Mantık, doğru düşünme ve bilgiye ulaşma bilimidir. Ama yeni bilgilere ve doğru sonuçlara ulaşmak için mantık yürütürken de yine 'bilgiye' ihtiyaç duyarız. Çünkü ancak bildiklerimiz bize yeni yollar gösterebilir. Ve 'mantık' elindeki malzemeyi kullanmanın ustalığı ölçüsünde saygı görür. Nitekim bir konuda 'bilmeden' karar vermenin ve zamansız atıp tutmanın sonradan doğuracağı sonuçlar, insanı 'mantıksız' durumuna da düşürebilir.
Örneğin şu 'Kürt açılımı' konusunda her kesimden yargılar yükseliyor. Bu açılımı kim ortaya çıkardı? Önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ağzından 'tarihi fırsatı' kaçırmamamız gerektiğini duyduk. Sonra da Hükümet bu açılım söylencesine dört elle sarılarak, ne yapılması gerektiği konusunda geniş tabanlı bir çalışmaya girişti. Peki biz kaçırılmayacak 'tarihi fırsatın' ne olduğunu ve 'Kürt açılımı'yla neyin kast edildiğini biliyor muyuz?
Sezen Aksu atladı. Başbakan'ı arayarak, "Açılım karşısında duranları iki cihanda da lekeli kabul ediyoruz" diyerek destek verdi, manşetlere taşındı. Peki 'açılımın' açılımı ne? Bırakın bu konuda nasıl bir politika izleneceğini ve neler yapılacağını, henüz niyeti bilmiyoruz, niyeti... Efendim, niyet terörün bitmesi. Silahları susturmak, akan kanı durdurmak için toplumsal bir mutabakat ve barış ortamı oluşturmak...
Bu süslü söz zincirini uzatın uzatabildiğiniz kadar. Aynı toplumun insanları arasında süren bu çatışmanın bitmesine yönelik özlem elbette ortak aklın temelidir. Ama bunun neresi yeni? Ben bir 'açılım'dan bahsediliyorsa, yeni bir şey bekliyorum. Ki yeni bir politik düzleme doğru yol alındığı da işin gizliden yürütülmesinden anlaşılıyor. Bu çalışmaların yapılacağı yer Meclis'tir ve anlaşma ortaklığı da orada aranıyor. Ama henüz açıklanmış bir manifesto yok.
Açılımın şimdilik adını duyduk. Açılmadı ki içini görüp bilelim. Kararları doğru ya da yanlış bulmak, desteklemek veya karşı çıkmak ancak öğrendikten sonraki adım. Sezen Aksu, Türkiye'nin en saygı duyulacak sanatçılarından biridir. Ama öyle olması, adımını bastığı her zemini sağlam bulacağımız anlamına gelmez. Açılımın ortaya atıldığı günden beri, 'teröristbaşı'nın kendi çapında yumurtladığı fikirler basında "Öcalan'ın planı" diye veriliyor.
Sürecin danışma mercii İmralı'ymış gibi haberler yapılırken, Sezen Aksu'nun "Açılıma karşı olan lekelidir" yakıştırması zamanlı mıdır? Şu anda 'yanında' ya da 'karşısında' durmanın değil, her kesimin kendi hassasiyetlerini dile getirme vakti. Teröristbaşı bile durumdan vazife çıkarmaya ve PKK'ya 'Kürt açılımı' görüşmelerinin tarafıymış görüntüsü yaratmaya bakıyor. Aksu ise daha içini görmediği bir pakete karşı olabilecekleri şimdiden lekelerken kimlere cesaret aşıladığını bilmiyor mu? Ya yarın şehit aileleri de bu 'lekeyi' kendisine iade ederse!