Müzik dolu geceler
***
Durul Gence adını ilk kez Somer Soyata Orkestrası'yla birlikte duymuştum 50'lerin sonlarında. Daha çocuktum. Hayranları onları "Denizciler" olarak bilirdi ve solistleri arasında Erkut Taçkın da vardı. Deniz Harp Okulu'nun öğrencileriydiler.
Sonraları Ankara'dan Sweaters diye bir grubun davulcusu olarak duydum Durul Gence adını.
Ve nihayet onunla tanıştığım Durul Gence-5 yılları ve ardından gelen Durul Gence - 10 Orkestrası dönemleri...
İzmir Fuarı zamanları Mogambo gece kulübünde iki sahne kurulurdu. Birinde Kanat Gür diğerinde Durul Gence Orkestrası. Gece yarısı biri bitirirken programını, diğeri başlardı çalmaya. Ne günlerdi o günler...
***
Bu hafta başında nostaljinin tavan yaptığı muhteşem ve tarihi bir gece yaşadık TİM konser salonunda. Bir Durul Gence gecesi ki, unutulmaz...
73 yaşındaki usta müzisyenin içinde yer aldığı, emek verdiği tüm orkestralar tam kadro sahnedeydiler.
50'lerdeki Somer Soyata Orkestrası (Erkan Gürsal, Ersin Yüce, Güngör Yücel, Erkut Taçkın); 60'lardaki Sweaters (Murat Sungar, Burak Gürsel, Caner Tunaman) ve Durul Gence -5 (Attila Özdemiroğlu, Ahit Oben, Mehmet Horoz, Mehmet Şahinbaş)...
Sahneye sunumlarıyla çıkan ve efsane davulcunun müzik hayatının yakın tanıkları; Mehpare Çelik, Halit Kıvanç, Hıncal Uluç, Sedat Ergin, Nino Varon, Mete Akyol...
Yolları Durul Gence'yle biryerlerde kesişmiş sanatçılar; Timur Selçuk, Modern Folk Üçlüsü, Özdemir Erdoğan, Fatih Erkoç, Nilüfer ve Nükhet Duru...
Hepsi o gece oradaydılar, anılarıyla, şarkılarıyla sahne aldılar. Gece planlanandan bir saat geç bitti. Nedense böyle gecelerde bazı sanatçıların egoları yükseliyor ve zamanı unutuveriyorlar. Oluyor işte... Onları da hoşgöreceğiz ama diğer sanatçılara karşı biraz ayıp oluyor...
***
Kafkasyalı Durul Gence davulu başında söylediği "That's Life"la başladığı programını timpanisi başında "Şeyh Şamil"le bitirdi. Uzun süredir parkinson hastalığıyla boğuşurken, üç ay kadar önce banyoda düşmüş omuzunu kırmıştı. Ameliyat oldu, çiviler takıldı (o gece doktoru da seyirciler arasındaydı) ve azimle sağlığına kavuşan Durul Gence yaklaşık dört saatlik bir performansla sahnede kaldı. İşin sırrı şuradaydı:
Sevgi, vefa, azim ve inanç... Ya da Mete Akyol'un dediği gibi: 4 D. (Durul, davul, dostları ve dostluğu)
***
Bu hafta Durul Gence'ninkiyle birlikte müzik dolu bir gece daha yaşadım. Farklı bir lezzetti. Özlemişim gürültüsüz müzik dinlemeyi...
Kürşat Başar, İlhan Şeşen, Metin Uca üçlüsü, Burçin Büke'nin çok güzel eşlik eden orkestrası eşliğinde "Kadınlar Matinesi" diye bir program yapıyorlar. Kürşat alto saksofon çalıyor, Metin gevezelik ediyor, İlhan da klasik olmuş şarkılarını söylüyor. Arada bir tatlı tatlı atışıyorlar. Sanki evinizin salonunda onları ağırlıyormuşsunuz gibi bir havada. Sıcak, samimi ve içten. Bazen kahkaha atıyorsunuz, bazen şarkı söylüyorsunuz. Ama şu gerçek ki hoşça vakit geçiriyorunuz...
İlhan Şeşen'in "Rüzgar"ı en sevdiğim şarkıların başında gelir. O gece "Sen Benim Şarkılarımsın", "Ellerinde Çiçekler" ve "Neler Oluyor Bize" ile ben de salondaki duygusal koroya katıldım.
Çok keyifli iki geceyi yaratanlara da, yaşatanlara da teşekkürlerimi sunuyorum...
Yine İzmir
Geçen hafta sonu İzmir'deydik ve Balçova Termal Otel'de kaldık. Ekonomi Üniversitesi'nde İzmir Ticaret Odası Vakfı'nın 25'inci yıl gecesinde çalıp söyledik. Dostları gördük. Güzel ağırlandık ve İzmir hasretimizi giderdik.
Gelecek hafta sonu yine İzmir'de olacağız. Bu kez okulum İzmir Atatürk Lisesi'nin 125'inci yılında Hilton'daki baloda. Orkestramızı getirmiyoruz. Kısa bir program yapacağız ve İzmir'in gururu "Sunshine Band" Aysun'la bana eşlik edecek. Kordon Otel'de yine Timur'un misafiriyiz. Cumartesi, Pazar bir de Alaçatı'daki dostlara "Merhaba" demeyi düşünüyoruz. İnşallah havalar da izin verir az da olsa yine İzmir'in tadını çıkarırız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.