Anne- babalar melek gibi çocuklarının bir anda nasıl bağırıp çağırdıklarını öfkelendiklerini anlayamazlar. Oysa ki öfkelenmek insanoğlunun doğasında vardır. İnsanlık tarihinden bu yana öfke bizim bir parçamızdır. Her insan öfkelenebilir. Burada önemli olan öfkeyi kontrol etmektir. Yadsımak, inkar etmek değil. Bizim içimizden bizim parçamız olan bir duyguyu sadece negatif bir duygu olduğu için reddetmek, yok saymak onu görmezden gelmek onun ortaya çıkıyor olmasına engel değildir. Hepimizin içinde iki benlik vardır; kendine güvenen- kendine güvenmeyen, sakin- öfkeli, başarılı başarısız gibi; her şey zıttıyla vardır. Bir tarafımız çok mutlu iken diğer tarafımız mutsuz olabilir. Burada önemli olan arabanın sürücü koltuğuna uzun vadeli kimin geçeceğidir. Eğer sürücü koltuğuna uzun süre öfkeli olan geçiyor ise orada bir sorun vardır.
Çocuklarımıza öfkeyi kontrol etmeyi öğretmek için önce biz yetişkinler kendimizi kontrol ediyor olmalıyız. Bizim öfkemizi nasıl kontrol ettiğimizi çocuğumuz görmeli. Onunla başa çıkabildiğimizi, öfkemizin bize ve diğer insanlara zarar vermediğini görmelidir. Çünkü çocuklar model alarak öğrenirler ve yine davranışlarında değişiklik yaparlar.
Öfkelenen çocuk saldırgan davranışlar gösterir. Çocuklar iç dünyalarında saklı olan olumsuz duygularını sağlıklı şekilde ortaya koymak için zamana ihtiyaç duyarlar. Öfkesini kontrol edemeyen veya ani tepkiler gösteren çocuklar ise arkadaşları tarafından dışlanırlar. Çocuk için bu da bir deneyimdir.
Eğer ailesi çocuk öfkelendiğinde sabırlı davranabilirse çocuk da aileden öfke karşısında sabrı, sakinliği öğrenir. Ancak yine de kızgınlık bir ölçüde sahip olunması gereken bir duygudur. Çünkü insan bu sayede haklarını koruyabilir. Fakat bu duygular bir öfke nöbeti haline dönüştüğünde ve çocuğunuzda sık sık görüldüğünde duruma müdahale etmeniz gerekir. Çocuğunuz eğer kontrol dışında öfkeleniveriyor ise bu durumda bir psikolog yardımı almak uygundur.