Besim Kazado

İzmir hasreti ile uykusuz geceler

Gittim- Geldim, gittim- geldim... Bu kez çok sevdiğim bir abimin ameliyatında olmak için geldim. İstanbul'dan evvel İzmir... Ve 2 gün İzmir'den sonra şu an İstanbul'a geçiyorum. Sabah 7 uçağındayım. Sizlerle bu pazar sabahı beraber olabilmek için satırları heyecanla yazıyorum. Paylaşmayı çok severim, beni bir nebze tanıyanlar bile bilir. Şu an bir beyefendinin tenkidini sizlere iletmek ve beraber gülümsemek istiyorum naklen. Hani uykusuzluktan mı? Bilemiyorum konuşmak, terslenmek için fırsat aranır ya? "Yahu şöyle kafayı işletseler arka kapıyı da açarlar ve bu yoğunluk olmaz" diye arkadaşına söyleniyordu bu bey. Ama körükten girdik uçağa. İnene kadar bu unutuldu ki kendisi (bu kez 'park yeri durumuyla inişler ön ve arka kapılardan olacaktır' anonsu üzerine). 'Bak akılları yerine geldi 2 kapıyı da açtılar' diyerek akilane gevrek gevrek bir de güldü.
RADİKA'DAN SONRA ELİA
İzmir'i özlemedim desem yalan olur. Yurt dışından gelir gelmez Aysel'imi aradım, bir güzel Reyhan kahvaltısı ardından Filiz'in Radika'dan sonra yeni yeri 'Elia'ya geçtik. Meşhur Radika menüsüne çeşitli sıcak yemekler eklenmiş. Burası daha geniş ve ferah olmuş. Filiz ve yenilik canlısı Aslı Yılmazoğulları burada süper bir uyumla Alsancak'ın 'top'lar sıralamasında üst sıralara geçtiler bile. Haaa unutmadan bir de tatlı bölümü çok özel...
LİYAKAT DERNEĞİ'NİN GECESİ
Gelişimin ilk akşamı erken yatmaya hazırlanırken kıramayacağım bir davetle kendimi inanın 4 dakikada hazırlandığım lacivert ceket, kırmızı pantalon, kırmızı kravatımla Kaya Termal Oteli'nin balo salonunda buldum. Görmek istediğim arkadaşların çoğunu Berkay Eskinazi'nin önderliğinde büyük bir başarı grafiği ile devam ettirdiği 'Liyakat Derneği'nin gecesinde başta Otelin başarılı ve sevilen genel müdürü Muzaffer Tağıl, İnci Korsini, Meral- Alber Simson, Oya- Salih Zengin, Pakize Sükan, Berna Noyaner, Zeliha Toprak, Şebnem Bursalı, Yasemin Şenkula, Musa Turan, Mesut Sancak ve eşi, İzmir'in çok sevilen hanımları, beyleri gecede şıklıkları ile yarıştı. Berkay Hanım ve eşi Moiz Eskinazi ve tüm Liyakat Derneği idare grubu misafirlerini çok candan ağarladılar. Candan Erçetin'in performansı ile gece sona eriyordu ki biz eve doğru yol aldık. Uyku dağılınca uyumak ertesi güne kalır bende bu yüzden dönüş yolunda açılan uykumun tesiri ile o gece tanıştığım dünya şekeri İzmirimizin değerli modacılarından Nilay Gürca ile gülmekten eve zor girebildim.
GREK TARZI EĞLENCE
İkinci İzmir günüm epey yoğun geçti, yine uyumayı unutup güzeller güzeli Berna Noyaner ile Alliance'ta bulduk kendimizi. Benim İzmir'de hem Lavanta'da birlikte çalıştığım hem de İzmir'de tek geçtiğim Mami başkanlığındaki Gülçin Öztürk, Cihan, İsmail kardeşlerimin ekibi ile süper bir Grek gecesi geçirdik. Hele mutfağın patronu Fikret Yavuz... Süper yemekleri (başta Cihan'ın tavsiyesi ciğer) ve de o tadına doyamadığımız tatlılar eklenince hiç kafada olmayan harika bir gece geçirdik.
Bu arada Grek müziğini üstlenen Selanikli hanım solistin daveti ile sahne alan öyle bir sanatçı ile tanıştık ve kendisini alkışladık. O kadar ki Berna o şahane kadrolarına bile almayı düşündü bu genç arkadaşımızı. TRT İstanbul Radyosu Evrensel bölümünde tenor vokal ve müzik eğitimi alan bu kardeşimiz bize nefis bir müzik ziyafeti çekti. Solistliğinin dışında Harun Kolçak, Aslı Hünel, Metin Arolat ve birçok sanatçıya kendi bestelerinden vermiş ve söz yazmış. İstanbul, İzmir ve Eskişehir'de çok kez sahne alan bu başarılı kardeşimiz (benim çok eski arkadaşım İstanbul Şamdan'ın sahibi ile aynı adı taşıyor tesadüfen) Mehmet Tuna... Bu kardeşimize dikkat, yakında çok iyi şeylere imza atacağı kesin.

ZEKİ MÜREN SERGİSİ

İzmir'e dönmek üzere 2 gün en önemli geliş sebebim en sevdiğim abim Hayri Yazıcı'yı görmeye İstanbul'a geçtim. Tüm gün beraber olduktan sonra soluğu yeniliklerini çok merak ettiğim Pera, yani Beyoğlu'nda aldım. Genel bir tur atarken ki en özlediklerimden 'Saray Muhallebicisi'nde 'su muhallebisi' unutulmadı. Beni çok mutlu eden bir şey de Yapı Kredi Bankası'nın tertiplediği sergi. Dünya geçip giden sanatçılarını yeni nesillere tanıtmak, eskilere hatırlatmak için çabalar sarf ederken (bir Marilyn Monroe, bir James Dean, bir Audrey Hepburn, bir Robin Wiliams... için yapılan yastıklar, kitaplar, heykeller, hatta mumyalar dururken) bizde Bodrum Müzesi haricinde kendisi için ilk defa bir sergi açılmış. Medarı iftiharımız Zeki Müren'imiz için bir sergi hazırlamış. Tebrik ediyorum, YKB'nı.
İstanbul'un ve İzmir'in ikinci yarılarını hafta arasında yazıyorum size. Ben de Zeki Bey'i anmak için açılan sergisinin afişi, Robin Williams'ı anmak için Madame Tussaud mumyalar müzesinde heykeliyle size hatırlatmak amacı ile resimledim kendimi... Sağlıcakla kalınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.