1970’lerin Göreme’sine yolculuk

Kapadokya'nın en bilinen ilçesi Göreme artık fazla turistik. Bölgenin klasik özelliklerini yaşarken kültürel yapısını da görmenizi sağlayacak bir yer arıyorsanız, merkeze 2 kilometre uzaklıktaki Nar kasabası tam size göre. Nar'da hala pekmez kaynatan, salça yapan, ceviz toplayan, turşu kuran gerçek Kapadokya insanını görebilirsiniz. Ihlara’ya rakip Nar vadisi ise Kapadokya’ya çok daha yakın. Bölgenin tek şelalesi de bu vadide...

Kapadokya deyince herkesin aklına Göreme, Ürgüp ve Avanos geliyor. Oysa ki Kapadokya bir bölgenin adı... Önemli bir bölümü Nevşehir'de olsa da Kırşehir, Aksaray ve Niğde ile Kayseri ilinin bazı bölümlerinde de yer aldığını söylemek mümkün. Bugün sizi bildiğiniz Kapadokya'nın dışına çıkaracağım. Kapadokya ile ilgili bildiğiniz her şeye sahip, her yere yakın ve bilmediğiniz bazı güzellikleri de sunan bir yer Nar... Nar, Nevşehir'in merkez ilçelerinden biri. Benim Kapadokya'ya ikinci gidişim. İlk gittiğimde Göreme'de kalmıştım. Göreme tüm turistik yerlerin merkezi ancak bir dezavantajı var. Etrafınızda görebileceğiniz herkes turist, turistlerin dışındakiler de esnaf ve işletmeciler. Yöre halkını, orada doğmuş, büyümüş birini görmek çok zor. Yemekler, tabelalar, restoranlar, dükkanlar, evler (ki ev artık yok hepsi otel), diller her şey turiste yönelik. Bizi de yabancı sanarak İngilizce konuştular mesela.

OTELDE AİLE ORTAMI
Bu kez ailece gittik. Ailece gittiğimiz ve pandemi koşullarında olduğumuz için otelin yakınlığından ziyade, temizliği, mesafesi ve kalabalıklardan uzak oluşu bizim için daha önemliydi. 6 odalı bir mağara oteldi Ennar Cave House... Fotoğrafları çok güzeldi. Ama otele gidince fotoğrafların çok ötesinde bir şeyle karşılaştık. İki boyutlu fotoğraflarda misafirperverliği görmek, yöre insanının sıcaklığını hissetmek pek mümkün olmuyor. Gece vakti vardığımız otelde bizi otelin sahibi Hami Bey karşıladı. Yanında Sabahat vardı... Sanki müşteri değil de uzaktan gelen bir akrabasını karşılar gibiydiler. İlk kez karşılaşıyor olmamıza rağmen bizde de bir ısınma... Hemen odamıza geçtik. Sabahat hanım otelin hemen yanındaki evde oturan bir komşu kızı.. Yani yörenin insanı. Sıcak samimi ve doğal... Bize odamızı gösterdi. Aç olup olmadığımızı sordu ve şömineyi yaktı. Oda ise bir başka büyü... Hiçbir otele benzemiyor. 1800 yıllık, her odası bir ailenin yaşaması için oyulmuş bir mağara apartman. Bizim kaldığımız oda apartmanın fırınıymış. 'Kapısı bu yüzden büyük' dedi Hami Bey. Diğer kapılar küçücük. İçeri girdiğinizde karşılaştığınız geniş alan sizi şaşırtıyor. Meğer bu kapılar düşman işgaline karşı kendini savunabilmek için bu kadar küçük yapılmış. Sadece kapılar değil.. Belli ki düşman çokmuş. Çünkü pek çok yeraltı şehri var Nevşehir'de. Bir tanesi de Nar kasabasında ama henüz tam olarak keşfedilmemiş. O dönemde yaşayan bir kadın kanallardan tünellerden geçerek kimseye görünmeden ırmağa gidip evine su taşıyabiliyormuş. Otel geçmişin izleriyle dolu... yüzlerce yıl önce yakılan bir ateşin isini görmeniz mümkün... "Daha pek çok oda var açabileceğim ama açmıyorum, çünkü butikliği, amatörlüğü kaybetmek istemiyorum" dedi Hami Bey... Doğal yapıya zarar vermemek için elinden gelen her şeyi yapmış. Bu da size eskiden orada yaşayanların hayalini kurduruyor. Eski bir deniz astsubayı olan Hami Bey odaların isimlerine denizcilik terimlerini vermiş. Odaların hepsi birbirinden farklı, ayrı bir dünya... Dilek hanımın kahvaltılarını atlamak istemiyorum. Dilek Hanım da Nar kasabasında yaşıyor. Sabah kahvaltıda tanıştık. Sukulentlerini çok sevdiğimiz için saksısıyla birlikte 3 tane verdi... İsimlerini Dilek, Ennar ve Sabahat koyduk. Laika'nın yanında yerlerini aldılar. İnsan otele gidip de otel çalışanlarını özler mi? Biz özlüyoruz.

