Ali Kocatepe

Önce bayram, sonra Noel Baba

Bayramın üçüncü gününde sizlerle güzel şeyler paylaşmayı düşünürken bir süredir internette dolaşan, Hititler'in milattan önce 2000 yılındaki duvar yazısından alındığı belirtilen, benim de çok sevdiğim ve katıldığım dilekleri paylaşmak aklıma geldi. Okumayanlar, okuyanlardan çoktur düşüncesiyle yazımın ilk bölümünü bu mesaja ayırdım:
"Tanrım beni yavaşlat. Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir...
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele... Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol... Anlık güzellikleri yaşayabilme sanatını öğret; bir çiceğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret...
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler oldugunu bileyim...
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi
büyümesine bağlıdır...
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı
değerlerine doğru göndermeme yardım et. Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi...
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ve hikmet, beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver..."
Yılmaz Erdoğan'dan...
Ben iki "Vizontele"yi de, "Organize İşleri" de sevmiştim. Yılmaz Erdoğan'ın dördüncü filmini merakla bekliyordum. Bu kez karşımıza Neşeli Hayat'ta noel baba olarak çıktı. Artık onun Türk Sinemasının ustaları arasına adını yazdıracağından kuşkum yok.
Sanat filmi yapmak uğruna insanın içini karartacak mesajlar vermeyip, çok doğal, sade, hüzünlü bir öyküsü olmasına rağmen izleyenin içini neşeyle dolduran, pozitif enerji veren bir film yapmış Erdoğan...
Oyuncu kadrosu çok başarılı. Ersin Korkut'un oyunculuğu bir Kemal Sunal'ın, bir Şener Şen'in ilk dönemlerini hatırlatıyor... BKM'nin mutfağında yetişenlerden Büşra Pekin mükemmel bir performans gösteriyor. Cezmi Baskın da süper.
Hayal kırıklılıklarının yok edemediği bir umut filmi izlemek istiyorsanız, nasıl olur da çaresizliğin yerini hüzün değil neşe alır, merak ediyorsanız bu filmi izleyin. Hiç de pişman olmayacaksınız.
Son yıllarda dansı, tiyatroyu, sinemayı, müziği ele alıp böylesine yol kateden ve iyi işler çıkaran Mustafa, Yılmaz ve Deniz Erdoğan kardeşleri sevgiyle kucaklıyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.