Bugün size belki 2 belki 3 kez bol bol anlattığım ama defalarca daha gitsem yepyeni şeyler göreceğim, izlenim yapabileceğim hatıraları sonsuza dek bitemeyek son Las Vegas seyahatimi yazmak istiyorum. Şu anlarda Las Vegas'tayım. Ve de güzel yolculuğum 3 gün daha devam edecek Allah nasip ederse. Aylarca evvelinden Ahum (Aysal Kerimoğlu), kızı, damadı ve de yakışıklı torunları ve Şulem ile tasrladığımız bu yolculuğa seyahatin mimarı Ekmel'in (Anda) son dakikada katılamaması bizi çok üzdü. Tasarlanan tarihten 2 gün önce geldim Vegas'a. Çok ama çok mutlu bir mood'da. Neden mi? Benim belki 45 yıldır en büyük idolüm Diana Ross'un konseri vardı...
SÜRPRİZ BİR KONSEREkmel'in sürprizleriyle 17 Nisan akşamı Blue Jet' havayolu ile Vegas'a geçtim.
Buraların hatırı sayılan en iyi havayollarından bir 'Blue Jet. Hele NYC'deki özel havaalanı görülmeye değer. Çok rahat bir yolculuktan sonra karşıdan bir noktanın büyümesi ve ışıl ışıl bir yumağa sonra da hepimizin en az 10 kez resimlerini gördüğü otellerin can verdiği sanki gündüzmüş gibi aydınlanan Vegas'a indik. Alandan karşılandığım dev limuzin ile bu kaçıncı gelişimde hep tercih ettiğim 'Mandalay Bay'e geçtik. Tüm rakipleri arasında en rahat ettiğim yer burası 'Mandalay Bay'. CEO'larından MR. Richard Knoll ve yardımcısı dünyalar güzeli Rosie... O kadar mutlu bir tatil geçirtiyor ki size hiçbir otelin rekabeti benim için önemli değil. Buradaki restoranlar, hakikisinden farksız kumsalı, 5 yıldız SPA'sı sizi çok mutlu kılıyor. Bunların haricinde çık diğer muhteşemlerde de yemeğini ye kahveni iç ve de hala marka alışveriş isterseniz 'Wynn', 'Encore', 'Bellagio', Aria- Crystal çarşılarına bir kaç dakikada ulaş.
TRAMVAY GEÇİYOR
Mandalay Bay'in içinden hareket eden Tram (tramvay) Luxor ve Excabular tesislerine ulaştırıyor sizi, oradam New York- New York otelinden geçip köprüye ulaşınca dev MGM'in içinde buluyorsunuz kendinizi. Onlarca yıldır gösterilerini sergilediği ölmez ilizyonist David Copperfield'in ve de dünyanın en sıkı onbinlerce kişinin doldurduğu Muhammed Ali Clay'inkiler dahil en ünlü boksörlerin maçlarının yapıldığı Arena burada. Geçen geldiğimde Beyonce ve Bocelli'yi izlediğim mekan. Mayıs içinde ulaşılmaz sanatçılardan Bette Midler'ın gösterisi var. Derler ya kalbim Vegas'ta kaldı...
MUHTEŞEM DIANA ROSS
Gelelim bu hafta yaptıklarıma. Yazının başlarında size bahsettiğim enlerimin en üstündeki, idolüm (çocukluk, gençlik ve bugünümde) Diana Ross'un galasına son galasına. İnanın konsere girene, konser başlayana kadar çocuklar gibi heyecanlı idim. O kadar isterseniz bir şeyi o kadar engel çıkar veya sonunda hüsrana uğrarsınız ya öyle bir şey olmasından korktum. Ama negatif hiçbir şey gerçekleşmedi. Benim gibi binlerce Ross hayranı salonda yerini aldı, herkes birbirinden şık ve mutlu... Anons edilen saate (20.00'de) o muhteşem Venedik atmosferi içinde (Venetian Tiyatrosu'nda) orkestra ilk notaları gerçekleştirdi ve o ünlü "I'm coming out-çıkıyorum" şarkısı ile Diana Ross'un sesi geldi. Sahnede görülecek diye beklerken yine sürprizini yaptı. Salonun tepesinden halkın arasına karıştı ve heyecandan yanımdan sahneye geçen starların starının herkes gibi çıkışını son saniye yakalabildim. Hani bir laf vardır 'kolay olunmuyor' evet kolay olunmuyor. Keşke bizim kızlarımız oğullarımız bu bu gün var sadece diyebileceğimiz sanatçıları izleseler. Sahnede peşpeşe değiştirdiği birbirinden güzel 5 köstüm, o sizleri nerelere götüren ses, o unutulamayacak şarkılar, o hayranlarına hitap şekli, o kısacası sahne hakimiyeti, o muhteşem dolu dolu geçen konser... Sevinç, hayranlık, güzellikleri böyle bir geçeyi gördüğümün gözyaşları içinde izlediğim Diana Ross daha daha da mutlu ettin beni. Muhteşemdi...(resim ve videosunu koyduğum mediada aldığı artılardan belli sadece benim hayranı olmadığım)
BRITNEY EFSANESİ
Diana Ross efsanesinden sonra çok uzun zamandır Las Vegas'ta sahne alan bir ünlünün konserine gittim. Sağolsun benim dostluğunu kimseninki ile mukayese bile edemeyeceğim Ekmel Anda kardeşimin her zamanki gibi sürprizi oldu bu. Taaa NY'tan yetişti binlerce kişinin katıldığı geceye en ön sıradan yerimi ayarlamış bu geceye. Britney Spears... Yaaa o ne dev sahne o ne dansçılar, o ne ses ışık düzeni ve de o ne prodüksiyon. Her 2, 3 şarkıda değişen kostümler, şarkı tarzları, muhteşem dijital gösterileri inanın rüyada gibisiniz. Doyamıyorsunuz, yağmur mu yağmadı, fırtınalar mı kopmadı, o sahne sirk mi olmadı, ormanlar gymler mi olmadı. Konser bitince hangisini konuşacağınıza şaşırıyorsun. Kaç dekoratör, kaç ışık bilgini, kaç modacı, kaç müzik bilgini, kaç koreograf çalıştı ve size sundu bu güzellikleri? Bu size izleyicilerine olan saygıdır.
2 gösteriden de dönerken yolda aynı şeyi düşündüm hala da düşünüyorum. Kolay kolay olunmuyor star denen mevhum. Hani biraz güzel sesi olup 2 elbise diktirip, basına ilginç mesajlar vermek, prodüktörlerle anlaşma yapmakla olunmuyor starlık veya herhangi bir mesleğin başını gütmek. Acaip bir gözlük takmak, birbirine çarpan 3.5 dansçı oynatmak, 2 ışık oyunu artık çok gerilerde kaldı. Gerçi her zaman da öyle idi.
Haftaya 2. Las Vegas anıları ile sizinleyim. Bugün 'Le Reve' deyim. Bol bol anlatacağım.