Kadın dayanışması ile EXPO
İyi pazarlar, bu güzel pazar sabahında yine beraber olmak ne güzel. Geçen haftaki İtalya seyahatimi hafta arası özetle anlatacağım. Bu gün seyahate gitmeden İzmir'de geçirdiğim son pazarımdan bahsetmak istiyorum. Cumartesi gecesi kentimizin ünlü haute-couture imzalarından Jale Gelgör ile (çok sevdiğim eşi İstanbul'da olduğundan başbaşa Tavacı Recep Usta'ya gittik. Sabahına, Kadınlar Haftası sebebi ile Fuar'da kurulan serginin son gününde ziyaret mutluluğunu tattım arkadaşımla.
EL YAPIMI NARLAR
Her stand o kadar canı gönülden hazırlanmıştı ki... İlk Jale Gelgör'ün çalışmalarında öncülük ettiği 'Uluslararası Kadın Dayanışma Derneği'nin standına geçtik, üzerinde üzerinde İzmir'in işaretlendiği dünya haritası buyunan bir tuvaletle karşılıyorlar sizi. (Jale'nin eseri) Derneğin önde gelen hanımlarının yarattığı bebeklerden EXPO'muz için yapılan görsellere kadar her şeyi ile mükemmeldi.
Standlardan birinden aldığım el yapımı 'nar'lar o kadar ilginçti ki İtalya'da en güzel hediye yerini tuttu. Birbirinden renkli ve o kadar da faydalı faaliyetler sunan kuruluşların yer aldığı bu fuar etkinliğinde Türk Kanser Araştırma ve Savaş Derneği İzmir Şubesi'nden Burçin Kipman'ı kendi standlarında ziyaret ettik. Dernek başkanı Ayşenur Kipman'dan da sonradan bu bilgileri aldık. Kanserli hastaların yakınlarına yönelik bilgilendirme toplantıları hazırladıklarını anlattı. Bu faaliyetlerini de 1- 7 Nisan Kanser Haftası'nda yerine getireceklerini anlattı.
Pop Star Alaturka!
Biraz da hani şu yanlışlıkla veya ertesi günlerde özetini seyrettiğimiz yeniden başlayan ses yarışmasına değinmek istiyorum. Yahu bu büyük starlar hala alkışa doyamadılar mı yarışmadan çok kendilerinden bahsettirmeye çalışıyorlar. Bu kadar özelleştirmeseler, yarışmacıların star olması gereken bir yarışma proramı sonuçta. TSM ve arabesk yarışmasına neden 'popstar' deniyor. Alaturka kelimesinin ilavesi ile hepsi değişiverdi mi? Pop'un ne olduğunu bir bilelim TSM üzerine fetva vermeden önce. Bu kadar özelleştirmeden eğlenceli ama ciddi bir program yapmaya gayret etsek? Hani ciddi demişken musiki derneklerinde bile artık kullanılmayan (30 yaşının altındakilerin anlamakta zorluk çektikleri) bir dille musiki tenkitlerinin yapıldığı programları kastediyorum. Programdam sonraki sabah proramlarından birinde seyrettim bazı tenkitleri. Bu da eski sabahlarıma yani yürüyüş yaptığım sabahlara döndürdü beni şükürler olsun. Efendim, Armağan Çağlayan gibi birini gözler arıyormuş da, bunu herhalde Serdar Ortaç yapacakmış. Tek üzüldüğüm orada bu idi. Bu yenilikten hala ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. Ahu'mun bir lafı vardır, 'What's next?' Yani 'Yeni ne var?'... Eski ancak resimlerde kalırsa nefis bir hatıra oluyor. Yeniden aynı hazı yaşamak mümkün değil.
Biraz da mazi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.