‘Toplumdan tek isteğimiz empati’
Aynur Şahin, 21 yaşında ama sadece 9 kelime edebilen bir evlada sahip. Bunu büyük bir ilerleme olarak görüyor. 7 yıldır özel eğitim alan Irmak’ın kişisel bakımını yapabilmesi bile mucize..
- Cumartesi
- Giriş Tarihi: 27 Nisan 2018 16:22
- Güncelleme Tarihi: 27 Nisan 2018 16:25
AYŞIN CEYHAN İLE KADIN KADINA
Aynur Şahin İzmir, çalışan bir kadın. Özel bir çocuğu var ve onun sorumluluğunu paylaşacağı bir babası da yok. Hem kızı için hem de kızının eğitim aldığı Ege Artı Merkezi'ndeki diğer özel çocuklar için elini taşın altına koyanlardan. İnci Sancak'ın öncülük ettiği gönüllülerle birlikte bir kahvaltı organizasyonu düzenlediler. Amaç, çocukları burada eğitim gören dar gelirli ailelere destek olmak. Anne olanlar hem de çalışan anne olanlar bilir ama bir de özel ilgiye muhtaç bir çocuğunuz varsa ve bazen sırtınızı yaslayacağınız bir eşiniz de yoksa siz düşünün Aynur Hanım'ın vaktinin ne kadar değerli olduğunu. Bu değerli vaktini böyle güzel bir projeye harcadığı için takdiri hak ediyor. Aynur Hanım'la kızının okulunda buluştuk. Özel eğitime ve bakıma muhtaç olan bir çocuğa sahip olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorduk. 5 Mayıs'ta gerçekleşecek kahvaltı organizasyonunu konuştuk. Ayrıca Ege Artı Derneği'nin kurucusu Fahriye Tuğcu ile de bu çocukların ihtiyaçlarını konuştuk...
FARKINDALIK ŞART
İşe nereden başlamalıyız?
Yaşama sıkı sıkıya tutunmuş annelerin umutlarını yeşertmek için farkındalığı yüksek bir toplum olmanın, güvenilir okullara, deneyimli öğretmenlere, anlayışlı ailelere sahip olmanın önemini vurgulamak isterim.
Bunu nasıl başarabiliriz?
Toplum olarak bilinçlendirilmek gerekiyor. Yaşadığımız zorlukları bilmeleri bile bir bakıma bir aydınlanma olacaktır kanımca.
Engellileri anlamak, engelli aileleri desteklemek için her türlü sosyal sorumluluk projesine destek olabilirler. Her şeyi devletten bekleyemeyiz. Sivil toplum örgütleri ve bireysel olarak katkıda bulunulabilir.
Siz tek başına ayakta, dik, onurlu ve çok özel bir evlada sahipsiniz. Kızınızın adını ve yaşını öğrenebilir miyiz?
Irmak 21 yaşında ama maalesef yaşının gerektirdiği meziyetlere sahip değil.
Kızınız 21 yaşında ve neler yapabildiğini sorabilir miyiz?
Yedi yıldır bu merkezde çok yol aldık. Dokuz kelime kadar konuşabiliyor. Kişisel bakımını yapmaya başladı. Çok sevindirici bir ilerleme bizim için. En önemlisi de bu değil mi?
En büyük sıkııntınız nedir?
Kızımın tam zamanlı bir eğitim merkezinde eğitim görmesini istiyorum. Çalışan bir anneyim. Babasız özel bir çocuğum var. Çalışırken aklım kızımda kalsın istemiyorum. Diğer ailelerin de böyle bir sorun ile karşı karşıya kaldığına eminim.
En büyük korkunuz?
Hayatta baki değilim. Bir gün bu dünyadan ayrıldığımda kızımın emin ellerde olduğunu bilmek istiyorum. Yatılı okullar yapılırsa ve vicdanlı, eğitimli çalışanlarla donanmış bir merkez olursa gözlerim açık ölmeyeceğimi düşünüyorum. Tüm engelli ailelerinin korkusu da bu.
Yaşamdaki en büyük destekçileriniz kimler?
Çok iyi bir annem ve babam var. Aynı şekilde harika kardeşlere sahibim. Ama hepimiz yıprandık.
Yedi yıldır Ege Artı Merkezi'ne devam ediyoruz.
Merkezin kurucusu olan Fahriye Hanım'la yollarımızın kesişmesinden çok memnunum. Biliyorum ki iyi bir eğitim veriliyor ve çocuğuma güven içinde bakılıyor.
