Haydi köyümüze dönelim

Bu yaz, hepimiz için çok ilginç geçiyor. Tatil konusunda kafamız karışık... Normalleştik ama her an gelmesini beklediğimiz ikinci dalga korkusuyla plan yapamayanlar çoğunlukta. Biz çareyi uzun soluklu planlar yapmak yerine hafta tatillerimizi değerlendirmekte bulduk. Ve tatillerde memlekete gitme geleneğini canlandırdık. Babam ve annem dahil biz İzmir'de doğduk büyüdük ama babamın kökleri Uşak'ın Ulubey ilçesine bağlı Kışla köyünde. Belki 20 yıldır sadece düğün ve cenazelerde gittiğimiz köyümüzü uzun zaman sonra tatil için ziyaret ettik. 'Yaz tatili illa ki deniz kenarında olması gerekiyor' fikrini bir kenarı bırakabilenler için doğayla ve akrabalarınızla kucaklaşmanın keyfi doyumsuz. Kuzenlerimle ve onların çocuklarıyla geçirdiğimiz bir gün ne kadar muhteşemdi... Traktörle köy turu atmak, dalından meyve toplamak, ineklere yem vermek... Odunlu semaver eşliğinde köy fırınından çıkan tazecik ekmekleri hemen oracıkta yemek ve asla doymak istememek... Çocukların doyasıya toprağa bulanıp özgürce koşup oynaması, akrabalarla tanışması... İlk fırsatta tekrarlamak isteyeceğim çok güzel anılarla dönmek... Memleketi yakın olanlar, haydi köye dönüş hareketi başlasın. Korona, fiziksel mesafeyi açmak, sosyal mesafeyi kapatmak için bahane olsun... Şimdi size biraz bizim memleketi gezdireyim... Etrafında gezilecek çok güzel doğal, tarihi, kültürel miraslar var çünkü...
BLAUNDUS ANTİK KENTİ:
BLAUNDUS; Büyük İskender'in Anadolu Seferleri'nden sonra Makedonya'dan gelenler tarafından kurulmuş. Şehir halkının kendilerine Makedonyalı Blaundus adının verdiği söylenir. 1845'li yıllarda Hamilton bu kentten geldiği bilinen bir yazıtı bulması ile antik kentin adının Blaundus olduğu kesinleşmiştir. Büyük İskender'den sonra Bergama Krallığı'na ardından da Roma İmparatorluğu'na bağlanan kentin önemi, Roma döneminde artmıştır. Derin vadilerle çevrili bir yarımada üzerinde yer alan kentin önemli yapıları arasında kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarları bulunur. Kentin, bazı kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir. Helenistik dönemde inşa edilen kuzey surlarının giriş kapısı kemeri, darphane bölümleri, idari binalar sur duvarlarının bazı bölümleri, İon tarzındaki mabet kentin ortasında yer alan ve Roma İmparatoru Claudius'un mabedi, yalnızca bir tarafında oturma kademeleri olan stadyum örnek olarak verilebilir. Kentin güney yamacında bulunan tiyatro kalıntıları ile hemen yanı başında bulunan kaya mezarları da görülmeye değer yapılardır. Şehrin simgesi ise çifte attır.
ULUBEY KANYONU:
Uşak Ulubey Kanyonu, Amerika Birleşik Devletleri'nin Arizona eyaletinde bulunan Büyük Kanyon'dan (Grand Canyon) sonra dünyanın en büyük ikinci kanyonu unvanına sahip. Uşak'ın Ulubey ilçesinde yer alan kanyon, Ulubey ve Banaz çayları boyunca devam eden bir ana kanyon ve buna bağlanan onlarca büyük yan kanyondan oluşuyor. Uşak şehir merkezine 33 kilometre uzaklıkta yer alan Ulubey Kanyonu, son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgi göstermeye başladığı doğal güzelliklerden. Uzunluğu 45 kilometreyi aşan Uşak Ulubey Kanyonu'nun derinliği 50 ile 170 metre arasında değişiyor. Granit ve kum taşı gibi sert kayalıklardan oluşan zeminin hava akımı ve erozyon etkisiyle aşınması sonucunda oluşan Ulubey Kanyonunda yakında yamaç paraşütü ve doğa turizmi gibi aktiviteler de gerçekleştirilecek.

Instagram'daki burçak tarlası fotoğraf akımına ben de katıldım.

BİR DE CAM TERASTAN İZLEYİN
Ulubey Kanyonu Cam Teras, kanyonu tepeden gören manzarası ile heyecan veren bir deneyim yaşatıyor. Büyük bir kafe ve 135 metrekarelik cam alandan oluşan cam terasın tamamı kurşun geçirmez 30 milimetrelik camla kaplı. Yükseklik korkusu olanlara stresli dakikalar yaşatsa da muhteşem bir deneyimi garanti ediyor.
AKSAZ KAPLICALARI:
İlçeye 25 km. uzaklıkta, Aksaz Çayı kıyısındadır. Büyük bir granit kayanın dibinde, 5 ayrı noktadan kaynar. Suyu: 39 derece sıcaklıkta. Konaklama tesisi yok. Ama isterseniz kamp yapabilirsiniz. Kaplıca suyunun içildiğinde, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına, banyo olarak kullanıldığında ise, nevralji, nefrit, kırık ve çıkıklar ile kadın hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.
HASKÖY ASARI:
Banaz çayı üzerinde, bir kanyon görünümünde olan bölgede: dik yamaçların üst kısımlarında, büyük kaya mezarlığıdır. Mezarlığın resimleri, köylülerce tahrip edilmiştir. Bu resimler: Hz. İsa ve havarilere ve meleklere aittir. O dönemde, Hıristiyanların, Romalıların zulmünden kaçarak, burada ibadet ettikleri düşünülmektedir. Henüz tam olarak arkeolojik inceleme yapılmamıştır.
CLANUDDA ANTİK KENTİ :
Çırpıcılar köyündedir. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde kullanıldığı düşünülen, antik bir şehirdir. Kendi adına para basmıştır. Şehirde, stadyum, tiyatro ve kilise kalıntıları ve ayrıca lahit mezarlara ait kalıntılar var.
PEPOUZA ANTİK KENTİ
Hıristiyan Montanism tarikatının merkezi olarak kabul edilen ve yaklaşık olarak 377 yılında Hıristiyan saldırılarıyla yıkıldığı bilinen Pepouza Antik Kenti de kanyon içinde. Kanyon boyunca, antik dönemlerden kalan su kanalları, kaya mezarları ve mağaraları görebilirsiniz. Clandıras su kemeri de, bu kanyon sınırlarında Karahallı ilçesinde yer alır.

Burcu İLGİN