Çocukluğumuzun çileklerini yetiştiriyor
Tireli çiftçi Nazmiye Güdür, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün organik tarım projesiyle çilek üretmeye başladı. Çocukluğunun mis kokulu çileklerini üretmenin kendisine büyük keyif verdiğini söyleyen Güdür, “Ürünümüz pazara bile çıkmadan bitti. Organik çilek yetiştirdiğimizi duyan geliyor” dedi
- Pazar
- Nihan Yarkent İnce
- Giriş Tarihi: 02 Haziran 2024
8 yıl öncesine kadar ev hanımı olan Nazmiye Güdür, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü'nün çileğe yönelik organik tarım projesiyle çileğin prensesi oldu. Bir dekarlık alanda ürettiği tamamı organik 600 kilogram çilek, kapış kapış gitti.
Güdür, "Hayat şimdi çok güzel. Çünkü bilinçli üretiyor, bilinçli tüketici ile buluşuyoruz" dedi.
- Çiftçilik nasıl başladı?
Aslında anne baba mesleği. Ama ben yapmadım. Ev hanımıydım. Ev, çocuklar, başka bir şey yoktu. 8 yıl önce ilk olarak Tire İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün Genç Çiftçi desteğiyle hayvancılığa başladım.
Bir taraftan da aileme tarlada yardım ediyordum. Sonra da onlar bana yardım etmeye başladı. Adım atışım böyle oldu.
- Çilek yetiştiriciliği nasıl oldu?
Aslında öncesinde kavundan, karpuza, mısırdan domatese kadar birçok ürün yetiştiriyorduk. Ama yine Tire Tarım ve Orman Müdürümüz Eda Özden geldi ve organik tarıma yönelik bir görüşme yaptı.
- Bu görüşmenin temeli neydi?
Organik Tarımın Yaygınlaştırılması ve Kontrolü Projesi kapsamında "Çileğim Organik, Kadın Üreticilerimiz Artık Daha Aktif" adlı projeyi anlattı.
Tire Süt Kooperatifi de paydaşlardan.
Bir dekarlık alanda Albion ve Rubigen çeşidi organik çilek yetiştiriciliği yapmamız için tüm eğitimlerin verileceğini, gerekli desteğin de sunulacağını anlattı. Biz de yola çıktık.
Nazmiye Güdür
- Neler yaptınız? Organik tarım zor mu?
İnanır mısınız, organik tarım bence en kolayı. Bir çiftçi, ürününe zaten evladı gibi bakıyor. Burada hassa nokta, bilgi sahibi olmanız, eğitimini almanız. Bunu da tarım müdürlüğü fazlasıyla veriyor. Ziraat mühendisleri sürekli kontrol ettiler, gübrelerimizi, ilaçlarımızı verdiler, ne zaman sulanacak hepsini öğrettiler. Siz yine tarlanıza çocuğunuz gibi bakıyorsunuz. Üstelik her şey daha kontrollü gidiyor.
- Çocukken yediğimiz ama şimdi özlemle aradığımız meyvenin tadı, geri mi geldi?
Aynen öyle geri geldi. Düşünün kimyasalı olmadan daha doğrusu organik tarımın izin verdiği kimyasalları kullandığınız bir çiftçilik yapıyorsunuz.
Sonuçta gerçekten çocukluğumuzun lezzetini elde ettik.
- Hasat nasıl geçiyor?
Günde 20, 30 kilogram topluyoruz.
Hani çilek hasadı eğil, kalk zordur ya biz inanılmaz keyif alıyoruz. Çünkü kıpkırımızı, lezzetli ve tamamı organik çileklerin kokusu bizi bizden alıyor.
Şu ana kadar 500 kilogram topladık.
Toplamda ürünümüzün 600 kilogramı bulacağını tahmin ediyoruz.
- Peki ya satış nasıl?
Tabi önce eşe, dosta verdik. İki gün geçmedi. O ona, diğeri, öbürüne söylemiş.
Bir anda çileklerimiz kapış kapış gitti. Hani pazara ya da başka bir yere de götüremedik. Duyan geldi aldı. 500 kilo böyle bitti. Bilinçli üretim, bilinçi tüketici ile buluşuyor, işte bu bizi çok mutlu ediyor.
- Çilek dışında sırada ne var?
Çilek dışında şimdi yine organik mısır ektik. Daha filizlenme bile olmadan müşterileri hazır. Tabi bir de işin diğer tarafı var. Kadın çiftçilerin desteklenmesi bu noktada çok önemli. Kadın yeter ki üretmek istesin, destek hep var.