New York sokakları her an bir sürprizle çıkabiliyor karşınıza. Örneğin Sarah Jessica Parker'ı yeni ayakkabı markasının reklam çekimlerini yaparken görmek ya da dünyaca ünlü bir isimle karşılaşmak çok olağan... Hepiniz neşe, sıhhat içindesinizdir umarım. İzmir'in en güzel zamanında hele hele pazar sabahı tadını çıkarıyorsunuzdur bu güzel kentimizin. Özlemişim ya oraları. Aman keyfini sürün, ben de size buralardan iç açıcı haberleri sıralayayım. Benim iç açıcı haberlerim, tiyatrolar, restoranlar, mağazalar... Kimi futbol, kimi iş dünyası, kimi politika, kimi hastalık vs. haberlerinde üstadtır. Beni de böyle kabul edersiniz bilirim. O yüzden de iyi anlaşıyoruz.
Biraz da arkadaşlar. Facebookta paylaştığım resimlerin birinin altına 'fahri konsolos iş başında' demiş benim eskimeyen dostum Neslihan (Yargıcı) O kadar mutlu oluyorum ki sevdiğim dostlar gelince, bol bol tabii ki herkesin kanına göre dolaşıyoruz.
HACI MEMİŞ'E HAZIRLIK
Bu ay ilk konuğum 'Alience' restoran'dan iyi tanıdığınız Mami'ydi (Muharrem Duran). Onun şansına geldiği gün hava açtı ve ısındı. Böylece ilk 'Central Park bahar turunu beraber attık. Buranın lezzetlerini biraz olsa da tattık değişik restoranlarda. Ne yaptımsa sabah içtiği kokusuz sade çayından ve kızarmış patatesinden caydıramadım. Tüm restoran menülerini doya doya inceledi. Hacı Memiş'te yeni faaliyete geçireceği restoranı için epey şeyler hazırladı. Bu arada şunu söyleyeyim, benim vazgeçilmezlerimden Hacı Memiş'teki restoranın mendireği Gülçin'e sizler için koşabilsin diye yolladığım ayyakkabılarına gittiğinizde bir göz atın derim. iyi sezonlar diliyorum.
DERYA İLE HASRET GİDERDİK
Hemen ardından benim canımın canı, en iyi dostlar çizgimde en üst sıralarda yer alan Derya'mın (Derya Tuna) gelişi ile içimde çiçekler açtı tabii. Her şekilde en iyi anlaştığım ve de çok takdir ettiğim Deryam'la o kadar yürüdük, o kadar yeni ve eski yerlere gittik, o kadar güzel vakit geçirdik, anlatmam mümkün değil. Cipriani'den, Maison Kayser'e (ki kahvaltısını çok beğendi) aynen Le Pain Quatidien'den Sip Sak'a, gitmediğimiz yer az kaldı desem.
Son 2 günümüzü Midpack'te geçirdik dolu dolu. Tabii Ekmel Anda'nın ofisinde Kenan Usta'nın kahvaltı ve öğlen yemeklerini saymazsak. Kimseye bir şey almayacağım, hiç bir şey yapamıyorsun alışverişe dalarsan, diyen güzel arkadaşım 3 valizi de hediyelerle doldurdu, "Yaaa ne kadar yanlış yaptım, falana filana bir şey alamadım" diye üzülerek de döndü. İnanın şimdiden çok özledim benim melek, dünyalar güzeli arkadaşımı.
PARKER ÇEKİMDE
İstanbul'dan gelen çalışmalarını, işletmeciliğini çok takdir ettiğim kişilerden Tolga Sezgin buralardaydı. Beraber ancak West Village'da bir yemek yiyebildik, Gökhan-Nurdan, Ziya-Zeynep çiftleri ile. İnanın Tolga'nın bildiği NY'u NY'lu bilemez. Bu arada Şenay'ımı (Düdek) bol bol andık.
Ve dünyalar güzeli, asili, şıkı... daha sayayım mı? Nesligül Aksoy geldi NY'a. Ancak Saint Ambross'ta bir kahve içebildik. O kadar doyamadık ki bir şey almaya gideceği Bloomingdales'e yürüdük. Yolda da konuşuruz diye. İyi ki gitmişim. Kapının önü fena bir kalabalık. Yaklaşınca anladık, "Sex and the City'nin en ünlüsü Sarah Jessica Parker yeni çıkardığı ayakkabı line'ının tnıtımı için çekimler yapıyormuş. Taksiler mi çevirmedi, kıyafetler mi değiştirmedi, ayakkabıları mı denemedi, tepelere mi çıkmadı?... Her mesleğin bu yanları da varmış, yeter ki başarmak iste dedirtti.
Size şöyle bir NY karması yapabildimse ne mutlu bana. Hepimize iyi haftalar diliyorum..,