Maceralı yolculuk Miami
Ve Washington.... İzmir'den arkadaşım Kerim Başterzi...
Nam-ı diğer 'Sandalyeci' Türkiye'deki hemen her havaalanında sergilediği çok ilgi çeken dev sandalyesi haricinde dünya havalimanlarının birçoğunun Lounge'ının koltuk, sandalye ve masalarını yarattı. İşte bunlardan biri olan Washington hava limanındakini çok merak ettiğim için epey iyi çalıştığı Kanada Toronto'dan beni aradı ve Washington'a davet etti. Şehre indiğimde iyi dostum Işıl ile buluştuk. Kaldığım W Oteli'ne çantamı bırakıp minik bir şehir turuna geçtik. Hemen karşımızdaki 'Beyaz Saray'dan başladık. Eski posta merkez ofisini alıp pahalı bir otele çeviren Başkan Trump'ın eserini ziyaret ettik. Çok ilginç dekorasyonlarla karşılaştık. Lobi ve restoranların meydanının üstü baştan başa camla kaplı, gökyüzünü görüyorsunuz.
Antik sayılabilecek kaloriferleri aynen bırakılması, ünlü aşçı David Burke'ın ağaçlarla kaplı restoranı, lobi servisindeki peynir ve soğuk et çeşitleri görülmeye değer, beni en çok etkileyen şeylerden biri de eski postanenin bankolarının girişte aynen muhafaza edilmesi.
Kalan misafirlerin dışında oteli sadece görmek bir şeyler yemek içmek için gelenlerin oluşu tıklım tıklım dolduruyor kocaman mekanı.
GURUR VEREN SANDALYECİ
Birkaç saat gezdikten donra Işıl ile beni almaya geldi Toronto'dan gelen Başterzi. Dünya güzeli Washingon'lu Hande Akmehmet ile McLean'deki restoranlarına gittik. Hande'nin eşi John Uzun ve kayınpederi sahibi oldukları Kazan Restoran'da bizi ağırladılar. Harika Türk mutfağı 'Kazan' da buralarda ender yenilebilecek yemekleri yedik.
Dikkatimi çeken gelenlerin yüzde 90'ının üst düzey Amerikalı oluşu idi, hatta yemeğe gelenler arasında Trump'ın Dışişleri Bakanı olmasını teklif ettiği Newt Gingrich vardı. Halen TV programlarının en aranan siyasetçilerden biri. Washington'a gitmemizin mana ve ehemmiyeti ertesi sabah kahvaltıya gittiğimiz Dulles Hava Alanı'nın THY lounge'uydu. Baştan başa Sandalyeci firmasına ait çok ama çok şık lounge'a bayıldım. Defalarca tebrik ettim Başterzi'yi. Oradan değişik koltuk ve iskemlelerinin yer aldığı Showroom'una geçtik. Hande'nin idare ettiği mekan göğsümüzü kabartacak cinstendi. O kadar güzel bir duygu ki yurt dışında bizi bu denli iyi temsil eden kişilerle buluşmak.
Tebrik ediyorum Sandalyeci... Nicelerine...
İZMİR'İN YILDIZ FABRİKASI
Biraz burdan biraz ordan... NY'a uçmadan son gecemde Şenay Düdek. Şebnem Bursalı, Ertan Kayıtken ve Asuman Dabak yemek yedik. Herkesin neler yaptığı konuşulurken Ertan'ın sizi de ilgilendireceğinden emin olduğum önümüzdeki hafta gerçekleşecek projesinden bahsettik. 'Miss&Mr Night Out'... Güzel İzmirimizde artan moda olsun, güzellik yarışmaları olsun renkli faaliyetlere imzasını esirgemeyen Ertan Kayıtken, gençlerimize yeni ve güzel şanslar tanıyor bu yarışma ile. Kendine güvenen ama ilk podyum deneyimi olacak kariyerinde model ve oyunculuk üzerine ilerlemek isteyen gençleri sektöre kazandırmak için bu yarışmayı hazırladıklarını anlattı. Başvurular 1 Kasım'da başlayıp 1 Aralık'ta sona ermiş.
