletişim ve meslek içi teknik eğitimini sürekli hale getirecek düzenlemeler yapılmalıdır. İzmir Birliği bu konuda oldukça yenilikçi ve sürdürülebilir projeleri hayata geçirmeye hazırlanmaktadır.
3- Marka kentlerin önemli sayıda turist çektiği bilinmektedir. Turistlerin ildeki konaklama sürelerinin uzatılmasına, gelişmiş bir hediyelik eşya pazarının oluşturulmasına yönelik önlemler düşünülmelidir. Bu önlemler turistlerin ile verdiği ekonomik katkıyı artıracaktır. Bu bağlamda Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü ile Birliğimizin ve ilgili odalarımızın yoğun bir işbirliği yapması gerekmektedir. Böylece İzmir'e özgün, kentle özdeşleşmiş hediyelik eşyaların üretilmesi sağlanabilecektir.
4- İzmir'in liman, Kordon, Konak meydanı, Kemeraltı, Agora ve müzeleri kapsayan bölgelerinin tamamen yaya ulaşımına ayrılması, kent içinde kesintisiz gezi ve alışveriş ortamını oluşturacaktır. Diğer taraftan İzmir'in marka değerini oluşturan Kemeraltı'ndaki binaların ve çarşıdaki altyapının hızla restorasyonu tamamlanmalıdır.
ORTAK ÇALIŞMALAR
Yerelde oluşturacağımız demokratik karar birimleri ile İzmir'i daha iyi planlamak, daha güzel bir kent haline getirmek mümkündür. Bunu yapacak vizyon, ekip ve kaynaklar yeterince mevcuttur.
Devletin İzmir'e daha fazla destek vermesi, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarının ortaklaşa çalışarak fikir üretmesi ve kaynak oluşturması, İzmir'in gelişimine ve marka kent imajına katkı verecektir. Bu çalışmalarda da, reel sektörü ön plana çıkaran sektörel ve bölgesel makro ekonomik politikalar hakim kılınmalıdır.
Geçen yazımızda da belirttiğimiz gibi, İzmir zaten bir marka kenttir. Taştan yapılmış bir kaleye Kadifekale adını koyan bir kent dünya kentidir, marka kenttir.