“Ölülerin kayıkçısı” 2 bin 400 yıl sonra göründü

Antik Çağ'da ölü ruhları Stiks Nehri'nden sandalıyla geçirdiğine inanılan kayıkçı Kharoon'un yaklaşık 2 bin 400 yıllık heykelciği İzmir Arkeoloji Müzesinde ziyaretçileriyle buluştu. Müzenin deposundaki nadir eserlerin birer aylık sürelerle hazine odasında sergiye açılmasını sağlayan "Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesinin Kasım ayı konsepti "ölü kültü" oldu. Sergide, günümüzden binlerce yıl önceki cenaze merasimlerini anlatan ya da kazı çalışmaları sırasında mezarlıklarda bulunmuş eserler tanıtıldı.
EFSANEVİ ÖLÜM RİTÜELİ
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdür Yardımcısı Uzman Arkeolog Elif Erginer, Antik Çağ'da yaşamın bir parçası olan ölümün çeşitli ritüellerle bağdaştırıldığını söyledi. İnanışa göre, öteki dünyaya geçişin Stiks adı verilen bir nehir aracılığıyla yapıldığını aktaran Erginer, şu bilgileri verdi: "Ölüm geçişine kayıkçı Kharoon ve köpeği Kerberos eşlik ediyordu. Binlerce yıl önce yapılan birtakım ritüellerin günümüzde de halen uygulandığını biliyoruz. Mesela öteki dünyaya geçişin bir kayıkla olduğuna inanılıyordu. Biz de tabutu stilize edilmiş bir kayığa benzetebiliriz. Omuzlarda gezen bir tabutun adeta nehri geçen bir sal gibi ilerlediğini görebiliriz. Bunun yanı sıra kayıkçı parası dediğimiz bir para da bırakılıyordu. Ölülerin ağzına, gözlerine ya da ellerinin, avuçlarının içine bırakılan bir para vardı. Ölü bedeninin günlük hayata dair hediyelerin yanı sıra tatlı kurabiye de bırakılıyordu. Bu da kayıkçı Kharoon'un köpeği için bir rüşvet niteliğindeydi. Öteki tarafa geçişin rahat yapılması için verilen bir hediyeydi aynı zamanda."
AĞIZ VE BURUN KAPALI
Erginer, Antik Çağ'daki cenaze anlatımını genelde beyaz zeminli Lekythos adı verilen vazolarda gördüklerini ifade ederek, "Belki de ilk defa elimize alabileceğimiz bir figür halinde Kharoon tasvirini görebiliyoruz. Bu anlamda eserimiz ünik (eşsiz)" diye konuştu. Kayıkçının eserde maymuna benzer şekilde tasvir edildiğini de vurgulayan Erginer, son yolculuk sırasında ruhun yeniden bedene girmemesi için ölünün ağız ve burnunun da kapatıldığını belirtti.
DİĞER ESERLER DE EŞSİZ
Sergideki bir diğer eserin kuğu ve Leda heykelciği olduğunu anlatan Elif Erginer, "Mezar hediyesi olan bu eserimiz Aliağa Kyme kazılarından geldi. Mitolojiye göre Zeus çok çapkın bir baş tanrıydı. Karısı Hera'ya yakalanmadan Leda'ya kavuşmak için kuğu formuna bürünmüştü" dedi. Erginer, son eserlerin de Bes adı verilen ve nekropolde bulunmuş m.ö 6-7'nci yüzyıla tarihlenen 3 boyutlu insan tasvirlerinin Arkaik Dönem'e ait eşsiz eserler olduğunu söyledi.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.