İki gün önceki yazımda, korsan baskıların artık yerlerde açılan sergilerde sürünmekten kurtularak, arkalarına yerleştirilen bandrolle kitapçı raflarına terfi ettiğini belirtmiştim.
Fikir hırsızlarının ucuz çocuk yayınları için aldığı avuç dolusu bandrol, sahte bir apolet gibi yapıştırıldığı kitaba görüntüde yasal bir kimlik kazandırıyor. Oysa daha önce de üzerinde durduğum gibi sayfalarını çevirdiğiniz anda, baskı ve kağıt kalitesinden, yazıların şekilsizliğine kadar tüm sahtecilik 'korsan'ı ele veriyor. Resmen, en ucuza indirgenmiş bir fikir çalıntılığı yaşanıyor...
Böylece aylarca kafa patlatan o satırların yazarı başta olmak üzere bir kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkes devreden çıkarılmış oluyor. Siz de üzerindeki sahte bandrole kanarak orijinal sandığınız, o kötü hamurdan kağıda basılan, kimi sayfaların eksik, kimi yazıların silik çıktığı kitapları alıyorsunuz. Aslında önce bir okur olarak kendi değerimizi düşürmekten ve sevdiğimiz yazarlara büyük haksızlık etmekten başka bir şey yapmıyoruz!
CANI YANIYOR
Elbette fikir hırsızlığının sancısını en çok eser sahipleri hissediyor. Çünkü onların sadece paraları değil, kendi yarattıkları bir dünya ve hayatları da çalınıyor. Bu düşünce ve gönül hırsızlığının mağdurlarından, ünlü yazarımız Canan Tan, önceki yazım üzerine beni aradı. Onu tanımayanınız yoktur. Bir süre Yeni Asır'da da köşe yazarlığı yapan ünlü sanatçının öykü, roman ve mizah dili, kendisine kadın edebiyatçılarımız arasında haklı bir ayrıcalık kazandırmıştır.
Her edebiyat türünde yeteneğini süsleyen ödülleri ve ulaştığı geniş okur kitleleri bunu yeterince kanıtlıyor zaten. Ama şimdilerde bir yazarın başarısını tartmak için ödüllerini ya da hayran sayısını bir kefeye koymaya gerek yok. 'Korsan sektörü'ndeki kariyerine göz atmak yeterli! Çünkü bu korsan dünyası, elbette eserleri büyük baskılar yapan yazarları tuzağa düşürüyor en çok...
Haliyle canı fazlaca yananların başını çeken Canan Hanım da, korsan konusuna eğilmemden duyduğu memnuniyeti dile getirdikten sonra başından geçen traji komik anekdotlara geçiyor. Ve siz, "Yüzsüzlüğün de bu kadarı olur" diyorsunuz kendisine yapılanlara...
TRAJİ KOMİK
Çeşme'de mantar gibi türeyen, sahte apoletli kitap satıcılarından birinin dükkanına girer Canan Tan ve kendi romanı 'Piraye'yi sorar.
- Abla o kitap öyle bir sattı ki elimizde kalmadı. Ama yeni baskıları yapılıyor. Sipariş verirseniz size ayırırım, yoksa yine bulamayabilirsiniz!
***
Başka bir tatil beldesindeki yakınından sevgili yazarımıza telefon gelir. Hattın ucundaki ses müjde vermektedir:
"Burada ucuz kitaplar satan bir yerde, 'Canan Tan köşesi açıyoruz. Yazarın yeni kitapları geldi' diye anons yapılıyor!"
***
Yine Çeşme'de korsan satanlardan biri, eşiyle yürüyüş yapan Canan Hanım'ı tanıyor ve koluna yapışarak, "Ablacım, sayende çok ekmek yedim. Allah aşkına gel bir çayımı iç" diyerek ısrarla dükkanına davet ediyor.
***
Nasıl başa çıkacağını bilemeyen Canan Hanım ise, kendince zararını asgariye indirmenin küçük bir yolunu bulmuş: "Korsan özellikle yazın tavan yapıyor. Bu yüzden kitaplarımın yayınını onların baskı dönemlerinin sonrasına denk getirmeye çalışıyorum"
YASA YENİLENMELİ
Güler misin, ağlar mısın? Bir yazarın kitapları, peynir ekmek gibi kayıt dışı satılıyor gözünün önünde. Ve onun elinden, hayatından koparılan parçalar sayesinde birilerinin köşeyi dönmesini izlemekten başka bir şey gelmiyor. Çünkü yasalar hala bu çirkin sektörün oyununu bozacak boşlukları doldurmuyor. Çünkü hala bizim ülkemizde 'fikir çalmanın' bir dükkanı soymaktan bile daha ağır hasara yol açtığı bilinci yerleşik değil.
Bu 'apoletli korsanlara' karşı önlem alacak kanuni düzenlemenin gecikmeden yola çıkması gerekiyor. Yoksa Canan Hanım kadar nezaketini koruyamayacak bir yazar her an katil olabilir!
Müzik ve film dosyası indirmeye ceza kapıda
Özellikle gençler bu habere üzülecek. Ama günümüzün bilişim çağında, fikir hırsızlığının masumane tabiri 'müzik ve film indirme'ye ceza kesmeyi öngören yasal düzenleme yolda. Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, müzik ve sinema sektörünü büyük kayıplara uğratarak üretimin düşmesine neden olan, internetten müzik ve film dosyası indirilmesine sıkı takip ile cezai yaptırım getirildiğini açıkladı. Habere göre, Kültür Bakanlığı'nın 5846 sayılı 'Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda yapacağı değişiklikle, internetten 'fikir hırsızlığına' karşı uyarı, idari para ve hapis cezasına kadar uzanan yaptırım hedefleniyor. Bu kanun ABD'de caydırıcı etkisini göstermiş ve internetten eser indirme oranında yüzde 70'lik azalma görülmüş.
Çelik, "Denetim Komisyonu Başkan ve Üyelerine İkramiye Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik" çıkardıklarını belirterek, illerde görev yapacak deneticilere ve emniyet görevlilerine bir miktar para ödeneceğini kaydetti. İlk kez böyle bir teşvik uygulanacağını açıklayan Çelik, "Operasyonda ele geçirilen ürün sayısına göre, polis ve denetim komisyonu yetkililerine ikramiye verilecek. Bu da bizim açımızdan, 'fikir hırsızlığıyla' mücadelede en önemli dama taşlarından biridir" diyor.