İzmir hasreti ile uykusuz geceler
RADİKA'DAN SONRA ELİA
İzmir'i özlemedim desem yalan olur. Yurt dışından gelir gelmez Aysel'imi aradım, bir güzel Reyhan kahvaltısı ardından Filiz'in Radika'dan sonra yeni yeri 'Elia'ya geçtik. Meşhur Radika menüsüne çeşitli sıcak yemekler eklenmiş. Burası daha geniş ve ferah olmuş. Filiz ve yenilik canlısı Aslı Yılmazoğulları burada süper bir uyumla Alsancak'ın 'top'lar sıralamasında üst sıralara geçtiler bile. Haaa unutmadan bir de tatlı bölümü çok özel...
LİYAKAT DERNEĞİ'NİN GECESİ
GREK TARZI EĞLENCE
İkinci İzmir günüm epey yoğun geçti, yine uyumayı unutup güzeller güzeli Berna Noyaner ile Alliance'ta bulduk kendimizi. Benim İzmir'de hem Lavanta'da birlikte çalıştığım hem de İzmir'de tek geçtiğim Mami başkanlığındaki Gülçin Öztürk, Cihan, İsmail kardeşlerimin ekibi ile süper bir Grek gecesi geçirdik. Hele mutfağın patronu Fikret Yavuz... Süper yemekleri (başta Cihan'ın tavsiyesi ciğer) ve de o tadına doyamadığımız tatlılar eklenince hiç kafada olmayan harika bir gece geçirdik.
Bu arada Grek müziğini üstlenen Selanikli hanım solistin daveti ile sahne alan öyle bir sanatçı ile tanıştık ve kendisini alkışladık. O kadar ki Berna o şahane kadrolarına bile almayı düşündü bu genç arkadaşımızı. TRT İstanbul Radyosu Evrensel bölümünde tenor vokal ve müzik eğitimi alan bu kardeşimiz bize nefis bir müzik ziyafeti çekti. Solistliğinin dışında Harun Kolçak, Aslı Hünel, Metin Arolat ve birçok sanatçıya kendi bestelerinden vermiş ve söz yazmış. İstanbul, İzmir ve Eskişehir'de çok kez sahne alan bu başarılı kardeşimiz (benim çok eski arkadaşım İstanbul Şamdan'ın sahibi ile aynı adı taşıyor tesadüfen) Mehmet Tuna... Bu kardeşimize dikkat, yakında çok iyi şeylere imza atacağı kesin.
ZEKİ MÜREN SERGİSİ
İzmir'e dönmek üzere 2 gün en önemli geliş sebebim en sevdiğim abim Hayri Yazıcı'yı görmeye İstanbul'a geçtim. Tüm gün beraber olduktan sonra soluğu yeniliklerini çok merak ettiğim Pera, yani Beyoğlu'nda aldım. Genel bir tur atarken ki en özlediklerimden 'Saray Muhallebicisi'nde 'su muhallebisi' unutulmadı. Beni çok mutlu eden bir şey de Yapı Kredi Bankası'nın tertiplediği sergi. Dünya geçip giden sanatçılarını yeni nesillere tanıtmak, eskilere hatırlatmak için çabalar sarf ederken (bir Marilyn Monroe, bir James Dean, bir Audrey Hepburn, bir Robin Wiliams... için yapılan yastıklar, kitaplar, heykeller, hatta mumyalar dururken) bizde Bodrum Müzesi haricinde kendisi için ilk defa bir sergi açılmış. Medarı iftiharımız Zeki Müren'imiz için bir sergi hazırlamış. Tebrik ediyorum, YKB'nı.
İstanbul'un ve İzmir'in ikinci yarılarını hafta arasında yazıyorum size. Ben de Zeki Bey'i anmak için açılan sergisinin afişi, Robin Williams'ı anmak için Madame Tussaud mumyalar müzesinde heykeliyle size hatırlatmak amacı ile resimledim kendimi... Sağlıcakla kalınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.