İzmir Körfezi’nde 'Görevimiz Tehlike'yi çevirdik

Genelde uğur ve uğursuzluğa inanırız.
Uğursuzluk saydığımız olayları da şanssızlığa bağlar, "Sadaka ver" diye geçiştiririz.
Şahsen benim bu iki alternatifle yüzleştiğim pekçok olay var. Gazeteci-yazar Öcal Uluç ağabeyimizle ne zaman körfez vapuruna binsek, "Görevimiz Tehlike"yi yaşamışızdır ve 4 macera sonunda bir daha vapura beraber binmemeye karar verdik.
HÜCUMBOT ÇARPTI
Bir sabah Karşıyaka'dan vapura bindik.
9 Eylül vapuru ilk seferine çıkıyormuş.
5 dakika gittik, motorlar stop etti, vapur oraya buraya sürükleniyor, yolda kaldık. 30 dakika bekledikten sonra bir yedek vapur gönderdiler, aldı bizi götürdü. Bir gün öğleden sonra yine beraber Aksoy vapuruna bindik, tam Pasaport İskelesi'ne mendireğe gireceğiz. Deniz Kuvvetleri'nin bir hücumbotu çıkıyor, onlar bize, biz onlara düdük çalıyoruz. "Öcal ağabey, gel biz güvertedeki dubaya yapışalım, bu hücumbot bize vurabilir" dedim, sarıldık. Bir dakika geçmeden hücumbot bizim vapura göbekten bindirdi. Bir hamile kadın çocuğunu düşürüyordu, iskeleye yanaştıktan sonra hastaneye kaldırıldı. Ben bu olayı, yaşadığımız şekilde Yeni Asır'a yazdım. O zaman sıkıyönetim var, beni Güney Deniz Saha Komutanlığı'na çağırdılar, orduyu küçük düşürdüğüm savıyla ifade aldılar.
KAÇAK BALIKÇILARIN PEŞİNDE
Öcal Uluç'la körfez serüvenimiz bitmedi. Bir akşam üstü Pasaport'tan vapura bindik, Karşıyaka'ya gideceğiz ama vapur Alsancak'a uğrayıp seferi öyle tamamlayacak.
Tam Alsancak'a yanaşacağız birden vapur sallanmaya başladı ama nasıl sallanma. Bir yatıyor, pencereden göğü görüyoruz, diğer yandan da Birinci Kordon'daki apartmanları. Meğer kaçak balıkçıları avlamak isteyen Sahil Güvenlik'e ait bir devriye botu son süratle yanımızdan geçmiş. Güçlükle iskeleye yanaştık, herkes indi. Korkudan Karşıyaka'ya otobüsle gittik.
TANKER BİZİ BİÇSEYDİ YANDI GÜLÜM KETEN HELVA
İnanılmaz olaylarla dolu körfez maceramıza son nokta. Yine Öcal Uluç'la Karşıyaka'ya gidiyoruz ve vapurun dışında oturuyoruz.
Tam Karşıyaka'ya varmak üzereyiz, Turan'a akaryakıt bırakan dev bir Rumen tankeri dönüyor. "Öcal ağabey, ister misin bu tanker bizim üzerimize gelsin?" dedim. "Yapma yahu. Yine mi?" dedi.
Ve tanker üzerimize geldi, 10 metre yanımıza yanaştı biz fındık kabuğu kadar kaldık, ismini, "Brasov"u gördük. Bereket bizim vapur durdu, dev tanker burnumuzun dibinden geçti gitti. Nasıl ama böyle bir 'Körfez Vapuru Macerası Serisi' yaşadınız mı?
TİRE'DE DE AYAĞIMIZ UĞURLU GELDİ
Yeni Asır ekibi olarak Tire'ye röportaja gitmiştik.
Tabii Tire'ye gidip de Göztepe'nin efsane futbolcusu kardeşimiz Mehmet Aydın'a uğramamak olmazdı. Mehmet bize Tire'nin o meşhur köftesinden ısmarladı, beraberinde gelen böğürtlenli lor da cabası.
Kahveleri içmek üzere çarşıdaki kuyumcu akrabasına gittik. Biz oturduk, arkamızdan belli ki evlilik için takı alacak köylüler girdi. Hayli alışveriş yaptılar, ardından bir kadın girdi bilezik aldı.
Biz , "Hadi bize müsaade" deyip kalkarken itiraz geldi, "Bir süre daha oturun gitmeyin, bırakmayız" diye. Meğer işler birkaç gündür kesatmış, biz gelince açılmış. Ne diyelim, mutlu olduk, uğur belledik.

GÜRKAN ERTAÇ

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.