"Ne işimiz var Suriye'de" diyenlere tarih dersi

Sabah Gazetesi yazarı Engin Ardıç, Türkiye'nin Suriye'deki varlığı ile ilgili şuursuzca "Neden Suriye'deyiz? neden İdlib'deyiz? sözleri ile Başkan Erdoğan’ı ve Türkiye’yi hedef haline getirenlere karşı kapak gibi bir yazı kaleme aldı.

Sabah Gazetesi yazarlarından Engin Ardıç bugün yazdığı yazıda Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirerek "İdlib'de ne işimiz var?" diyenlere; 2. Dünya Savaşı öncesi yaşanan gelişmeleri örnek göstererek yanıt verdi. Hitler'in karşısında durmayarak Avrupa'yı ateşe atmasına seyirci kalan Fransa'yı ve Almanya lehine algı yapan Fransız Komünist Partisi'ni örnek gösteren Ardıç, "Şimdi İdlib için ölmek istemeyenler umarız günün birinde Diyarbakır'ı geri almak için ölüme gitmezler..." dedi..

İşte Ardıç'ın "Danzig için ölünür mü?" başlıklı o yazısı...
Almanya Polonya'ya saldırdı. İngiltere ve Fransa, Polonya'ya vermiş oldukları taahhütler uyarınca Almanya'ya savaş ilan ettiler.
Ve başka hiçbir şey yapmadılar.
Dokuz ay boyunca sağ kulaklarının üstüne yatıp beklediler.
Çünkü, özellikle Fransa, savaştan korkuyordu.
Almanya, savaş için, eski Alman toprağı fakat 1919'da Polonya'ya bırakılmış olan "Danzig koridorunu" bahane ediyordu (şehrin bugünkü adı Gdansk).
Fransa'da savaşa karşı çok şiddetli bir cereyan vardı. "Danzig için ölünür mü?" diyorlardı.
Danzig için ölmek istemeyen Fransız, dokuz ay sonra Paris için ölmek zorunda kaldı.
Almanya'yla anlaşmış olan Stalin'in emir ve direktifleri doğrultusunda Fransız Komünist Partisi de bozgunculuk ediyor, Fransız askerlerine "Almanya'ya karşı çarpışmayın" şeklinde propaganda yapıyordu. Bu düpedüz vatana ihanetti.
Dokuz ay sonra, Alman ordusu Fransa'nın tepesine balyoz gibi indi.
Danzig için savaşmak istemeyen Fransa, son derece onur kırıcı mütareke şartlarına boyun eğmek zorunda kaldı. Fransız Cumhuriyeti yıkıldı. Fransa'nın kuzey yarısı Alman işgaline girdi. Alsace ve Lorraine vilayetleri elinden gitti. Fransa'nın güney yarısında Alman uşağı göstermelik bir devlet kuruldu.

***

Oysa Almanya'yı durdurabilirlerdi...
Daha 1936'da Alman ordusunun Versailles Antlaşması'nı çiğnemesine, askerden arındırılmış Rheinland bölgesine girmesine hiç ses çıkarmadılar...
İki sene sonra Almanya'nın Avusturya'yı da Çekoslovakya'yı da yutmasına da ses çıkarmadılar.
Bari 1939'un eylül ayında, savaş ilan etmişken harekete geçselerdi...
Dokuz ay boyunca ne İngiltere kılını kıpırdattı ne Fransa.
Alman ordusunun gelip canlarına okumasını beklediler.
Hitler doğuda Polonya'yla uğraşırken batıdan Almanya'ya dalabilirlerdi... Alman sınırı bomboş sayılırdı...
Hitler'in, Polonya'nın işini bitirdikten sonra batıya rahat rahat yığınak yapmasını da aval aval seyrettiler. Günlerini de gördüler.

***

Şimdi bizde de "İdlib için ölünür mü?" diyenler var.
Mehmetçik İdlib için ölmüyor.
Hani o sevmediğiniz, aşağıladığınız, hatta nefret ettiğiniz Suriyeliler var ya...
Onlardan iki milyon kişi daha gelip de başımıza yeni bir dert olmasın diye çarpışıyor.
Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulup da sonra bizden toprak istemesin diye çarpışıyor.
Tayyip Erdoğan'a kin kusan faşistler işin bu yanını asla görmek istemiyorlar.
Şimdi İdlib için ölmek istemeyenler umarız günün birinde Diyarbakır'ı geri almak için ölüme gitmezler...
Mustafa Kemal Paşa'ya da "İzmir için ölünür mü?" diyenler var mıydı?
Vardı tabii.

.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.