İDO TATLISES: Benim hayatımda iki aşk var. Biri anneliği için annem, diğeri babalığı için babam. Fakat annemden çekinirim hayatta tek korktuğum kişi annemdir
İyi pazarlar. Uzun bir süredir her pazar size New York'ta yaşadığım anları, müzikalleri, tiyatroları, restoranları, müzeleri ve gezdiğim her yeri bol bol anlatıyorum. Bu pazar adetimizi değiştiriyorum geçen gün sürpriz yapıp buralara geldi. O dünyalar tatlısı küçük, şirin, akıllı çocuk, yakışıklı, kibar, terbiyenin üstünde centilmen bir delikanlı olmuş. Hani insan biraz şımarmaz mı? Biraz hayata karşı rahat olmaz mı bu kadar imkanları varken? Çocukken de böyle idi. O küçük yaşında sanki babasının oteli değil herhangi bir otelde ailesi ile gelmiş bir müşterinin çocuğu gibi idi. Öyle bir yetiştirilmiş ki, çok kuvvetli karakterleri olan anne ve babasının en güzel taraflarını almış. Resimlerde gördüm tabii bir kaç kez, ama yıllardır ilk kez eskisi gibi yani çocukluğundaki gibi bu kadar yakın olma fırsatı geçti. Kaldığı yerden almaya gittiğimde 'Besim Abimmm" dediğinde sanki 1 gün evvel beraberdik. O yüzden bu pazar sabahı (uzun zamandır evinize konuk getirmedim) size İdo Tatlıses'i konuk ediyorum.
SAHNEYE HAZIR DEĞİLİM
İyi pazarlar. Uzun bir süredir her pazar size New York'ta yaşadığım anları, müzikalleri, tiyatroları, restoranları, müzeleri ve gezdiğim her yeri bol bol anlatıyorum. Bu pazar adetimizi değiştiriyorum geçen gün sürpriz yapıp buralara geldi. O dünyalar tatlısı küçük, şirin, akıllı çocuk, yakışıklı, kibar, terbiyenin üstünde centilmen bir delikanlı olmuş. Hani insan biraz şımarmaz mı? Biraz hayata karşı rahat olmaz mı bu kadar imkanları varken? Çocukken de böyle idi. O küçük yaşında sanki babasının oteli değil herhangi bir otelde ailesi ile gelmiş bir müşterinin çocuğu gibi idi. Öyle bir yetiştirilmiş ki, çok kuvvetli karakterleri olan anne ve babasının en güzel taraflarını almış. Resimlerde gördüm tabii bir kaç kez, ama yıllardır ilk kez eskisi gibi yani çocukluğundaki gibi bu kadar yakın olma fırsatı geçti. Kaldığı yerden almaya gittiğimde 'Besim Abimmm" dediğinde sanki 1 gün evvel beraberdik. O yüzden bu pazar sabahı (uzun zamandır evinize konuk getirmedim) size İdo Tatlıses'i konuk ediyorum.
SAHNEYE HAZIR DEĞİLİM
Bu ara İdo 9 tane birbirinden iyi şarkı yapmış. Kendine ait bir stüdyo yaptığını öğrendiğimde iftihar ettim. Şarkıları dinleyip youtube'da seyrettiğimde inanın heyecanlandım. Hele "sonsuz teşekkürler" çok iyi. Dinler dinlemez kaptı beni ve bizi... 'Kaç Kere' için söyleyecek kelime bulamadık 'şahane'den başka. Yani İdo sadece uzun boylu yakışıklı bir delikanlı olmamış akıllı, yetenekli, görgülü, yaşıtlarının çoğundan çok ilerde bir centilmen olmuş. Kilometrelerce uzakta çoşku dolu öyle samimi bir sohbet yaptık ki bunu size iletmek daha cazip geldi bana. Bomba gibi bir NY hatırası ve İdo...
- İlk merak ettiklerimden bir şey, sahne neden yok henüz?
Daha 9 şarkımı yeni tamamladım. En az 13-14 şarkım olsun ki dolu dolu bir program yapabileyim. O yüzden henüz hazır değilim diyorum.
