Geçen hafta yakın bir hanım arkadaşımla yemeğe çıkmıştık. Malum biz anneler yemeğe çıkınca konu döner dolaşır çocuklarımıza gelir. Elbette yemeğimizin 15. dakikasında kendimizi bir tarafa bıraktık ve çocuklarımızla ilgili koyu bir sohbete daldık. Sohbetimizin başında arkadaşımın kızı aradı ve benim de duyabileceğim yüksek bir sesle annesine bağırmaya başladı. Arkadaşım olabildiğince alttan alarak kızıyla konuşmaya çalıştı ama nafile telefonun diğer ucundaki çocuğun yatışmak bir yana ses tonu daha da bir carladı. Ve arkadaşım kızgın bir şekilde telefonu kızının yüzüne kapattı. Ben "Hayırdır? Bir sorun mu var?" diye sormaktan kendimi alıkoyamadım. Arkadaşım endişeli gözlerle bana bakarak, "Armağan, bizimki son haftalarda çok değişti, çok sinirli oldu. Sürekli bana bağırıyor, babasına bağırıyor, sabahları giyinmesi başlıbaşına olay, çorabını giyiyor olmadı bu diyor başka çorap giyiyor, çantasını hazırlayacak inan ağlayarak çanta hazırlıyor. Artık ne babası ne ben eve gitmekten korkar olduk, eve gittiğimiz an o kadar geriliyoruz ki küçük çocuğun adeta esiri olduk" dedi. Bunun üzerine ben de "Belli ki çocuğun bir sıkıntısı var, bak o da gergin, sıkıntılı, takıntıları var bak çorabını kaç dakikada giyiyor. Bence senin ufaklığı ben bir göreyim hadi kalk size gidelim" dedim.
Arkadaşımla hemen yemeği bıraktık ve onlara gittik. Kapıyı bize gayet sinirli gözlerle eşi açtı. "Hayırdır? Neden yemekte değilsiniz?" diye sorunca ben durumu açıkladım ve kızın odasına gittim. Ağlamaktan şişmiş gözlerle bana bakarak bir anda boynuma atladı. "Armağan teyze hoşgeldin" dedi. Bir süre onunla sohbet ettik ve anladım ki çocukta kaygılar başlamış. "Derslerde başarılı mı olacak? Başarısız mı olacak? Öğretmeni ona kızacak mı? Ödevlerini eksik mi yaptı?" derken kendine olan güveni o kadar azalmış ki çorabını bile tek başına giyemeyeceğini düşünerek devamlı yanında annesini ister hale gelmiş. Ve annesi ya da babası yanında yoksa da kendisini çok güvensiz ve korumasız hissetmeye başlamış. Yani sevgili okurlar çocuktaki bu durum bir şımarıklık, terbiyesizlik değil aslında ruhsal bir rahatsızlık. Pek çok anne- baba bazen aniden ortaya çıkan bu durumu şımarıklık olarak yorumlayabilirler ve çocukla güç savaşına girerler. Oysa ki çocuklarda özellikle bir anda ortaya çıkan davranış değişiliklerinin büyük bir bölümünün altında ruhsal sıkıntılar yine az bir bölümünün altında da nörolojik bozukluklar yatar. Çocuklarda da yetişkinlerde olduğu gibi psikiyatrik sorunlar, psikolojik sıkıntılar ortaya çıkabilir. Ancak çocuklar yaşlarından dolayı yetişkinler gibi "Benim bir sıkıntım var, sorunum var" diyemezler.
Tıpkı arkadaşımın çocuğunda olduğu gibi çocuklar sahnede bir davranış sergilerle; bağırırlar, öfkelenirler, ters davranırlar, zorluk çıkarırlar. Ve dışarıdan gören insanlar bu davranışları şımarık olarak yorumlarlar. Oysa ki önemli olan çocuğun sahnede sergilediği davranışlar değildir, önemli olan çocuğun kuliste yani iç dünyasında ne yaşadığıdır. Bu kız çocuğunda da ortada hiçbir geçerli neden yokken bir anda çocuğun içe kapanması, ani başlayan korkular, endişeler, davranış değişiklikleri, yoğun öfke çocukta çocuğun içdünyasında sıkıntılı, gergin olduğunu, özgüven sorunlarının başladığını ve mutsuz olduğunu göstermekte. Bu gibi ruhsal sıkıntılar da mutlaka psikolojik destek almak gerekir. "Bekleyelim nasılsa kendi kendine geçer" gibi bir düşünce şekli kesinlikle kabuledilemez. Bazen bazı anne babalar çocuklarının çok istedikleri bir şeyi örneğin telefonu, ipadi ya da herhangi bir şeyi çocuklarına alarak bu sıkıntılarının geçeceğini zannederler oysa bu sıkıntılar tedavi edilmekten sonra geçmez ve giderek artar. Bu yazıyı okuduktan sonra bile çocuğunuzun davranış değişimlerinin "şımarıklık" olduğunu düşünüyorsanız çocuğunuzla ilgili sizi önümüzdeki aylarda, yıllarda bekleyen çok daha olumsuz davranışlara hazırlıklı olmanızı öneririm.