Ahmet Veli Olgundeniz

Mahkeme kadıya mülk değil!

Stajyer muhabir olduğum dönemlerde amirlerimi etkilemek için yapmadığım canbazlık kalmadı. Her işe koşturur, gece gündüz çalışırdım.
Muhabir haberi bulan kişidir, bu yüzden öyle kös kös oturamazsınız. Zaten oturmak isteseniz de bu oturuşunuz uzun süreli olmaz.
O dönemler İngilizce bilmenin de avantajıyla "etkili" röportajlar yapıp arkadaşlarımın arasından sivrilmek istiyordum. Aldım elime kağıt kalemi başta ABD başkanı olmak üzere ne kadar batılı devlet başkanı varsa hepsine görüşmek istediğimi belirten mektuplar yazdım. Peki ne oldu görüşebildim mi? Hayır! Ama Gerhard Schröder'e çok yaklaşmıştım. O zamanlar Dünya Bankası Başkanı olan James Wolfehnson'u ise kıl payı kaçırdım. Görev değişiklikleri ve yurtdışı seyahatleri yüzünden konunun üzerine fazlaca gidememiştim.

DUYARLI OLMA

O zamanlar beni çok şaşırtan bir şey olmuştu. Hangi devlet başkanına veya bakana mektup yazsam veya mesaj göndersem mutlaka bir cevap alıyordum. Ya sekreteri ya bir basın danışmanı veya başka bir görevli mutlaka bana geri dönüp bir mazeret göstererek olumsuz da olsa bir yanıt vermişti.
O yıllardan günümüze kadar yabancılarla bir şekilde hep ilişki içinde oldum. Carrier'in ve Burger King'in dünya başkanlarıyla röportajlar yaptım. İş arkadaşlarımla nasıl rahat bir diyalog kuruyorsam onlarla da aynı şekilde sıcak diyaloglar kurabildim.
Batıda "cevap vermek" hem bir nezaket gereği hem de kurumların imajı açısından bir zorunluluktur. Size ve doğal olarak temsil ettiğiniz kuruma soru soran veya talepte bulunan bir kişiyi görmezden gelmek ve cevap vermemek saygısızlıktır.

YOK HÜKMÜNDE

Ama yaşadığımız örneklere baktığımız zaman Türkiye'de bu anlayışın henüz gelişmediğini görüyoruz. İşte size bir örnek, mesela dünyanın en büyük şirketlerinden birisinin İngiltere'deki başkanından görüşme talebinde bulunsanız veya bir soru sorsanız mutlaka yanıt alırsınız ancak aynı firmanın Türkiye'de satın aldığı bir kuruluşun yöneticisini defalarca aradığınız halde hiçbir ses çıkmaz! İlginç değil mi?
Ülkemizin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama "kaidesi koltuk" görenlerin önemli bir kısmı ulaşılmazı oynamayı seviyor.
Ben kendi adıma benimle temas kurmak isteyen kişi ve kurumlara karşı son derece duyarlı ve nazik olduğum kanısındayım. Bana atılan her mesaja veya görüşme talebine mutlaka bir şekilde yanıt veririm. Çünkü insanlar aslında şahıs olarak Ahmet Veli Olgundeniz'le değil Yeni Asır'ın yayın editörü ile görüşmek istiyorlardır. Beni bu yüzden arıyorlar. Çalıştığım kurumu en iyi şekilde temsile mecburum. Bu mecburiyet herkes için geçerli çünkü "Mahkeme kadıya mülk değil".
İyilikle kalın...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.