Geçmişten geleceğe büyük vizyoner Atatürk
Atatürk’ün ölümünden yıllar önce Türkiye’nin bugünlerini görerek “Ordumuzun, Türk vatanının ve Türk dünyasının şan ve şerefini, iç ve dış tüm tehditlere karşı koruma görevini daima yerine getirmeye hazır olduğuna inancım tamdır” dediğini söyleyen Tarihçi Ali Güler, Ulu Önder’in Barış Pınarı Harekatı’nın gündemde olduğu bugünlere dahi ışık tuttuğunu söyledi
- Gündem
- Giriş Tarihi: 10 Kasım 2019
Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Güler, Ulu Önder'in bugün yaşanan gelişmelere de ışık tutan vizyonuyla ilgili Yeni Asır'a çarpıcı açıklamalar yaptı. Atatürk'ün yaşadığı dönemde tarihi iyi okuyarak gelecekle ilgili büyük bir vizyon ortaya koyduğunu ifade eden Cumhuriyet Tarihi uzmanı Güler, bunun Barış Pınarı Harekatı'nın gündemde olduğu bugünlere de adeta ışık tuttuğunu söyledi.
NEREDE BİR TÜRK VARSA...
Atatürk'ün bugün çok bilinmeyen bazı sözleriyle ilgili bilgiler veren Güler, Ulu Önder'in Türk Ordusu'na yönelik yayınladığı son mesajında, "Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini, dahili ve harici her türlü tehlikeye karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam inanç ve itimadımız vardır" dediğini aktardı. Güler, Atatürk'ün bu sözüyle Türk Ordusu'nun sadece Türkiye'nin değil nerede bir Türk varsa onun, yani tüm Türk camiasının da ordusu olduğuna işaret ettiğini vurguladı.
DAĞILACAĞINI GÖRDÜ
Atatürk'ün 29 Ekim 1933'te yani Cumhuriyet'in 10. yıl kutlamalarında söylediği bir başka önemli söz daha olduğunu ifade eden Güler, şöyle konuştu: "Atatürk, Cumhuriyet Balosu'na geldiğinde gençler etrafını sarıyor ve sorular soruyor. Bu sırada doktor Zeki isimli bir genç Atatürk'e 'Paşam milli mücadeleyi yaptınız, devrimleri yapıyorsunuz ama bize gençlik olarak bir ideal aşılamadınız. Bunun sebebi nedir?' diye soruyor" dedi. Bunun üzerine Atatürk'ün genci üst kata çağırdığını anlatan Güler, şöyle devam etti: "Atatürk gence buradaki haritayı gösteriyor ve, 'Evladım. Benim omuzlarıma abanan gücü görüyorsun. Ben o gücün ağırlığını hissediyorum' diyor Rusya'yı da işaret ederek devam ediyor: 'Nasıl Osmanlı ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu dağıldıysa bu imparatorluk da bir gün dağılacak. Orada dili bir, dini bir, kültürü bir kardeşlerimiz var. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz, bizim onlara yaklaşmamız lazım. Onun için Türk Tarih Kurumu'nu kurduk, ortak tarihi ortaya çıkarmak mecburiyetindeyiz. Türk Dil Kurumu'nu kurduk dilimizi ortaklaştırmaya çalışıyoruz. Bunlar devletlerin derin düşünceleridir. Bunlar konuşulmaz ama uygulanır. Sen zeki bir çocuğa benzediğin için sana bunları anlattım' diyor. Atatürk, vizyoner bir lider olarak Sovyetler'in dağılacağını 1933'te ifade ediyor. Bunu kahin olduğu için değil tarihi iyi okuduğu için söylüyor." Yazar İsmet Bozdağ'ın 'Atatürk'ün Fikir Sofrası' isimli kitabında bu konuşmanın aktarıldığını ifade eden Güler, Suat Akgül ile birlikte yazdıkları "Atatürk'ün Düşünce Dünyası" isimli eserlerinde de buna yer verdiklerini anlattı. Atatürk'ün dediği gibi 1991'de Sovyetler'in dağılmasıyla bir Türk dünyasıyla karşı karşıya kalındığını ifade eden Ali Güler, şunları söyledi:
MİSAK-I MİLLİ HEDEFİ
"Ancak, maalesef Türkiye hazır değildi. Bu sözleri Misak-ı Milli ile de örtüştürebilirsiniz. Misakı Milli'de Türk varlığına dayalı bir vatan çiziliyor. Bizim Halep ve Musul vilayetimiz Osmanlı'nın Deyrizor Bağımsız Sancağı yani şu an Suriye ve Irak'ta harekatın yürüdüğü alanlar Misak-ı Milli sınırları içinde. Lozan'da bizim bunu çözememiş olmamız Misakı Milli hedefinden vazgeçildiği anlamına gelmiyor. Bu hedef Türk çocuklarına emanet edildi. Lozan'da Hatay'ı da halledememiştik ama sonra onu anavatana kattık. Hatay Afrin'in hemen üzerinde. Yine Boğazlar konusunu da tam çözememiştik. 1936'da Montrö Sözleşmesi'yle çözdük. Kaldı şimdi Halep ve Musul vilayeti ile Deyrizor. Buralar Osmanlı'nın tımar sistemiyle yönettiği yerlerdir ve Osmanlı'nın tımar sistemiyle yönettiği her yer vatan sayılmıştır."
'HATAY ÖRNEĞİ ORTADA'
Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'na geçtiğimiz günlerde Azerbaycan'da yapılan Türk Konseyi zirvesinde verilen desteğin de bu geniş vizyonun bir parçası olduğunu vurgulayan Güler, "Ayrıca Atatürk'ün Hatay meselesindeki gayreti de bunun örneği. Ne işimiz var Suriye'de diyenler var ya şimdi buna bakmaları gerekiyor. O nedenle şu an Cumhurbaşkanı ve hükümetin bu politikası da doğru. Nerede bir Türk varsa biz orada olacağız. Bir de bir başka boyutu var, mazlum halklar var. İslam dünyası yani" dedi.
SİSTEM ZEMİN HAZIRLIYOR
Başkan Erdoğan'ın Lozan Antlaşması'yla ilgili sözlerini de hatırlatan Güler, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın Lozan'la ilgili söylediği şey şu: Biz Lozan'a Misak-ı Milli hedeflerimizi gerçekleştirmek üzere gittik, gerçekleştiremediğimiz hedeflerden vazgeçmiş değiliz. Bugünkü harekatın meşru sebebi tabi ki BM kararları ama tarihi ve kültürel meşruiyet haklarımız da var burada" dedi. MHP ve lideri Devlet Bahçeli'nin de Türk dünyası vizyonuna inandığını kaydeden Ali Güler, "Cumhur İttiafakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Türkiye Türk dünyasıyla ilişkilerini geliştiriyor. Buna zemin olan bir hükümet modeline geçtik" diye konuştu.
ERHAN GÜLENÇ