Bir hatıra defteri
İkinci gecemizdi. Şarkı söylerken salonun ortalarında oturan ve şarkılarımıza sürekli ellerini kaldırarak eşlik eden biri dikkatimi çekti. Ara verdiğimizde kulise gelen bir bayan, Atatürk Lisesi'nden arkadaşım Gürel Uz'un eşi olduğunu, Gürel'in bir beyin kanaması sonunda rahatsızlandığını ama bu konseri kaçırmak istemediğini, salonda olduğunu söyledi. Sürekli el sallayan oymuş...
DUYGULU BİR AN
Sevgi Uz elindeki defteri uzattı bana. Bir anı defteriydi. Sayfaları çevirince kendi resmimi gördüm. Gürel'in o lise günlerinde benim için yazdıklarını, benim onunla ilgili düşündüklerimi okudum. Yaklaşık 42 yıl önce yazılmıştı. Gürel çok güzel resim yapıyordu ve anı defteri onun çizgileriyle daha da güzelleşmişti. Çok etkilendim. Defteri alıp konserin ikinci yarısında seyirciyle paylaştım. Aysun da, ben de Gürel'in yanına giderek bazı şarkılarımızı onunla paylaştık. Konuşamıyordu ama şarkılarımıza eşlik etmeye çalışıyordu. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Olağanüstü duygulu bir gece yaşadık. Konserden sonra eşinden bir mail aldım. Şöyleydi:
UNUTULMAZ GECE
"Eşim sağlıklı günlerinde sizin sınıf arkadaşı olduğunuzu her fırsatta, herkese söylüyordu. Gururla 'Ali Kocatepe benim sınıf arkadaşımdı' diyordu. Rahatsızlığından sonra sizi ekranda ya da gazetede her gördüğünde hemen ağlamaya başlıyor, sizler için hazırladığı defterini alıp sizin sayfanızı buluyor ve gösteriyordu. Bu hep böyle devam etti. Kendi kendime söz verdim ve eşime söyledim. 'Bir gün sizi mutlaka buluşturacağım' dediğim zaman yüzü hem gülüyor ve çok zor konuşmasına rağmen çok net olarak 'yemin et' diyordu. Ve o muhteşem gece gerçekleşti. Hem de sizin o güzel yüreğinizle unutulmaz bir geceye dönüştü. Eşim, defterini elinizde görünce kalbi duracak gibi oldu. O sayfayı satır satır okuyup tüm izleyicilerle paylaşmanız ne büyük incelikti. Bize dünyaları verdiniz. Hayal bile edemeyeceğimiz bir sahneydi."
Sevgi Uz'dan o hatıra defterinde yazılanları yollamasını rica ettim. Şimdi Gürel'in defterinde yazılanları paylaşıyorum sizlerle: "Bu da benim tek solist arkadaşım. Düne kadar İzmir Radyosunda dinleyip, Yeni Asır'da okudum onu. Ama yarın ya hiç dinleyemeyeceğim ya da
Ali Edip arkadaşımın tek büyük gayesi Türkiye çapında bir şantör ve meslek sahibi olmak. Kendine başarılar dilerim. Ali Edip'in bir de topluluğu varmış, fakat şimdi dağılmış. Bir ara Güven Aydın orkestrasının misafir solistliğini yapmış. Son olarak 'Cle de Sol' orkestrasının solistliğini yapıyor. En çok hoşuna giden konu müzik ve spormuş... Beste de yapıyor. İşte son bestesinin sözleri:
ADINI YAZDIM
'Gökyüzüne bulutlara bak göreceksin. Adını yazdım dualarımla. Denizlere dalgalara bak göreceksin. Hayalini çizdim gözyaşlarımla.' Ali Edip hiç aşık olmamış, ama birkaçını sevmiş. Hakkımda şöyle düşünüyor: Güzel resim yapıyormuşum, güzel yazı yazıyormuşum. Kompozisyonum da kuvvetliymişHepsini teker teker tebrik ediyorVe daha birçok güzel hareketin için tebrikler, diyor. Beni çok yakından tanımadığı için kötü bir hareketimi bulamamış"
Gürel'in hatıra defteri beni Atatürk Lisesi'ndeki günlerime götürdü. Bunca yıl görmediğim arkadaşımın sağlığının her geçen gün daha iyiye gideceğine inanıyorum. Anıların, arkadaşlığın ve müziğin gücü Gürel'i iyileştirecek. Ve ben bir daha ki İzmir'e gelişimde onunla oturup sohbet edeceğim. Geçen haftaki yazımda Ferda ve Ertan ablaya söz vermiştim. Şimdi de Sevgi ve Gürel'e söz veriyorum...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.