ORİJİNAL KÜLTÜREL YAPI
Otelin bu sıcak ortamının yanı sıra Nar kasabasını seçmemizin bir güzel tarafı da gerçek Kapadokya halkını yakından tanıma fırsatı. Ayrıca Nar'ın bir özelliği de bölgenin en yeşil vadisine sahip olması. Kızılırmak'a bağlanan tek ırmak bu vadiden geçiyor. Bizim gittiğimiz mevsim aslında Kapadokya'yı karlı görmeyi umduğumuz bir mevsim olmasına rağmen yazdan kalma bir hava vardı Aralık sonunda. Kapadokya her mevsim güzel ama Nar'a özellikle sonbaharda, Eylül, Ekim aylarında gitmenizi tavsiye ediyorum. Neden mi? Bağ bozumuna katılmak, evlerinin önünde pekmez kaynatan, turşu ve salça yapan yöre halkını görmek, geleneksel yöntemlerle yapılan bu geleneksel lezzetlerin yapımına şahit olmak ve şanslıysanız biraz alabilmek için...

YENİ KEŞİFLER İÇİN
İlkbaharda ise Nar vadisinden Kızılırmak'a kadar yürüyüp, sadece bölgeye özel kuş türlerini endemik bitkileri görebilir, bölgenin tek şelalesinin en coşkulu zamanına şahit olabilirsiniz. Sincapların yuvalarından çıkıp sizinle saklambaç oynamalarını izleyebilirsiniz. Yaz ayı zaten Kapadokya'nın yoğun zamanı. O yoğunluktan kaçmanın tek adresi ise popüler yerlere yakın huzurun tam ortasındaki Nar... Bu arada Nar'ın genç Belediye Başkanı Süleyman Özçelik, kasabanın turizme açılması ve açılırken öz değerlerini yitirmemesi için çok uğraşıyor. Kendisi bana yaptığı birçok projeden bahsetti. Kasabada keşfedilmemiş pek çok eski kilise ve şapel hatta yeraltı şehri var. Süleyman Özçelik bunları gün yüzüne çıkarıp hikayelerini dünyaya duyurmak için çalışmalara başlamış... Nar'daki otel sahiplerinin de güzel bir birliği var. Köstek değil destek oluyorlar. Bu koşullarda, ilerleyen yıllarda Nar kasabasının ismini çok daha fazla duyacaksınız. Söylemedi demeyin!

TARİHİ
NAR Kasabası Tarihinin, kilise mezarlık gibi tarihi kalıntılara bakıldığında Ortadoğu'dan kaçan ilk Hristiyanlara kadar uzandığı görülmektedir. Nar Kasabası ve önceki yerleşim yeri olan Nyssa, bugüne kadar, Roma, Bizans, Danişment, Selçuklu ve Osmanlı hakimiyeti altında yaşmıştır. Nar ismine ise kayıtlarda ilk defa Selçuklu Devleti'nin Danişmentliler'i 1157 yılında yenmesi ile Kapadokya'yı tamamen fethettiği dönemde rastlanmaktadır. Nar'ın yerleşke olarak Nisa (Nyssa) şehri üzerine kurulu olduğu bilinmektedir. Nar'ın Selçuklular öncesi yerleşimi olan Nisa (Nyssa) şehri bir Bizans şehri idi ve bugünkü Nevşehir ve Nar arasındaki bir yerde bulunmakta idi. Nyssa, 1157'deki Danişmentliler ve Selçuklular arasındaki savaşta tamamen yok olmuştur.
POPÜLER YERLERE UZAKLIK
Uçhisar Kalesi 9 km
Güvercinlik Vadisi'ne 9 km
Ürgüp'e 21 km
Zelve Açıkhava Müzesi'ne 22 km
Dervent Vadisi'ne 22 km
Paşabağları'na 20 km
Çavuşin Kasabası'na 17 km
Tatlarin Yeraltı Şehri'ne 24 km
Kaymaklı Yeraltı Şehri'ne 27 km
Derinkuyu Yeraltı Şehri'ne 37 km
Göreme Açıkhava Müzesi'ne 15 km
Aşıklar Tepesi'ne 14 km Avanos'a 18 km
NE YENİR?
Gittiğinizde pekmez ve erişte almayı, Nevşehir tava yemeyi unutmayın! Bulursanız yöreye özgü bulgurlu ayva tatlısını ve Sabahat'ın karnıyarığını da es geçmeyin!


NASIL GİDİLİR?
Nar kasabası Nevşehir merkezde yer alıyor. Merkeze 2-3 kilometre uzaklıkta olsa da hala eski dokusunu koruyor. Kapadokya Alışveriş Merkezi'nin karşısından aşağıya ilerlediğinizde 5 dakika sonra Nar kasabasındasınız.

BURCU ILGIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.