- Bence hep kendi şarkını okuman zorunlu değil. Arada 1-2 tane ünlü şarkı da okuyabilirsin. Sanatçılar eskileri 'cover' yapıp tekrar piyasaya çıkarıyorlar.
Doğru, çok kişi söyledi.
- Peki sen kimden okumak istersin?
Kayıtsız şartsız babamdan.
- Sahnede beraber şarkı söyleyeceksiniz denirse kiminle paylaşmak istersin sahneni.
Tek isim, babam.
- Sesini beğeniyor mu baban?
Çok beğeniyor. En çok 'Sonsuz Teşekkürler'e takıldı.
- Sana tavsiyelerde bulunur mu?
'Sana güveniyorum' der her zaman.
- Hedefinde ne var?
İyi bir müzisyen olmak. Kendi müziğimi başkalarına sevdirmek.
- Müzik tahsilin?
16 ay Boston Berklee College of Music'te okudum.
- Şarkıların Youtube'da yayınlanıyor mu?
Tabii... Hatta çok beğeni de alıyorlar.
- Mesela?
İlk şarkım 'Sonsuz Teşekkürler' 15 bin izlemenin üstüne çıktı.
- Müziğin neresindesin?
Kayıt, beste ve güfte yapıyorum.
- Firman senden başka sanatçılarla çalışıyor mu?
Çalışmaz mı? Şu an 4 sanatçımız var. Hepsine tek tek yardımcı oluyorum.
- Aşık oldun mu hiç?
Hiç olmadım. Durun bir dakika, olmuş da olabilirim. Ama 2 kişi kesin aşkım, biri anneliği için annem, diğeri babalığı için babam.
- Sevdiklerini anladım da çekindiğin korktuğun biri var mı?
Annem. Tek korktuğum odur.
- En çok nerede yaşamak istersin? Neden?
İstanbul çünkü tüm arkadaşlarım orada.
- Modayı takip etmeyi sever misin?
Hiç öyle alışkanlığım olmadı. Kendime yakıştıracağım her şey modadır benim için.
- Koleksiyon yapar mısın?
Evet sayısını bilemediğim klasik olsun spor olsun ayakkabı.
- En büyük tutkum da (koleksiyon değil) dövme yaptırmak
- Enstrüman?
En sevdiğim enstrüman kemandır.
- Araba?
Alacak param olmadığı için merakım yok.
"Israrlara dayanamadım"
"Israrlara dayanamadım"
- İlk soracağımı son soruyorum. Nasıl oldu şarkıcılığa karar vermen?
İlk şarkılarımı yazmıştım. Stüdyoda söyleyecek kişi deniyordu. Kendim yazdığım için o coşkuyu hayal ediyordum ve de hepsinde bir, birkaç arıza çıkarıyordu. Kimse benim istediğim duyguyu veremiyordu. 'O zaman sen söyle' dediler. Söyledim ve olan oldu. Artık yakınlarımın ısrarları ile ses sanatçısı olmuştum.
"Kebap sevmem balık yemem"
"Kebap sevmem balık yemem"
- Dikkat ettim, sabah kahvaltı filan bir şey yiyip içmiyorsun?
Yemekle aram yok değil. Belli yemekler seçerim.
- Kebap?
Kebap sevmem. Balık yemem. Tatlı ve meyve ile aram yoktur. 9 yaşında Levent Abi'nin hatırına 2 Kemalpaşa tatlısı 1 sütlaç yemiştim. O güne kadar yememiştim o günden sonra da hiç yemedim. Portakal suyunu bile posası gelmesin diye defalarca süzerim.
"Kendi param dediğime pişman oldum"
"Kendi param dediğime pişman oldum"
- Peki para kazanmaya başladın mı?
Başladım. Ama kendi kendime şunu öğrendim. Daha iyi işler yapmak için parayı biriktireceksin. Ama bunu kendinin görmesi lazım.
- Mesela?
Şarkılarım çıkınca youtube, CD'ler ve daha başka şeylerden iyi bir meblağ kazanmıştım. Birkaç saatte bitirdim parayı. Annem kızınca 'kendi param' dedim ve dediğime pişman oldum. Bu oldu. O gün bugündür yeni işlere başlamak için kazandığımı bitirmiyorum.