Osmanlı’nın ‘Gülbahçe’si Bayındır

Bereketli ovasında, birbiri ardına kilometrelerce uzanan çiçek seraları kentin çehresini baştan başa değiştiriyor. 'Güneş batığında hala parıldayan gün gibi aydınlık, insana huzur veren bir yer varsa, bilin ki, orası Bayındır'dır.' diyen şaire hak vermemek mümkün değil hani. Doğadaki renklerin ahenkle dans ettiği, güzelliği ile başınızı döndürecek çiçeğin başkenti Bayındır yazın en sıcak günlerinde bile mikro klima iklim koşullarıyla rahat nefes alabileceğiniz yanı başınızdaki cennet yerlerden biri sadece. İzmir'e yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki Bayındır, tarihi ve eşsiz doğası Anadolu kokan sıcak insanları ile sizlere kucak açacak. "Dağından yağ, ovasından bal damlayan şehir olarak adlandırılan bu güzel ilçe kültürel zenginliği ile sizleri adeta büyüleyecek.
ÇİÇEK HEP VARDI
Küçük Menderes Havzası'nın etrafında şekillenen bu güzel ilçe sırtını Bozdağlar'a yaslayıp, bambaşka bir hüviyet kazanırken, kuzeyde Çatma ve Çal Dağı, Kuzeybatıda Mahmut Dağı, güneyinde ise topraklarına bolluk ve bereket taşıyan Küçük Menderes Nehri ve meşhur ovasıyla çevrilidir. Bayındır'da tarih ne zaman başlar, ilk nefes ne zaman alınır bilinmez ama, Bayındır'a ilk gelen ve bir daha hiç ayrılmayan tek varlık "çiçek" olmuştur. M.Ö 3000'li yıllarda kentte Hititler egemenlik sürse de, Frigler ve Lidyalılar da sırasıyla kente hüküm sürmüşlerdir. Bayındır'ın tarih içindeki coğrafi konumu Bizanslıları'da kendine çekmeyi başarmıştır. Malazgirt zaferinden sonra kent Türklerin eline geçmiş, 24 Oğuz Boyu'ndan biri olan "Bayındır Boyu" bu bereketli topraklara kalıcı olarak yerleşmiştir. Selçuklu egemenliği ardından da şaşalı Osmanlı devri yaşanmış ve ilçenin tarihi Cumhuriyetle birlikte günümüze kadar ulaşmıştır.
ZAMAN TÜNELİ GİBİ
Bayındır Kalesi, Dar'ul Kurra Cami, Hacı Sinan Cami ve Medresesi, Çinili Mescit, Gömeçli, Kelleci ve Eskici Dede Türbeleri mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler. Restore edilen Ermeni ve Rum Kiliseleri ise görülmeye değer bir başka gözde mekanlardan. Yine tarihi Tekel Hanı, Papaz Evi, Hanlar ve tarihi çeşmeler ile adeta zamanın eşiğine sıkışmış İstasyon Garı sizi zaman tüneline içine çekecek. Her geçen gün adından biraz daha bahsettiren Alankıyı ve Çınardibi yaylaları ile ilçeye 7 km uzaklıkta bulunan Ergenli ve Dereköy kaplıcaları doğanın sizlere cömertçe sunduğu nimetlerden sadece birkaçı.

HOCA SİNAN CAMİ
Bayındır'ın köklü tarihi açısıdan dikkat çekici mimarileri arasında bulunmaktadır. Osmanlı'dan kalma son derece ihtişamlı cami, 19 kubbe ve kare şeklinde bir mimariye sahiptir. İlçeye hakim bir noktadadır. Restore edilip, tekrar hizmete açılmıştır. Külliyesi ile öne çıkmaktadır.

ESKİCİ DEDE TÜRBESİ
İçerisinde iki adet kabir bulunmaktadır. Ahmet Bin Murat adındaki bir şahsiyete ait olan Eskici Dede Türbesi, Bayındır'da yöre halkı ve ziyaretçileri tarafından yoğun ilgi görmektedir. Halk arasında efsanesiyle ünlü Eskici Dede Türbesi ziyaret edilecek yerler listesine eklenmeli.

ESKİ ÇIPLAK KÖYÜ
Bayındır'da, kaderine terk edilmiş ve çok eski kerpiç evlerinin bulunduğu tipik bir Anadolu köyüdür. Dededağ'ın eteklerine kurulmuş olan Çıplak köyü, adeta zamanın acımasızlığına bırakılmıştır.

BAYINDIR KAPLICALARI
İZMİR'İN Termal Turizm Merkezi olarak kabul bilinen Bayındır'ın Ergenli köyünde üç kaplıca bulunur. Sunumu açısından gerçekten de değerli kaplıcalar olarak bilinir. Şifa dağıtan kaplıcalar yılın her mevsimi rağbet görür. Mide ve bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları, romatizma, kronik hastalıklar ve kadın hastalıklarından şikayeti olanlar alternatif tedavi yöntemi çerçevesinde doktor tavsiyesi ile ilçeye gelmektedir.

OVACIK MİLLİ PARKI VE ALANKIYI YAYLASI
Bayındır'ın zümrüt yeşili alanları arasında bulunmaktadır. 2006'da, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'na ilan edilen Ovacık Milli Parkı, geniş ve yeşili bol bir ormana sahiptir. Zengin bitki örtüsü, ağaç ve yaban hayatı ile adeta saklı cennet niteliğindedir. Alankıyı Yaylası ise yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarında bedeninizi saran hoş bir serinlik eşliğinde ailecek piknik yapabileceğiniz eşsiz bir güzellik.

NADİR UYSAL