'Paralel yapı hücre tipi örgütlendi'
Gülen hareketinin her kademesinde görev yapan eski imam Selim Çoraklı paralel yapının Haşhaşiler ya da mafya gibi hücre tipi örgütlendiğini söyledi
- Gündem
- Giriş Tarihi: 03 Şubat 2014 20:07
- Güncelleme Tarihi: 03 Şubat 2014 20:17
Zaman Gazetesi yazarlığından Makedonya temsilciliğine, Esnaf Hizmetleri imamlığından öğrenci yurtlarına kadar Gülen Cemaati'nin her kademesinde görev alan Selim Çoraklı, 28 Şubat sürecinden sonra Fetullah Gülen'le yollarını ayırdı. İtirazlarını bir mektupla Fethullah Gülen'e bildirerek 15 yıllık sessizliğe bürünen Çoraklı suskunluğunu bozdu. İlk kez kamuoyunun karşısına çıkan Çoraklı Cemaat'in nasıl paralel bir yapıya dönüştüğünü detaylarıyla anlattı. Polis, asker ve yargıda hücre tipi yapılanmanın olduğunu söyleyen Çoraklı "Her birimin kendi içinde bir imamı var. Cemaate mensup bir eleman bir askerle ya da bir polisle ilgileniyordu. Bilemedin 2 polisle 3 polisle ilgileniyor ve aynı evi kullanmıyorlar, özellikle esnaf evleri kullanılıyor" dedi. İşte, Çoraklı'nın çarpıcı açıklamaları:
- HER BİRİM TEŞKİLATLANDI: Hukuk sistemi dışındaki her türlü yapıyı "Paralel yapı" olarak kabul edebiliriz. Siyasetin riskini almadan, siyasete, devlet yönetimine yön vermeye çalışmak, yargıya, polise, bürokrasiye hakim olmaya çalışmak bu paralel yapının alametidir. Cemaatin yapısına gelince, inkar etseler de paralel bir yapılanma var. En tepede Fethullah Gülen, onun altında ülke imamları, şehir imamları, ilçe imamları ve benim de 33 yaşıma kadar yaşadığım dersane (Işık evler) imamları vardır. Cemaatin bu tür yapılanması olunca ister istemez her birim kendi arasında teşkilatlanmaya başladı. Üniversiteler kendi aralarında, liseler kendi aralarında, askeri hizmetler, polis hizmetleri, adliye hizmetleri bunların her biri hizmet kendi içerisinde birimleşmeye başladı.
- GRUPLAŞMALAR DERİN YAPIYA DÖNÜŞTÜ: Gülen Amerika'da kalmakla cemaatin yönetiminin bir kısmını kaybetti. Kontrolü kaybettiği için Cemaat içindeki "Derin Damar" farklı gruplar oluşturdu. 1996'da başlayan gruplaşmalar derin yapılara dönüştü.
Bu derin damar polisin içinde de olabilir, yargının ve medyanın içinde de olabilir. Derin damar operasyonlarına 1996 yılında başladı. MİT operasyonları bunlardan biridir. Şimdi yaşadıklarımız işte bu Cemaat içindeki derin yapının operasyonlarıdır.
- ERDOĞAN'I HEDEF ALDILAR: 17 Aralık çok açık bir şekilde bu paralel yapının operasyonudur. Dershanelerin kapanması gündeme gelmeseydi 17 Aralık operasyonu olur muydu? 17 Aralık operasyonu çok açık bir şekilde Başbakan Erdoğan'ı hedef almış ve ülkeyi büyük zararlara uğratmıştır.
- OPERASYON BAŞARISIZ OLDU: Cemaatin içindeki derin damar Gülen'i manipule etti. Cemaatin AK Parti iktidarını devirecek güçte olduğunu Gülen'e inandırdılar. Gülen de büyük bir risk alarak iktidara saldırdı ve bu operasyon her açıdan başarısız oldu. Gülen de kandırıldığını anladı. Çaresiz. Bu nedenle şu anda susuyor.
- GÜLEN İKTİDAR HASTALIĞINA YAKALANDI: Kemalettin Özdemir polis hizmetlerinin uzun yıllar imamlığını yaptı. "Biz de hocayız" deyince problemler de başladı. Gülen kesinlikle şerik kabul etmez, güç ve iktidar hastalığına yakalandı. Özdemir'in polis hizmetlerinin içerisinde otoritesi artınca "zararlı olabilir" endişesiyle o görevden alıp Afrika'ya imam olarak gönderdiler.
- YÖNETİCİLER SİYASETE YÖN VERMEK İSTİYOR: Cemaatin yüzde 95'i gerçekten güzel insanlar. Ne yazık ki yönetici olan yüzde 5'lik kesimde aynı ihlası ve samimiyeti görmek mümkün değil. Fitne yayıyor, siyasete yön vermeye, polis-yargı darbeleri yapmaya çalışıyorlar. Anadolu insanının samimiyetini başka yerlere pazarlayacak derecede oyunlar oynanıyor.
- AVCI CEMAAT İÇİ ÇATIŞMANIN KURBANI OLDU. Hanefi Avcı, cemaatin polis içerisinde ve özellikle istihbarat ve teknik takip bölümlerinde kadrolaşmasının baş temsilcisidir. Avcı, Cemaat'in polis hizmetlerindeki çatışmanın maalesef kurbanı oldu.
- HZ. PEYGAMBER'İ ALET ETMEYİN: Gülen'in internete düşen ses kayıtlarını dinledim. Anadolu sermayesine karşı İstanbul sermayesinin desteklenmesi, Ümmetin değil batının, ABD'nin, İsrail'in çıkarlarının savunuluyor olması anlaşılır gibi değil. Bunları yaparken Hz. Peygamberin de bu işe alet edilmesi gerçekten çok üzücü. Rüyalarla hizmete motive etmeye çalışıyorlar.
SELİM ÇORAKLI KİMDİR?
Selim Çoraklı 1986'da Risale-i Nur propagandası yaptığı gerekçesiyle
İzmir DGM tarafından 4 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. 7,5 ay cezaevinde kaldı. Gülen'in sözleri üzerine bir süre kaçak dolaştı. Gülen Cemaati'nin bir çok kademesinde üst düzey görev yaptı. 28 Şubat 1997 yılında yaşanan postmodern darbe sürecinde Gülen Cemaati'nin yaşadığı hızlı değişimden rahatsız olarak itirazlarını Fethullah Gülen'e ulaştırdı. Ardından Gülen ile yollarını ayırdı. 17 Aralık operasyonun ardından arkadaşlarını son bir kez uyarmak için 15 yıl aradan sonra yeniden konuşmaya karar verdi.