Bir başkadır benim memleketim
- Cumartesi
- Nadir Uysal
- Giriş Tarihi: 30 Eylül 2023
Dünya Mirasları, UNESCO tarafından belirlenen dünya üzerindeki kültürel ve doğal varlıkların listesine verilen addır. Amacı ise bu mirasların gelecek nesillere ulaştırılmak üzere korunmasıdır. Birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, doğal ve tarihi güzellikler bakımından oldukça zengin olan ülkemizde de UNESCO tarafından koruma altına alınmış önemli noktalar bulunmaktadır. İşte onlardan bazıları...
ANİ HARABELERİ
TARİH öncesi dönemlerden itibaren bir çok kültüre ev sahipliği yapan Ani, Ermenistan - Türkiye sınır noktasında, Kars'ın göz alıcı tarihi yerlerinden. İpek yolu üzerinde kurulan Ani, tarihte Selçuklu, Bizans, Gürcü ve Ermeni kültürlerine ev sahipliği yapmış, bulunduğu konum itibari ile de çok kültürlü bir ticaret merkezi haline gelmiştir.
HATTUŞA
BİN Tanrılı ülke olarak da anılan Hititler devletinin sosyal yaşamı, inanışları ve yönetim biçimlerini yansıta Hattuşa, Hitit kültürünün merkezi başkentiydi. Anadolu'nun en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Hattuşa'da ortaya çıkan kalıntıların birçoğu M.Ö 13. yüzyıldaki yeniden yapılanma dönemine ait. Tarihin ilk yazılı anlaşması olarak bilinen Kades Anlaşması'nın da yapıldığı şehirde aslanlı kapılar, sur duvarları, 30'dan fazla tapınak, kraliyet konutları ve sokakları tüm heybetiyle ayakta. Görmediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir.
EFES ANTİK KENTİ
DÜNYANIN yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı ve Meryem Ana Evi'ne ev sahipliği yapan Efes Antik Kenti, Anadolu uygarlıklarının çeşitliliğini yansıtırken, yıllara da meydan okuyor. Dünya üzerinde kazılan en büyük Grekoromen şehir olma özelliğini taşıyan Efes, küçük Asya olarak adlandırılmış ve Anadolu eyaletinin de başkenti olmuş. Yunan medeniyeti ve ardından Roma medeniyeti kontrolünde olan antik kent bu iki zengin medeniyetin mimari ve kültürel izleriyle donatılmış. Dini, ticari, kültürel ve sanatsal olarak döneminde bir yıldız olan Efes, Roma dönemi yapılarının en güzellerinden görkemli Celcus Kütüphanesi ve antik tiyatrosu ile de göz kamaştırıyor.
APHRODİSİAS
AŞK ve güzellik tanrıçası Afrodite'e adanmış olan Aphrodisias Antik Kenti, Türkiye'deki en önemli ve gözde arkeolojik alanlardan bir tanesi. 1958 yılında Aydın'ın Geyre beldesine bir baraj açılışı için gelen ve yolunu kaybetmesiyle tarihin hazinelerinden birini açığa çıkaran Ara Güler, buradaki her bir kalıntıyı fotoğraflayarak, fotoğrafları Times dergisine gönderir. Yeniden renkli fotoğraflarını çekmek için bölgeye giden Ara Güler'in çekimleri böylece tüm dünyaya yayılır. Bölgeye, Amerika'dan gelen arkeologlar Geyre'de yaptıkları araştırmarda geçmişi M.Ö 500'lü yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit'ten alan Aphrodisias Antik Kenti ile tanışırlar.
GÖBEKLİTEPE
DÜNYANIN bilinen tarihini değiştirecek buluntularıyla tüm dünyanın ilgisini çeken Göbekli Tepe, Şanlıurfa'ya 15 km mesafede konumlanıyor. 12 bin yıl önceye ait olduğu anlaşılan ve toplamda 20 tane olduğu belirlenen üzeri açık dini yapılar bize, bugüne kadar dünyanın bilinen ilk tapınakları olduğunu doğruluyor. Göbeklitepe'nin gizemi bugün halen daha tam anlamıyla çözülebilmiş değil.
NEMRUT DAĞI
DÜNYANIN sekiz harikasından biri olarak gösterilen Nemrut Dağı sadece eserleriyle değil eşsiz gündoğumu ve günbatımı manzaraları ve yaydığı enerjisiyle UNESCO listesinin benzersiz ve nadide bir üyesi. Deniz seviyesinden 2 bin 150 metre yükseklikte yer alan Nemrut Dağı, Adıyaman'ın kuzeyinde Kahta ilçesinde yer alıyor. Gün batımı ve gün batımı manzarası, Tümülüsleri ve muazzam güzellikteki heykelleriyle Kommagene Krallığı'nın tüm heybetini gözler önüne seren Nemrut Dağı, tüm kültürleri buluşturmak isteyen Kommagene Kralı I. Antiochos'un başka kültür tanrılarını bir araya getiren heykelleri ve kabartmalarıyla göz kamaştırıcı. Mutlaka gezin.
DİYARBAKIR KALESİ VE HEVSEL BAHÇELERİ
DÜNYANIN en sağlam ve eski yapılarından biri sayılan Diyarbakır Kalesi ve Surları tarih boyunca birçok türkü ve efsaneye konu olmuş. Tarihi M.Ö 3000'lere dayanan Diyarbakır Kalesi; önemli bir savunma yapısı olmanın yanı sıra içinde barındırdığı Helen, Latin, Süryani, Ermeni ve Arap dillerindeki yazıtları ile Anadolu'da iç içe geçmiş uygarlıkları belgeleyen üstün evrensel değerlere sahip bir kültürel varlığı. 8 bin yıllık köklü bir tarihi olan Hevsel Bahçeleri ise bu uzun ömründe 30'dan fazla uygarlık görmüş ve her birinden izler taşıyor.
ARSLANTEPE HÖYÜĞÜ
TARİHİ günümüzden yaklaşık altı bin yıl önceye dayanan, ilk erken devlet yapılanmasının ortaya çıktığı dini ve kültürel bir merkez olarak kabul edilen Arslantepe Höyüğü, Fırat Nehri'nin 12 km güneybatısında, Malatya'nın Battalgazi ilçesinde yer alıyor. Geç Kalkolitik dönemden Demir Çağı'na kadar geçen tarihsel sürecin buluntularına rastlanan Arslantepe'deki 30 metre yüksekliğindeki heybetli höyük, konunun uzmanları kadar tarih ve kültür meraklısı ziyaretçilerini de büyülemeyi başarıyor.
GORDİON ANTİK KENTİ
GORDİON, Frig Medeniyeti'nin tarihi başkentidir. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı'nın birleştiği noktanın yukarısında kurulu bulunan kent günümüzde Ankara'ya 94 kilometre uzaklıkta, Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhüyük'te bulunmaktadır. Arkeolojik bulgulara göre Frigler, Gordion'a Hititlerin yıkılması sonucu MÖ 12. yüzyılın sonları gibi erken bir tarihte gelmiştir. Kazılarda gün ışığına çıktığı kadar en erken Frig yerleşim yerleri gündelik hayata ilişkin malzemeler içerir. Gordion'un yakın çevresinde çok sayıda tümülüs vardır. Bu tepeler önemli bireylerin mezarları olup MÖ 9. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar uzanan geniş bir zaman dilimine aittir.