Bu yarışma Ege'nin yıldız fabrikası olacak.
Yeni üretimlerde bulunacak. Şimdiden başarılar diliyorum Ertan...
BAŞARILI TÜRKLER İLE
İşte başarılı bir Türk genci, Burak Doğan... Astoria'da balık Kyclades, kahvaltı ve akşamüstü minik atıştırmaları TRU, Türk kahvaltısı ve kebaplar TRUVA.... Mehveş Koçak ile vazgeçilmezlerimiz.
Pazar günü. Brunch Truva, kahve Martha's, akşam yemeği Tru...
Arkadaşım Meltem Mete, Mehveş, Kürşat Deligöz bu programı yaptık... Oralara ve laflamalara, hatıralara doyamadık...
Ve geçen akşam benim vazgeçemediklerimden Merih Ergürbüz geldi hoş geldi. Ertesi gün eşi geleceğinden o bir gün evvel geldi ki görüşebilelim. Sıkı bir yağmur başladı sokağa çıkar çıkmaz.
Tek şemsiye ile Merih, Bahar Erçakır ve ben nasıl idare edilirse etmeye çalştık.
Hızlandırılmış bir tur ile önce ünlü Rockefeller ağacı hemen karşısında Saks Fifth Avenue ışık ses gösterisi...
Bir koşu vitrinler ve metro... Ver elini Astoria Kyclades... Bu kadar keyifli bu kadar sade bu kadar candan bir akşam geçebilir. Oraya gidene kadar yağmurdan dolayı beynimizi yiyen Bahar, 'ay Mehveş gelene kadar neden bu kızın oraya kadar gidiyoruz diye söylendim.
Ama seni tanıdım. 'Bu yolların 10 mislini yaparım bir dahasına...' diye başladı...
Harika bir akşam yaşadık... Eskiler yeniler çok iyi oluyor...
BOL MACERALI BİR YOLCULUK
Arkadaşım Cem Akın ile çok hareketli bir gün geçiriyoruz. Hergün sabah çok erken uyanmama rağmen bugün özellikle daha erken uyandım. Hani tekrar dalarım düşüncesi ile kalktım ve güne başladım. Saat 04.00'te... 08.30'da evden fırladım, 09.00 vapuru ile NJ tarafına 10 dakikada geçtim. Cem iskeleden beni aldı ve özel firmalardan birinin taksisi ile New York hava limanına yola çıktık.
Şoförümüz 2 dakika benzinciye uğraması gerektiğini söyledi. "Tabii ki" dedik.
Şehrin her sokağına girdi birçok benzinci geçmemize rağmen en sonunda herhalde alışkın olduğuna girdik.
Benzini aldı ve alana doğru tekrar yola çıktık. Geçtiğimiz yolları tekrar yaptık.
Zaten hem biraz bildiğimiz hem de navigasyondan gördüğümüz üzere 2 kez yolun uzadığını gördük. Alanda indikten bir kaç dakika sonra telefona gelen mesajda ilk denen yolun üzerine yaptığımız ekstra yolun fatura edildiğini gördük.
"Olur boşver bize bir şey olmasın" dedik.
Alanda 2 saatten fazla süremiz olduğu için kahvelerimiz kruvasanlarımız ve en mühimi bitmez konularımız gündeme geldi. Ya kapı hemen burada dedik, uçağa binmeden son kontrolün ne kadar kalabalık olabileceğini düşünemedik, rica ederek en öne geçtik. Ama önümüzdeki epey yaşlı beyin epey bir kontrolden geçeceğini gündeme almadık.
Hemen kontrolün yakınında olan uçak kapımıza vardığımızda uçağımızın kapılarının kapandığını gördük önce küçük bir şok yaşadık, ardından "Olsun bize bir şey olmasın" dedik. 3 saat sonraki uçağa biletlerimiz hazırlandı. İlk bizim bindiğimiz uçaktaki valizlerimiz aklımıza geldi.
Dua ettik "Dileriz yine olsun bize bir şey olmasın" demeyiz Miami'de...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.