Sessiz Gemi'nin öyküsü
***
2 Kasım, Yahya Kemal Beyatlı'nın 54'üncü ölüm yıldönümüydü. Cumhuriyet döneminin en önemli şairlerinden biri kabul edilen Yahya Kemal, edebiyatımızın Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy ve Ahmet Haşim'le birlikte dört büyük aruzcusundan biridir.
***
Okul yıllarında "Akıncılar"ı ezberlemiştim. "Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik".
Sonra Münir Nurettin Selçuk şarkılarında daha çok şiiri girdi hayatıma. Muhteşem bestelenmiş "Aziz İstanbul", "Endülüs'te Raks", "Rindlerin Akşamı" Münir Nurettin besteleri ve yorumuyla ölümsüzleşti.. "Sana tepeden baktım aziz İstanbul. Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer" diye başlayan Aziz İstanbul; "Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı. Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı" diye başlayan "Endülüste Raks" Türk sanat müziğinin başyapıtları arasında sayılır.
Ya, "Rindlerin Akşamı"?
"Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç. Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!" diye başlayan o segah makamındaki olağanüstü şarkı...
***
Şiirler şarkılara dönüştüğünde daha da tanınmış ve geniş kitlelere yayılmıştır. Yahya Kemal Beyatlı'nınkiler de öyle.
Onun "Sessiz Gemi"si en tanınan şiirlerindendir. 1970'li yıllarda Yeşil Giresunlu tarafından Fransızca bir şarkıya söz olarak adapte edilmiş, Hümeyra seslendirince de çok popüler bir şarkının sözü olup halkın diline yerleşmiştir. Beste Patricia Carli'nin olup şarkının adı: "Sans Toi Je Suis Soul"dur.
***
"Sessiz Gemi"nin ölen biri için yazıldığını sanır çoğu insan.
Yıllar önce araştırmalarımda Yahya Kemal'in bu şiirini, çok sevdiği bir kadını Heybeliada'dan yolcu ettikten sonra yazdığını okumuştum. Hele o kadının Nazım Hikmet'in annesi olduğunu öğrenmem beni şok etmişti.
Okuduklarıma göre, Ayşe Celile Hanım, İstanbul sosyetesinin en çok konuşulan kadınlarından biriydi. Güzelliği, piyano çalması, Fransızcayı ana dili gibi konuşması ve yaptığı natürmont resimlerle dillere destan olmuştu. Osmanlı Valilerinden Nazım Paşa'nın oğlu Hikmet Bey ile evlenmiş, bu beraberlikten, dünya çapındaki şairimiz Nazım Hikmet dünyaya gelmiş, Celile Hanım 1916'da Hikmet Bey'den boşanmıştı.
Yahya Kemal, Heybeliada'da bahriyede okuyan Nazım Hikmet'in şiir hocasıyken tanımış Celile Hanım'ı. Hafta sonları Nazım'ın evine giderek özel derslere de başladıklarında da aşk bacayı sarmış. Bir süre sonra bu aşk Nazım'ın kulağına gitmiş ve Nazım bir not yazıp Yahya Kemal'in pardesüsünün cebine bırakarak tepkisini göstermiş:
"Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz..."
Celile Hanım yıllarca Yahya Kemal'den evlilik teklifi beklemiş, Yahya Kemal ise hiç cesaret edememiş evliliğe. Hep kaçmış...
***
İşte o "Sessiz Gemi" şiiri, Yahya Kemal'in hayatındaki en büyük aşkı olan Celile Hanıma yazdığı bir şiirdir. Adadan İstanbul'a bir ayrılışı sırasında Yahya Kemal'in yaşadığı çaresizliği anlatır:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan / Hiç yolcusu yokmuş gibi alır yol / Sallanmaz o kalkıştan ne mendil ne de bir kol / Birçok giden memnun ki yerinden / Çok seneler geçti dönen yok seferinden"
***
Şiirlerin ve şarkıların yazılışında öyle anılar gizli ki!
En büyük meraklarımdan biri de o hikayeleri bulup çıkarmak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.