Ama yetersiz kalan durumlar olabiliyor. Bir akşam işim olduğunda çocuğumu yalnız bırakamıyorum.
Bir tatile gitme imkanım olmuyor. Bir iş toplantısı için evden uzaklaşmam zor.
HAYATIMIZ ZATEN ZOR
Toplumdan beklentileriniz nelerdir?
Anlayışlı, destek olan, sevecen bir topluma ihtiyacımız var. Duyarlı yaklaşan, empati yapmasını bilen insanlar olmanın öneminden bahsediyorum.
Hayatımız zor ve daha da zorlaşmasını engelleyemiyoruz. Bunun için de eğitim şart.
Yakınlarda bir etkinlik düzenlendiğini duyduk. Biraz bahseder misiniz?
Çok sayıda gönüllülerimiz var. Sağ olsunlar onlar ile birlikte bir kahvaltı organizasyonu yapacağız.
Amacımız maddi gücü yetmeyen velilerimize destek olabilmek. Gelirin tamamı onlar için kullanılacak. 5 Mayıs Cumartesi günü herkesi bekleriz.
EBEVEYNLERİN DE DESTEĞE İHTİYACI VAR
Bu konuda bir duyuru yapmak ister misiniz?
İstemez olur muyum? Bu sisteme dahil olmak isteyen tüm yardımseverlere seslenmek istiyorum. Her türlü desteğe ihtiyacımız var. Bizi ziyarete gelin. Kapımız herkese açık. Gelin, çocuklarımıza dokunun. Gelin onlara kitap okuyun. Mutfağımızda kek yapın. Giyim, yiyecek yardımı yapın. Burs verin. Ailelerin yanlarında özellikle ebeveynlerle vakit geçirin. Çocuklar kadar onların da çok desteğe ihtiyacı var.
Fahriye Hanım bu sektör size ne öğretti?
Hayat ile ilgili tüm önyargılarımı bu merkezde bırakmayı öğrendim. Çok fedakar anneler ve babalar tanıdım.
"BU İŞ VİCDAN İŞİ"
Aynur Şahin'in yolu uzun ve meşakatli bir yol. Önüne çıkan engelleri engelli kızına olan sevgisiyle yeniyor. Bu yolda onunla yürüyecek herkese kapısı açık. 5 Mayıs'ta gerçekleşecek kahvaltının organizasyon ekibi arasında yer alan Ege Artı Engelli Bireylerin Eğitimi ve Geliştirme Derneği'nin kurucusu Fahriye Tuğcu ile de konuştuk.
Tam tamına üç yüz çocuğa eğitim veren bir derneğin kurucu olmak nasıl bir duygu?
Yedi yıl önce kurulan bu derneğin kurucusu olmaktan ziyade onların destekçisi, aileleri gibi görüyorum kendimi. Biz burada zihinsel engelli, otistik, down sendromlu ve duyma sorunu yaşayanlara hizmet veriyoruz.
Yaş anlamında bir sınırlama getirmediğimiz için iki yaşında çocuğumuz da var kırk beş yaşında da... Duygusallık günümüzün her saniyesinde yer almakta ama profesyonelliğe sarılmak zorundayız. Bu iş vicdan işi!
GÖNÜLLÜLÜK İLKESİ
Devletten destek aldığınızı söylediniz. Bir de gönüllü gruplarla çalışıyorsunuz. Biraz bahsedebilir misiniz?
Burası bir rehabilitasyon merkezi. Devletin bize desteği olmasa var olamayız. Bunun yanında çeşitli "Gönüllülük İlkesi" ile çeşitli sosyal yardım kuruluşlarından da destek alıyoruz.
Bakanlığın yardımı ile üç yıldır sürdürdüğümüz Mutfak Projemiz var mesela. Sessiz Akademi öğrencilerimizle pastacılık kurslarını devam ettiriyoruz.
Çocuklarımızı mutfağa sokup onlara pasta, kurabiye, kek yapmayı öğretiyoruz. Dışarıdan en büyük destekçimiz ve bu projeyi ortaya çıkaran sevgili İnci Sancak ve arkadaşlarına da ayrıca teşekkür ediyorum. Üç yıldır bizlerle çalışıyor ve çocuklarımıza sahip çıkıyorlar. Altı yıldır Folkart firması bize araç sponsoru oldu. Toplu taşıma kullanamayan çocuklarımızı servislerle evlerine ve okullarına ulaştırıyorlar.
İzmir Büyük Şehir Belediyesi yemek ihtiyacımıza ortak oldu. Her gün tam zamanlı öğrencilerimize yemek sağlıyorlar.