Unutamadığım iki kadın
***
Diğeri ise 3 gün sonra 53'üncü ölüm yıldönümünde hayranları tarafından özlemle anılacak olan, daha 36 yaşındayken ölümü seçtiği için ebedi güzelliğiyle insanlık tarihine adını yazdıran, 20'inci yüzyılın en önemli sinema yıldızlarından, seks sembollerinden ve pop ikonlarından biri Marilyn Monroe. Yani MM...
***
Sosyal medyada güzelliklerini özellikle siyah beyaz fotoğraflarıyla sık sık paylaştığım iki kadın biribirinden çok farklı iki yöntemle ölümsüzlüğü yakaladı...
Los Angeles 1926 doğumlu Hollywood yıldızı MM, güzelliğinin zirve yaptığı bir yaşta "ölerek ölümsüzleşmeyi" seçti.
Şöhrete 27 yaşında "Niagara" filmiyle ulaşmış, şöhret olunca daha önce çektirdiği çıplak fotoğrafları ortaya çıkmış, cesur ve dürüst davranarak basına çıplak pozlar verdiğini, bunu parasız ve aç kaldığı için yaptığını söyleyerek kariyerini bitirecek olası bir skandaldan kurtulmayı başarmıştı. Bu pozlar, daha sonra Playboy'un ilk sayısında yayınlandı.
Yalnız bizim kuşağın değil o günden bugüne tüm kuşakların sevgilisi olmayı da başardı. Yastıklarda, kahve fincanlarında, aklınıza gelebilecek her türlü hediyelik eşyada fotoğrafları kullanılmaya, filmleri gösterilmeye devam ediliyor... Los Angeles seyahatimde onun balmumu heykeline sarılarak fotoğraf çektirdim ve hayranlığımı ölümsüzleştirdim.
"Bazıları Sıcak Sever/ Some Like It Hot" 1959'da ona Altın Küre ödülü kazandıran, kariyerinin en başarılı filmiydi. "Let's Make Love" filminde seslendirdiği "My Heart Belongs To Daddy" şarkısı da hit oldu ve şarkıcılık kariyerinde de başarılı olmasını sağladı. 36 yıllık ömrüne üç evlilik sığdırmış, bir de Yves Montand'la yasak aşk yaşamıştı...
***
Milenyuma girerken Amerikan Film Enstitüsü tüm zamanların en büyük kadın film oyuncuları sıralamasında Marilyn Monroe'yu 6'ıncı sıraya yerleştirdi...
***
Brigitte Bardot'ya gelince; 16 yaşında "Ve Allah Kadını Yarattı" filmiyle başladığı sinema kariyerini 20 yıl ortalığı kasıp kavurduktan sonra kendi kararıyla sonlandırdı. Şimdi 80'li yaşlarında, 39 yaşından sonra beyaz perdede, ekranda ve sahnede görünmeyen bir efsane olarak akıllarda gençlik rüyası olarak kalmaya devam ediyor...
Gençliği ve güzelliğiyle erkeklerin sevgilisi olmayı başaran bu efsane sarışın sinemayı bıraktıktan sonra kendini hayvan haklarını korumaya adadı. Müthiş bir hayvan hakları aktivisti oldu. 1990'lı yıllar süresince göç, Fransa'da Müslümanlık, ırk karışımı ve eşcinsellik gibi konularda siyasal düşünceleri ile sözünü sakınmayan bir kadın olarak bilindi. En ufak bir estetik yaptırmadı. 1985'de Ld'honneur'le ödüllendirildi ama bu ödülü almayı reddetti.
***
Jacques Seguela yazdığı "Yarın Çok Star Olacak" kitabında şöyle der: "Oyuncu oynar, star kendini gösterir, efsane gizlenir."
Brigitte Bardot perdeyi erken indiren sinema dünyasının altın saçlı efsanesi olarak rüyalarımızı aydınlatan yıldız olmaya devam ediyor...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.