Dünkü yazımda, İzmir Devlet Tiyatrosu'nun önümüzdeki oyun sezonu öncesinde yaşadığı sahne telaşından söz etmiştim. Hatırlayacağınız gibi, tiyatronun Karşıyaka'daki Ragıp Haykır Sahnesi, yeni sahiplerinin orada sanatı barındırmak istemeyişleri yüzünden mahkemelik. Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü, sahneyi satın almak istiyor ama kulağımıza çalınanlara göre 3 milyon liraya oranın arazisini kapatanlar, üzerine 5 koyarak elden çıkarmaya kalkışınca doğal olarak anlaşma sağlanamıyor.
Her ihtimali düşünen Tiyatro Müdürü Hülya Savaş ise sezon öncesinden önlemini alarak belediyelerin sahnelerinden faydalanmak üzere gerekli sözleri aldığını açıkladı. Bunun yanı sıra İl Halk Kütüphanesi'ndeki küçük çapta gösteriler için kullanılan salonun da profesyonel oyunların sahnelenebileceği şekilde projelendirilmesiyle, Karşıyaka'daki salon ayarında yeni bir mekan daha kazanılmış oldu. Bunda DT Genel Müdürlüğü'nün ayırdığı ödeneğin yanında, mimarından, işadamı ve işçilere uzanan bir sanatsever yelpazesinin de büyük katkısı oldu.
Umarız bu işbirliğinin ışığında, yeni 'sanat destekçileri' de aynı yolu izlemek için harekete geçer. Çünkü İl Halk Kütüphanesi'ndeki salon, gelecek yıl üzerinin açılması halinde her türlü gösterinin yapılabileceği bir kültür merkezine dönüşebilir. Aslında 4 milyona yaklaşan çağdaş bir nüfusun yaşadığı, 6 üniversitenin yer aldığı İzmir'de elbette ki Devlet Tiyatrosu ve Opera Bale'nin de Adnan Saygun Kültür Merkezi ayarında sahneleri olmalı. Avrupa'da en küçük kentlerin bile modernlik ölçüsü, sanat yapılarının görkemiyle orantılıdır.
İNSANLIK HALLERİ
Gelelim İzmir Devlet Tiyatrosu'nun bu sezonda şimdilik sahnelenmesi kesinleşen oyunlarına. Bu yıl, 'Şerefine İnsanoğlu', 'Barut Fıçısı', 'Rezervuar Kanişleri' ve 'Dona Agatha'nın Kaçırılışı' ile çocuklar için 'Sakarca' DT'nin sahnelerinde tiyatro severlerle buluşacak. Özellikle bu yılın yeni oyunları 'Şerefine İnsanoğlu' ile 'Barut Fıçısı'nın üzerinde durmak istiyorum.
Şerefine İnsanoğlu, mesleği hekimlik olan ressam ve yazar Toygun Orbay'ın kaleminden çıkma bir oyun. Yazarın daha önce 'Mat' adlı oyunu İstanbul DT'de, '21.15 Treni' ise Ankara DT'de sahnelendi. Ne büyük şans ki, Orbay'ın İstanbul ve Ankara'dan sonra üçüncü oyunu ise İzmir DT'de gösterilecek. Ama 'Şerefine İnsanoğlu' bu yıl İstanbul Drama Topluluğu tarafından Nuri Nalbantoğlu rejisiyle izleyiciyle buluşmuştu. Günümüz sorunlarına ve çağdaş insanın çelişkilerine ilişkin oyunlara daha çok fırsat verilmesini arzuladığımız DT'de, 'Şerefine İnsanoğlu'nu iyi bir tercih olarak görüyorum.
Oyun, savaşın değişik sınıf ve kültür kesimlerinden insanlar üzerindeki izdüşümü üzerine kurulmuş. Bir tarafta amansız çatışmanın kurbanı olanlar, diğer yanda ise akan kandan rant sağlayanların gerçek yüzlerini izletiyor 'Şerefine İnsanoğlu'Esirlere işkence yapan bir çavuş, idealist doktor ve düzen savunucusu bir avukat arasındaki dramatik çatışma, insanlığın 'yok edici' çıkar odakları elinde nasıl bir oyuncak haline geldiğini tartışmamızı sağlıyor.
Makedonyalı yazar Dejan Dukovski'nin 1995'te yazdığı 'Barut Fıçısı' ise, 1998'de filme de çekilen ve 35'inci Antalya Film Festivali'nde 'Büyük Ödül'ü kazanan bir eser. Birçok ülkede sahnelenen oyun, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda Yıldıray Şahinler'in rejisiyle gösterildiğinde tüm eleştirmenler tarafından 10 üzerinden 10'u kaptı. Oyun 'kara komedi'nin en güzel çağdaş örneği olarak kabul ediliyor. 'Barut Fıçısı'nda, Balkanlar'daki şiddet ortamının gazabına uğramış, birbirinden farklı insanların yolunun kesiştiği bir noktada, insan yüreğinin sıcaklığına sığınarak dostluktan bir zırh oluşturmalarının trajikomik öyküsü anlatılıyor.