“Konfeksiyoncu değil terziyim”

Zeynep Talu: Kendimi bildim bileli sipariş söz yazmayı seviyorum. Çünkü ben müziğe söz yazıyorum. O melodi ne diyor, bende uyandırdığı duygular neler ve o melodiyi kim seslendirecek... Bunlar benim için çok önemli. Yani ben onun üzerine elbise dikersem mutlu oluyorum.

Müziğin mutfağında yetişti... Mısralarla, ezgilerle büyüdü...
Annesi öyle güzel sözler yazdı ki, o şarkılar yıllarca ruhunu, yüreğini besledi. Ve bir gün kalemi devraldı, notalara hikayeler biçmeye başladı... O kız, bugün yüzlerce unutulmaz şarkıda imzası olan Zeynep Talu'dan başkası değildi...
Annesi Çiğdem Talu gibi kendi tarzını yarattı, kalemiyle özgün bir yol çizdi... Son olarak pandemide Ferhat Göçer'in bestesine muhteşem sözler yazdı... Göçer'in klip de çektiği 'Ağır Yaralı'nın hikayesini ve söz yazarlığı kariyerinin sırlarını Zeynep Talu'dan dinledik.
'Ağır Yaralı' ile müzik dünyamıza bir kez daha 'Talu' damgasını vurdunuz... Bu şarkının ortaya çıkış öyküsünü anlatır mısınız?
Benim bunca yıldır ilk kez 'kendimi yazdım' dediğim bir şarkı, 'Ağır Yaralı'. Umarım bir damga vurur, gelecek zamanlara kalır. Bizim için en önemli şey ileride bu şarkıların hala söyleniyor olması. Ferhat benim yakın dostum ve birlikte müzik yapmaktan zevk aldığım bir insan. Bu besteyi bana bir gece yarısı yolladı ve 'bir şeyler yazmak ister misin?' dedi. Ben vuruldum melodiye.
Bu sözleri bana melodiler yazdırıyor.
Ve bana bu kadar yazma şevki veren bir melodi de bu zamana kadar az gelmiştir. Bu yüzden Ferhat'a çok teşekkür ediyorum.
Böyle güzel bir melodi gelince de bu sözleri yazmamak mümkün değil.
Şarkı, 'benim hikayemde mutlu sonlar yasak' diyor. Bu umutsuzluğun nedeni, büyük bir hayal kırıklığına uğratılmanız mı?
Şarkı bir kişiyle yaşadığım ilişkiyi değil, genel olarak hissettiklerimi yansıtıyor. Bu her günümü mutsuz geçirdiğim anlamına da gelmiyor.
Tabii ki içimde biriken kırgınlıklar var ve umutsuzluk yüreğimin bir yönü, bir parçası... Çünkü değer verdiğim ilişkilerin her zaman kırıcı sonuçları oldu. Çok pozitif, güler yüzlü görünsem de o kırgınlıklar hemen gelip geçmiyor, bu yüzden içimdeki savaşçı ağır yaralı...


KENDİME DÖNDÜM
Pandemi sürecini nasıl geçirdiniz? Sırada yeni şarkılar var mı?
Pandemi, kendi içime döndüğüm bir süreç oldu. Her zaman sosyal bir insandım. Bugüne kadar yüzlerce söz yazdım ama bunların hiçbirini eve çekilerek, içime kapanarak yazmadım. İnsanların ne yaşadığını izleyerek yazdım. Ama bu dönemde ilk kez bu kadar yalnız kaldım, kendimi dinledim. Ağır Yaralı da bu içe dönük zamanımda çıktı. Yakında duyacağınız başka şarkılar da var.
İLK ADIMLAR
Şimdiye kadar yazdıklarınız birçok sanatçının 'çıkış şarkısı' oldu. Sizin gönlünüzde en çok yer tutanlar kimlere yazdığınız şarkılar?
Sıfırdan biriyle başlamak, yani genç bir şarkıcıya ilk sözlerini yazmak benim için her zaman özel ve heyecan verici oldu. Dolayısıyla sözlerimi birbirinden ayırmak açısından değil ama birlikte yola çıkma açısından Ali Güven'i sayabilirim, 'Yolcu' ve 'Yadigar'... Ayşen'i sayabilirim ki Türkiye'nin en özel seslerinden biridir... Sibel Gürsoy'u, Bendeniz'i, Nalan'ı sayabilirim... Onlarla ilk adımlarını birlikte atmanın keyfi çok başka ve daha mutluluk verici...
Milyonların yüreğine dokunacak mısralar nasıl bir yürekten çıkıyor? Duygularınızı sözlere dökmede sizi en çok neler etkiliyor?
Beni en çok etkileyen şey, etrafımdaki insanların, arkadaşlarımın, yakınlarımın yaşadığı hikayeler. Ben hiç tanımadığım birinin bile hayat hikayesini saatlerce dinleyebilirim. Gerçek hayat hikayeleri beni çok ilgilendiriyor. Yaşanmışlıklar üzerine yazıldıkça sözler, şarkılar kıymetli oluyor. Ben börtü böcek şarkıları yazmayı sevmem. Hayali sözler beni pek ilgilendirmiyor. İnsanların yaşadığı gerçek hikayelerden besleniyorum. Tabii ki kendim bu kadar şeyi yaşamıyorum. Ama yaşamış gibi, onların hikayelerinin kahramanıymış gibi hissedebildiğiniz zaman o sözleri o samimiyetle yazabiliyorsunuz.

ANNEMİN MİRASI
● Hem Çiğdem Talu gibi bir efsanenin kızı olmak hem de kendi müzik kimliğinizle anılmayı başarmak nasıl bir duygu?

Çiğdem Talu'nun kızı olmak zor. Başlarda uzun yıllar şunu söyledi insanlar... Annesinin çekmecede bıraktığı sözleri buldu, onları yayınlıyor... Bunlar çok kırıcıydı. Keşke onun çekmecede bıraktığı sözler olsaydı da ben onları annemin adıyla yayınlayabilseydim. Çok uzun zaman ona yakışan sözler yazmalıyım diye düşündüm. Ama bir yerden sonra baktım ki devir, o devir değil. Gençlik başka bir dil konuşuyor. Tabii 90'lardan bahsediyorum ve ben de o zamanın genciyim. Onlara hitap etmek istiyorsam, onların sokaklarda konuştuğu dili yazmalıyım. Bunu keşfetmemi sağlayan Garo Mafyan'dır. Hocam... Bunu keşfettikten sonra kendime has bir tarz geliştirip sözlerimi yazdım. Tabii ki çok önemli bir miras benim için Çiğdem Talu mirası ama onu güncelleştirmek de benim görevimdi. Umarım başarmışımdır.

● Söz yazarlığında en çok neyi önemsiyorsunuz?
Besteci ve şarkıcı seçiminin şarkılarınızın başarısındaki payı nedir? Bu benim için çok hayati bir nokta... Bana yıllardır soruyorlar, 'sipariş söz mü yazıyorsun?' Evet! Kesinlikle sipariş söz yazıyorum. Kendimi bildim bileli sipariş söz yazmayı seviyorum. Çünkü ben müziğe söz yazıyorum, benim için beste çok önemli. O melodi ne diyor, bende uyandırdığı duygular neler ve o melodiyi kim seslendirecek... Bunlar benim için çok önemli. Tüm bunları düşünerek yazıyorum; kadın mıdır, erkek midir, kaç yaşındadır, huyu suyu nedir, zayıf yanları nelerdir... Yani ben onun üzerine elbise dikersem mutlu oluyorum. Çünkü konfeksiyoncu değilim ben, terziyim... Yani onların söyleyeceği şarkıyı yazmayı seviyorum. Bakın bugün Ağır Yaralı'yı konuşuyoruz. Şimdi ben bu şarkıyı Ferhat Göçer yerine, yeni çıkacak bir genç arkadaşımıza yazsam olur muydu? Asla olmazdı


Bülent GÜRLÜK

Bu web sitesinde çerezler kullanılmaktadır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

"Tamam" ı tıklayarak, çerezlerin yerleştirilmesine izin vermektesiniz.